ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Hüznün En Soğuk Anı... Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Hüznün En Soğuk Anı...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Hüznün En Soğuk Anı... Empty
MesajKonu: Hüznün En Soğuk Anı...   Hüznün En Soğuk Anı... EmptyPaz Eyl. 29 2013, 20:38

Hüznün En Soğuk Anı...

Leyldir gece, kelimelerin en karanlığıdır, bir sözdür ki telaffuzu yoktur, bir közdür gece ki yaktığı yer çoktur. Leyl, hem geçmiş vardır içinde, hem de gelecek, andır geçmişi ve geleceği bir çırpıda silecek. Gece gelir, sessizce girer koynuma; davetsiz sarılır boynuma, bu gece de beraberiz der. Sen ve ben yalnız ikimiz, kaçmak imkansız benden, korkma ben sarılıyorsam, sen de sarıl. Bırak kendini karanlığa derin karanlıklara, düşüp kalkalım beraber ancak, o zaman benimle bütün olursun, bir olursun...

Geceye, geleceğe eş, yalnızlığa arkadaş, leyl, ahh leyl, leyl ki Leyla'nın vuslata yani Kays'a erme arzusuyla mumlar yaktığı an. Leyl ki gözlerdeki karanlık duyguları şems gibi tenvir eden, leyl ki aşığın maşuka ulaşamayınca ona nağmeler söylediği, şiirler yazdığı zaman. Leyl ki vefa bekleyenlerin sadakatsizlikten ötürü canına kıydıkları kötü vakit, leyldir o en güzel seslerin semaya yükseldiği kutlu zaman. Bir leyldir ki gökyüzünün tüm renkleri bir bir temaşa edilen, bir leyl ki bu beni benden alıp götüren vasıta. Belki de beni bana getiren, beni ben yapan değer bilemem ki...

Ruhumu da bırakacağım bir gün ona zaten, neye mi, bir geceye. Nedendir bilmem kendimi dinleyebildiğim, duygu pınarlarımın coştuğu, gözyaşlarımın ummanlara karıştığı bir sevda dolu zaman dilimidir geceler bende. Geceyi seviyorum, içimde ona tarifi imkansız bir iştiyak seziyorum. Halimi, derdimi, sevgimi, özlemlerimi, yakarışlarımı bu zaman okuyorum derunumdan ve bu zamanda hissediyorum benliğimi. Bu bir gece ki sevgime sevgi arıyorum, bu gece ki, yalnızlığım bir ok gibi saplanıyor yüreğime, gözlerim boş hülyalara dalıp giderse birde…

Hayatımda çok yer tutuyor geceler benim için, uzun otobüs yolculuklarını gece yapmaktan çok keyif alıyorum. Hele ki bir de cam kenarındaysam başımı yalnızlığın, yalnızların dostu camlara vuruyor ve derin derin düşüncelere dalıyorum. Kalbim sanki o anda ne var ne yok haykırmak istiyor, kalbimden duygu membaı fışkırıyordu sanki. Kelimeler bana yetmiyor, dilim düğümleniyor sanki. Duygularımı ifade edemeyince gözlerim sicim gibi olmuş, hep giryan, hep giryan, yok tarifi bu duygumun, nedir ALLAH'ım bu tılsımlı kelimeler...

Karanlık geceler, ılgıt ılgıt esen seher yelleri ruhumu yeniden yeniden dirilişe çağırıyordu. Karanlık gecenin sabahı pek yakındır diyordu zamanın ünlü bir alimi. Zamandan münezzeh oldukça kendimi farklı illerde, koylarda buluyorum birden. Yıldızlar ne kadar da güzeldi geceleri, tatlı tatlı gülümsüyordu bizlere sabaha dek. Güneşin doğuşunu az izlemedim, üstelik dağda izlemenin keyfini çıkardım çok gece bu matlanın. Güneşin tulu olacağı ana yakın sanki yıldızlar bizden saklanıyordu bir bir...

Ya mehtap seyrine devam ederken gecenin, bir de mehtap bekliyor beni yukarıda. Seher vaktine kadar sonsuzluğa bir özlemle bakıyor gözlerim ve hayallerimi süslüyor gelişin. Yine leyl, kaleme aldığım bütün yazılar da gecelerin ürünüdür, yol gösterir bana gece. Melhum olur gönlüme geceler her lahza, hele o zaman duygularım taşacaksa tutamam kendimi bir anda, kah hesap verircesine, kah duygularımı neşretmekten aciz kalışımdan dolayı bizar olup ağlarcasına. Kah mütebessim bir çehre ile girizgah eder, gönlümü akıtırım bu melul beyaz sayfalara...

Gece ne kadar da zarif bakıyordu bana, pek masumane, ama acımasız. En sevdiğime, sevdiklerime bu kadar yakında bulunmama rağmen onlardan gurbetteymişim gibi bir hicran esintisi üfürüyor içime, hazan mevsiminin yorgunluğunu bırakıyor içime. Firak ateşini alevlendiriyor, peki vuslatım nerede, her yer gece, hep gece. Ben çaresiz ve yalnız kendimi arıyorum bazen kuytu sokaklarda, bazen otobüsün cam kenarında, bazen evimin balkonunda…

O leyl ki karanlığın çökmesiyle ruhumda da şimşekler çaktıran, fecre kadar dayanamayan bir kalp. Hep arıyorum koyu karanlıkları bu gecelerde, arıyorum ki unutulayım tamamen bu karanlıklarda, kaybolayım ve arıyorum halvete çekileceğim anı her lahza. Geceler ki keyif verdiği de olur lakin o keyif yarsız olur mu, çekilir mi hiç. Gönlümün telleri titrerken bu esnada uzun zamandır kulaklarıma aşina olduğum şu mısralar terennüm edip dökülür dudaklarımdan;

Tek hece geceler yapayalnız
Bende şehrin karanlık ve ıslak caddelerinde
Yalnızlığımla beraber yürüyorum.
Yalnızlığımı gözyaşlarımla
Gecelerin koyu karanlığında yazdım gülüm
Tüm çaresizliğim ve kimsesizliğimle birlikte
Yine de gülümsüyorum hayata, karanlığa
Ve koynuna kabre girer gibi girdiğim gecelerin sessizliğine
Kanadı kırık kuş misali gibi, sığınıyorum karanlıklara.
Geceler çok karanlık, tıpkı gözlerin
Ve Yusuf'un düştüğü kuyular gibi
Esen rüzgarlar yalnızlık şarkılarını fısıldıyor kulaklarıma
Ve bir ses çağırıyor beni, kaybolan yıllarıma,
Umutlarıma, yarınlarıma…

Hayatıma farklı bir anlam katıyor bana geceler, gecenin bu feyzi nerden geliyor bilmem. Bak, yine gece oldu, saat 04.00 ü gösteriyor, yine gece yazıyorum, gece ediyorum tefekkür ve tezekkür. Dedim ya gönlüme sadece bu anda geliyor aşk çağlayanından ilhamlar. Zamanın hançeri ruhuma saplansa da, tan yeri ağarsa da bu seher vaktinde, dalgalar karaya vursa da gizlice, duygularım düşüncelerim zamana bağlı kalsa da gerçekler bu şekilde beliriyor ve beni sonsuza götürüyor. Aşk ikliminde bu zaman diliminde açıyor hazan çiçeklerim, ıslanıyor ve büyüyor...

Bu yazıyı yazarken de geceydi ve ruhum bu ıssız gecede ne kadar inlese de sesini duyuramadı. Duyuramadı gönlündeki aşkı, o bir gönüle, duymadı o, ya da duymak istemedi, meçhul. Hala bir şeyler söylemek istese de yüreğim, ne çare ki, artık beyhude, anlatamıyorum ben kendimi. Diner mi bu zamansız akan gözyaşlarım bir gün. Tutkuyla bağlıyım şimdi gecelere, gecelerin koynuna giriyorum aynı kabre girer gibi. Hüznün en soğuk anını yaşıyorken ben burdayım, gönlümse geceleyin uzaklarda...

Ama sen… Sad 

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Hüznün En Soğuk Anı... Empty
MesajKonu: Geri: Hüznün En Soğuk Anı...   Hüznün En Soğuk Anı... EmptyPtsi Eyl. 30 2013, 00:41

çiçek16Allah razı olsun  çiçek16 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hüznün En Soğuk Anı...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hüznün En Soğuk Anı
» Soğuk Hava Çok Soğuk…
» Hüznün Hikayesi...
» Hüznün İşgalinde Yüreğim...
» Hüznün Doğu Yarısı...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: