mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Hoşçakalın... Salı Eyl. 24 2013, 20:13 | |
| Hoşçakalın...
Artık veda etmenin zamanı geldi, yüreğim kabullenmese de hiç kimseye sevmeyi öğretecek kadar büyük olmadığımı öğrendim. Öğrendiğim bir diğer şeyde insan sevmeyi yaşamın içinde öğrenebilir ancak. Acı çekerek, severek ya da zamanı geldiğinde, veda etmesini bilerek. Umutsuz ve katlanılmaz bir acı sorgularken yüreğimi, hem de böylesine severken, sevildiğime inanmışken. Bu kez ayrıcalı olacak el sallayışım size, yaşamın zaman aralıklarından izledim sizi bir süre. Veda etmeyi düşünene dek, kahreden sessizliğiniz, umursamaz tavrınızla. Düşünüyorum da niye, sevildiğine, beğenildiğine güven mi ne, şimdi yüreğim tutsak ediyor düşüncelerimi. Sımsıkı sarıp sarmalıyor, onu açmamı istemiyor artık, yeterince kırıldın, incitildin, ilginden dolayı küçümsendin diyerek...
Kaç kez veda etmeye niyetlendim kaç kez, belli ki yürekten istemedim belki diye diye. Ardımda bıraktıklarıma bakmak istemedim, baktım da görmek istemedim, yüreğimden söküp atamam zannıyla, uzaklaşmak istemedim anılarımdan. Hep her şey yaşanması gerekenden ibarettir, yalnızca pişmanlık ve umutsuzluk yok derdim. Yaşanan her şeyin anlamı vardı bence, yaşanan her şeyden bir şeyler öğreniyordum kuşkusuz...
Yıllar sonra karşılaşmamız basit bir rastlantı değil diye düşündüm, size verebileceklerim sınırsız gibi geliyordu bana. İstediğinden bile emin değilken gözardı edildim, gözardı edilmeyi hak etmediğim halde, zorla güzellik olmayacağını anlamam gerektiğini bilerek, arama biz ararız demenize, aramamanıza karşın arayarak, umut ederek. Bir telefon sesi bile yaşama bağlayabiliyor insanı, gece gündüz çalmasını bekleyerek, çalmaz işte bir türlü çalmaz, işte o zaman içimdeki dürtü ile aramak isterim, ararım. Ararım, bir şeyleri paylaşmak için, belki o an coşkumu, sevincimi, hüznümü paylaşmak istememdendir, sizleri merak edişimdendir, yakın buluşumdandır sizi.
Derinden hissettiğim umutsuzluk yüreğimi sardıkca dostluğumuza, arkadaşlığımıza bakış açımda değişiyor. Düşlerimde baş köşemde oturdunuz hep, varlığınızı bilmeden, görmeden, oysa bana ait tek şeydi düşlerim. Anlattığımda anlayamayacağınız, istesenizde anlatamayacağım düşlerim. Siz isterseniz düşlerimin dışında kalın, gerçekleri yaşadığınızı sanarak. Neyse veda etmenin zamanı geldi demiştim, veda ettiğimin ayrımında olacak mısınız acaba. Dostluğumu, arkadaşlığımı verdim size karşılıksız, sizi sevdiğim gibi beni tanımadınız, tanımak istemediniz belkide. Umutsuzluğumda dahi güzel bir yanı var yaşamın, beni anlayacak birilerine duyduğum gereksinimim hep var olacak. Siz iç dünyanızla, iç çatışmalarınızla, size benden yakın dostlarınızla meşgulken ben başım eğik; veda ediyorum, hayatınızın diliminden çıkıp gidiyorum bile...
Hoşçakalın... hoşçakalın... hoşçakalın...
Selam Sevgi ve Dua ile...
En son mustafa43 tarafından Perş. Eyl. 26 2013, 07:09 tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Hoşçakalın... Çarş. Eyl. 25 2013, 02:28 | |
| | |
|