ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Meğer Gözlerdeymiş Sevda  Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Meğer Gözlerdeymiş Sevda

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Menekşe
Özel Üye
Özel Üye



Mesaj Sayısı : 2555
Kayıt tarihi : 30/08/10

Meğer Gözlerdeymiş Sevda  Empty
MesajKonu: Meğer Gözlerdeymiş Sevda    Meğer Gözlerdeymiş Sevda  EmptyPaz Tem. 07 2013, 21:44

Meğer Gözlerdeymiş Sevda

Gittiğin günden beri, gönlüm senin sevdana teşne. Kalbim ne kadar sevgi soluklamaya çalışsa da hep tık nefes. Sinem titremeyi bilmiyor. Bir can için ne canlar verilir, bir kalb için ne kalpler sevilir ve bir söz için ne sözler yutulur; hepsini sende öğrendim, senden öğrendim. Bir kalbe nasıl bütün bir kâinat sığar, sende gördüm. Vefa abidesi nasıl olunurmuş, sende bildim. Vefasızlığın en çok yaraladığı insanlar, vefakâr insanlarmış; sebebi buymuş onca siteminin, bildim. Ki sen, adını bir kez anmayı bile vefa addederdin. İşte adını yazdım bütün hasretlerin başına serlevha diye.

Sana vuslatımda tek sermayem, hasretim. Öyle bir sermaye ki ne azalması var ne bitmesi. Bütün ayrılıklar bir vuslat muştusu içindir, bildim. Ama vuslat yolu zor, vuslat yolu çetin, vuslat yolu yorucu… Vuslat yolu göze almak demek firakın kazandırdıklarını kaybetmeyi. Vuslat yolu gözünü karartmak demek müphem bir muştu ihtimali için. Ne kadar büyütebilirsem içimde hasret tohumunu, o kadar “berd ü selam” olacak yangınların çepeçevre sardığı vuslat yolum. Ne yapmalı? Hangi besteyi tutturmalı sana duyurmak için? Kaç elekten geçmeli aşkım, hakikatini ispat için?

Meğer ayrılığın şiddeti aşkın cennetiymiş. Hem tamuya düşmezmiş âşıklar, bildim. İşte sen, işte yüreğim. Ve kelimelerin hesabından mahcup kalemim, hep sana bir adım daha yaklaşabilmek için yattı secdeye. İtiraf ediyorum; bunca kelimelere sarılışım, “oldu” diye değil, “olsun” diye. Yağsın diye aşkın, kalbimin yamaçlarına. Bunca zaman beyhude yere kuruyan gözyaşı pınarım coşsun diye senden düşecek bir damlayla. Masivanın sığlarında çırpınan yüreğim derinliklerinde kaybolsun diye. Olsun diye henüz ham dahi olmayan ruhum. Ölsün diye Senden gayri bütün hayallerim.

Senin yoluna düşenler, o yolda düşmezler, bildim. Baş koyanlar Senin yoluna, baş eğmezler gayri yolculuklara. Ve ben, çook önceden düşmeliydim Senin yoluna. Dilimde tek söz, lügatimde tek kelime olmalıydı adın. Hayatım Sen kokulu rüyalar, rüyalarım Senin hayatın olmalıydı. Adını ilmek ilmek işlemeliydim kalbimin lekeli kanaviçesine. Adın ve kalbim, yan yana gelmeye seza değil, biliyorum; ne var ki yana yana gelince arınabilir ancak sinemdeki kirli yürek. Zihnimdeki bir adın da Suzan olmalıydı belki de; Ateş-i Suzan. Her andığımda seni, bir közün sıcağı yakmalıydı yüreğimi, yankılanmalıydı kulaklarımda yansımalıydı gözlerime. Ve bir gönül düşmeliydi ateşime, yakmaya yürek yetmeyen.

Gül dikecektim Kaf Dağı gönüllerin çölden tepelerine. Anka’ya bir bülbülün kalbini gösterecektim; ta ki anlasın aşk ne demekmiş… Terk etsin masalları, kaçsın tüm hayallerden, çöllere vursun kendisini; aşkı aramaya dursun. Ve bu yolda hiç durmasın. Bir nefeste kurutacaktım nefret ayazlarını. Ruhların semasına çöken karabulutları isminin tuluuyla dağıtacaktım. Sensizlikten çatlayan kalbleri parmaklarına dolayacaktım; ta ki anlayacaktı cümle dudaklar, meğer ne imiş ab-ı Kevser…

Sensizlikte o kadar ağırlaştı ki dünya; taşımak sevgi hamallarına kaldı. Kim ki Senin yüreğinin sonsuzluğundan bir katre tadabilmişse, dağlardan ağır gelen bir yükü omuzladı. Senin yolunun hayatbahş tozu, kalp ve zihindeki bütün hastalıkların yerini afiyete bırakması demekti; o tozu yutmak âşıklarına nasip oldu. Bazı kalpler yalnızca senin sevdanın gecesinde yaşadı, gündüzü öte âlemlere kaldı. Ve bazı kalpler de adeta bir küheylan gibi, çatlayıncaya kadar sevdi Seni…

Sen yardığında ancak hilalin ne demek olduğunu anladı ay. Su, parmaklarından aktıktan sonra aziz oldu. Söz, senin dudaklarından dökülünce kalplerde inciye dönüştü. Ve an geldi ki, ağulu aşı yağ ile bal etti bir söz. Bir örümcek, geçtiğin yeri örünce yazdı adını ağlarıyla ebediyete. Bir deveye kamburu, Sen sırtına bindiğinde yakıştığı kadar hiç yakışmamıştı. Milyonlarca gözden savrulan başıboş nazarlar, Senin gözlerinde anlam buldu. Meçhul bir karanlığın zifirinde sermest dolaşan kalpler, ancak Seninle mutmain olmanın tadına vardı.

Şimdi kalbime baktığımda, bilmiyorum nereye bırakmalıyım içimde taşıdığım eksikliğini. Kalemimi hangi hokkaya daldırmalıyım ki, şu sarı yaprağa dökülecek kelimeler söndürsün içimde anbean büyüyen alevleri. Ve neden sonra anlıyorum, kimi zaman beklemekten başka bir çare olmadığını…

Bazen beklemek gerekiyor, yolun en meşakkatli dehlizinde beklemek. Durmak değil bu, dinlenmek hiç değil. Sadece Senden bir emare beklemek. Kâh kor olup yakıyor içimin derinliklerini, kâh hasretimi tahammülfersa ufuklara taşıyor beklemek. Ve anlıyorum ki sadece samimiyet gerek bana, Sana varmak için. Güllerce kokmalıyım Sana gelirken, rüzgârca esmeliyim, yağmurca yağmalıyım damla damla. Bütün aşkımı kuşanmalıyım sırtıma. Gözlerimi damlatmalıyım sevda denizine. Günahkâr alnımı temizlemeliyim adının müstesna harfleriyle. Sana yine Seninle gelmeliyim. Yüreğimin raflarında tozlanan köhnemiş sevda kırıntılarını temizlemeliyim.

Biliyorum, kalbim kadar gözlerim de mühim bu yolculukta. Gözlerim sadece Senin yoluna bakmalı, Senin engin ufkuna uzanmalı uzun uzun. Bir inci bırakacaksa eğer içimdeki sığ denizden, Senin için düşmeli ve Senin avucuna düşmeli o inci. Bir kayarsa ağyara gözlerim, bir ilişirse gayrıya, biter yolculuk. Meçhul sahralara sürükler beni yol. Dipsiz kuyulara iter. Başladığı yerden bile geri düşer yolculuk.

Uyku yok gözlerime, kırpılmak yasak. Gecelerin zifiri kimsesizliğinde bir ışık gerek. Ben henüz muti bir ruh iken kalbimin arş u ferşine doğdun da Sen, işte şimdilerde can-sûz bulutlar girdi aramıza; bir başıma kalakaldım kendi karanlığımda. Ecnebi hayaller perdeledi gözlerimi. Sözlerimi Sen’den uzak kelimeler kuşatma altına aldı. Kalbimin gemini üvey sevdalar sahiplenme ihtirasında. Ya alnımda ter olmalıydı müsebbibi Sen olan, ya da gözümde birkaç damla yaş. Kuruluk yaraşmazdı bize. Mesafelerin, asırların önümüze çektiği setlere takılıp kalmak bizim harcımız değildi. Yerimde kaldıkça ben mesafeler yarışıyor bizi daha da ayırmak için. Kalbimin her köşesini bambaşka âlemlere götürüyor. Ve ben, bambaşka âlemlerde aramışım firakıma derman olacak ilacı. Ruhumu dipsiz karanlıklara sürükleyen marazın şifasını çok uzaklara sormuşum.

Şimdi anladım. Geç anladım. Güç anladım, çok uzaklarda aramışım ben ışığı. Nuru bulmak için beyhude yelken açmışım karanlıklara. Anladım ki, yolumu ışıtacak olan yine gözlerim. Ama kuru kuruya gözler değil. Düşen her damla, ebedi bir şems olacak karanlık yollarıma…

M. Safa EKUKLU
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Meğer Gözlerdeymiş Sevda  Empty
MesajKonu: Geri: Meğer Gözlerdeymiş Sevda    Meğer Gözlerdeymiş Sevda  EmptyPtsi Tem. 08 2013, 01:33

çiçek7 Allah razı olsun çiçek7 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Meğer Gözlerdeymiş Sevda
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Meğer Aşk
» Yarimiş Meğer
» Meğer Susmak İnsanın İçiyle Konuşmasıymış...
» Değmezmiş Meğer...
» Savaş Ay Hac İle İlgili Duygularını Paylaştı: "Arınmak Bu İmiş Meğer"

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: