2004-2005
yıllarında "Turuncu Darbe" sahnelenmiş ülkelerde gazetecilik yaptım. Ukrayna'da
Kırgızistan'da, Lübnan'da, Gürcistan'da, Kosova'da, durumu
belgeledim.

AKP hükümeti ülkeyi iç savaşın, bölünmenin eşiğine getirdi..
Ne hukuk kaldı ne adalet! Böyle süreçler turuncu harekat için uygun
süreçlerdir.. Halk sıtma ile ölüm arasına hapsedilir..

Baskı ve şiddetten
yılmış insanlar, önceden kurulmuş düzeneklere kolayca yönlendirilebilir. HUKUKUN
HAKKIN MÜDAFAASI ŞARTTIR.. Ama yanlış yönlendirilmelere karşı dikkatli olmak da
şarttır.

OTPOR ve CANVAS batı istihbaratının DARBE örgütleridir. Sıkılı
yumruk amblemi sosyal medyada insanları galeyana getirmektedir.. Akılla bilinçle
hareket etmeyen kitleler provokasyona açık olurlar. Sonu Mısır'dır, Libya'dır!
Mübarek 40 yıl ABD'ye hizmet etmiş, kullanım süresi bitince sosyal medya
üzerinden örgütlenen OTPOR hareketiyle kafese tıkılmıştır.

Küresel güçler
aralarında paylaşım savaşındadır. Türkiye değişik kanatların güdümündeki iktidar
unsurları arasında çekiştirilmektedir! Batılı hükümet ve medya gruplarının Gezi
Parkı olayındaki alışılmadık desteği dikkatle yorumlanmalıdır!

Batılı güç
odakları Tayyip Erdoğan'ın 'kullanım süresi'nin dolduğu yönünde 2 yıldır yayın
yapmaktadırlar. Türk milletinin sabrının taştığını ve kendi denetimlerinde
olmayan bir yöne kayabileceğini de defalarca rapor etmişlerdir.

Bunu
önlemenin tek yolunun, kendi denetimlerine alacakları bir 'hareket' olacağını da
kaydetmişlerdir. Dolayısıyla dikkatli olunmalıdır!

Hatırlayın 2011' de
New York'ta Zucotti parkında Twitter'dan örgütlenen binlerce kişi karşılarında
Yugoslavya’yı CIA uzmanları ve NED (National Endowment for Democracy) fonlarıyla
parçalara ayıran OTPOR/CANVAS gençlik örgütünün liderlerini bulmuşlardı.… İvan
Maroviç, Doğu Avrupa’ya, Kafkaslar'a, Orta Asya’ya turuncu darbeyi öğretmiş
isimdi.

Kapitalizmin merkezinde ‘kapitalizme karşı mücadele’ ‘Emekten
yana-sömürüye karşı elele!’ çığlıkları ortaya yayıldı. Sloganları İvan Maroviç
atmıştı. Gazetecilere beyanatında ‘Devrimci bir eylemin planlamasında, hiçbir
şey ‘kendiliğinden’ değildir! İnsanlar sokaklara dökülüvermiş gibi görünebilir.
Ama bu aylar hatta yıllar süren dikkatli bir hazırlığın sonucudur! Belli bir
noktaya gelene kadar, grevleri ve büyük kitle yürüyüşlerini örgütleyene kadar
geçen süre çok sıkıcıdır. Ama o noktaya vardığınızda her şey birkaç hafta içinde
sona ulaşır!’
(Revolution U, Foreign Policy, 16 Şubat 2011)
demişti.

Gezi Parkı'nda iktidarın emniyet güçleri tarafından inanılmaz
bir vahşet uygulanan halk, haklı tepkisini ortaya koyarken, bazı odakların
sahneye koyduğu oyunda figüran olmamaya dikkat etmelidir.

Önceki yazımda
da belirttiğim gibi HAK İÇİN DİRENİŞİN sonuna kadar yanındayız. Hayatımızı bunun
mücadelesi içinde geçirdik. Ama disiplinsiz, ve bilinçsiz yığın hareketi,
belirsiz odaklar tarafından yönlendirilebilir ve felaketle de sonuçlanabilir.


Bugüne kadar Türkiye'de yaşanan felaketlerde gıkı çıkmayan, Türk
milletine olan düşmanca tavırları aşikar Uluslararası Af Örgütü ve benzer
kurumların Gezi Park olaylarında kararlar yayınlaması, AB ve ABD siyasilerinin
açıklamaları hayra alamet değildir. Uyarmak görevimizdir!

Banu
Avar