ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Bir Düş Gördüm Düştüm... Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Bir Düş Gördüm Düştüm...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Bir Düş Gördüm Düştüm... Empty
MesajKonu: Bir Düş Gördüm Düştüm...   Bir Düş Gördüm Düştüm... EmptyPerş. Nis. 11 2013, 20:33

Bir Düş Gördüm Düştüm...

Bir düş gördüm düştüm, düştüğüm müydü düşümde gördüğüm neydi de ben düştüm. Ağladım ağladıkça yağmur yağdı. Yağmur yağdıkça ben ağladım. Bir düş gördüm düştüm. Düşlerim paramparça. Ben biliyordum bu düşte düşeceğimi biliyordum da sanmıştımki sen. Bir dilek tutmuştum içimden geçmiş zamanların izini sürerken. Çok özledim açık hava el ele yürüyüşlerini. Vazgeçmekten vazgeçmeme sebep olan o sesi soluğu bekliyordum bende. Ve ben o sesi soluğu sen sanmışım yanılmışım...

Örümcek ağı tutmuş biraz bakımsız virane boşluklarımda karşılaştık seninle. Bana doğru çıkan merdiven boşluğundaydık. Karşılaştığımızda bütün ışıklar yandı. Dağınıklığımın kusuruna bakma bu kata kimse çıkmayalı epey oldu. İlk karşılaştığımızda ne söyleyeceğimin de provasını yapmıştım ama ne
söyleyeceğimi unuttum göz göze geldiğimizde o bana çıkan merdiven boşluğunda. Burada tek başıma sıkılmaya başlamıştım ve kendi yüksekliğimden bırakıverecektim kendimi o çok tanıdık sokağımın üzerine...

Yalnızlığıma karışacaksın kalabalıklaşacağız sanmıştım. İki kişilik olacaktı bildiğim bütün yemekler. İki kişilik olacaktı tüm düşlerim ve dualarım. İki kişiye açılacaktı bunca zaman bir tek bana açılan kapılar. Yarımızı ödünç verecektik birbirimize belki de hediye edecektik. Bir yanım sen olacak ve ne giyersem çok yakıştıracaktım kendime çünkü çok yakışmıştın bu yanıma yarıma...

Çok zaman olmuş kendimle karşılaşmayalı ve çok zaman olmuş kendi resmimi aynalara çizmeyeli. Biten cümlelerim değilmiş meğer kalemimin mürekkebiymiş. Bu son olsun nolur. Bir daha hiç bitmesin mürekkebim. Ben çok sevdim bu mürekkebin mavisini. Seni burada mürekkebe benzetmemin nedeni tamamen çok sevdiğimden mürekkep mavisini. Ve çıkmaz mürekkebin mavisi bulaştımı üstüne başına ve mühür rengidir o. Mühürlü kaderim ol benim üstüm başım mürekkep mavisi...

İşte ben böyle bir şey sanmıştım sen gelirken şimdi gidiyorsun. Söz vermiştin biliyordum tutamayacağını ama kandım işte. Kandırılmadım ben kanmak istedim. Biliyorum bu ne ilk nede son kanışım. Ne ilk düş nede son düşüşüm. Biliyordum gidecektin ama beklediğimden daha önce gittin. Giderken hoşça kal bile demedin. Hoş-ça kalmamı istemediğinden mi yoksa. Yoksa ne artık yoksadan sonraki kelimelerinde bir önemi yok. Yoksa ne yoksa ne biliyim herhangi bir şeydir işte belki bunu da unuttun...

Önceleri gelirsin sandım arkana döner bakarsın, önümüzde geniş caddelere uzanan aydınlık yollar vardı. Ben böyle düşlemiştim. Ne biliyim ben böyle bir şeydi düşlediğim. Söz verdiğin gibi olmadı hiç bir şey. Sadakatsizliğinin gölgesi düştü sözlerinetutunamadık. Yoruldum artık seyre dalarken gidenlerin ardından bana kalan yalnızlığımı.

Bu kaçıncı bu kaçıncı yarım yamalak kalışım, kaçıncı terk edilişim, kaçıncı inkar edilişim, kaçıncı yalnızlığım. Saymıyorum artık hiç birini hiçbirinizi saymıyorum artık hepinizi yok sayıyorum. Önce elimi tutup sonra gözlerimden öpensiniz ayrılıksınız yani. Yitip giden düşler sokağındayım yine aynı adres, aynı sokak, aynı düş, ardından aynı düşüş. Yitip giden düşler sokağı merhaba ben geldim yitiriyor gidenler düşleri. Dilimin düşmanı mısınız siz benim söyleyeceklerim bitmeden nereye böyle...

Şaşırmadım biliyor musun kalmayışına sende kalmaya gelmemiştin biliyordum çünkü. Eğer kalsaydın kalabilseydin buna şaşardım. Hadi şaşırt beni. Şaşırt aklımdakileride çık gel. İki kişilikti hayallerimin başlığı. Bir insanın gözyaşları oldular sonra iki damla kadardı iki kişilik hayallerinin üstüne düşen. Gözlerimin bozulmuş contasından sızan suyla yıkama beni. Hayallerimi al gel yanıma. Düşlerimi ezip geçme. Kanıyor sonbaharın yaprakları gibi savrulan ruhum. Takvim sayfaları düşüyor cümlelerime sensiz günleri anlatan. Ne kolay diyorlar bugünde bitti...

Saçlarımı tarıyorumbir elimde tarak bir elimde makas kırılan yerlerini kesiyorum kırıklarını alıyorum. Makası kalbime doğrultuyorum sonra kırılan yerlerini kessem kırıklarını alsam diyorum. Ruhumu çıkarıp assam bana hediye ettiğin kalbimin ardındaki sırtımda duran o paslı çivilere. Sen bana yalan söyledin ezanlar şahit sen dua gibi çıkarken ağzımdan kalbimin nasıl yandığına. Beni gecenin eline bırakma satma yıldızlara...

Çıkmaz sokakta oynadığımız bir oyundu aslında bu. Bana çıktığını zannettiğim merdiven boşluklarımda karşılaştığımızda anlamalıydım bunu. Bu çıkmaz sokakta oynadığımız bir oyundu benim merdiven boşluklarıma kadar uzanan. Geniş caddelere uzanan geniş yolları da yoktu. Bir contası bozulmuş musluk vardı ip gibi akan birde musluğun altında delik bir kova. Birde duvarları yıkık dökük eski bir kütüphane vardı birkaç rafları dolduran kitaplar bana seni anlatan...

Sen başka bir evin yokuşunu çıkarken ben çıkmaz bir sokakta sana doğru yol almaya çalışıyorum çıkmayacak olsa da. Yolunu şaşırdığından mıdır yoksa kaybolmak istediğinden midir bilmiyorum ama çok karşılaşır olduk çıkmaz sokağın köşe başlarından. Nasıl girdim ben bu çıkmaz sokağa. Bildim sen bana yolu yanlış tarif ettin. Ben o sokağa vardığımda sen çoktan ordaydın. Ne karanlık ne aydınlık bir gündü. Güneşin sıcaklığı sokağa düşmüyordu ama soğukta değildi. Elimden tuttun. Gözlerimi hiç kaçırmadım gözlerinden elimi daha sıkı tuttun...

Aşınmış yollarda ayaklarımı sürürken yere düşen yağmur damlaları asfaltı delip geçiyor. Kara delikler açılıyor yollarıma tuzak oluyor. Ruhum sendeleniyor dengemi kaybediyorum. Aklımla kalbim ilk defa bir olmuş oyun ediyorlar bana. Çıkmaz bir sokakta senle körebe oynuyorum ebeleneceğimi bile bile öyle ya bu yol bir yere çıkmaz. Duvarlara çarpıyor ruhum çığlık çığlığa. Sokağın başında yangın çıkıyor alevlerin ortasında kalıyorum. Yana yana yanıla yanıla sana yanıyorum. Ben yanarken sen gittin, ne kolay gittin, ne kolay sustun...

Selam Sevgi ve Dua ile...


En son mustafa43 tarafından Cuma Nis. 12 2013, 02:11 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Bir Düş Gördüm Düştüm... Empty
MesajKonu: Geri: Bir Düş Gördüm Düştüm...   Bir Düş Gördüm Düştüm... EmptyCuma Nis. 12 2013, 02:10

çiçek16 Allah razı olsun çiçek16
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Bir Düş Gördüm Düştüm...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Derde Düştüm
» Ayrı Düştüm
» Aşk Dedim Düştüm Yoluna...
» Yokluğuna Düştüm
» Düşümden Düştüm Gidişine Al Beni...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: