ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Peri Kızıyla Çoban... Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Peri Kızıyla Çoban...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Peri Kızıyla Çoban... Empty
MesajKonu: Peri Kızıyla Çoban...   Peri Kızıyla Çoban... EmptyÇarş. Nis. 10 2013, 22:21

Peri Kızıyla Çoban...

Çok eski zamanda, Oğuz Han hükümdarmış. İşitmiştim Turan'da bir peri kızı varmış bu nazlı peri kızı, bu güzellik yıldızı, her gönülde bir sızı bırakarak yasarmış. Issız dağlarda gezer, yokmuş izinden eser, bazen göründüğü yer, bir sihirli pınarmış. Yüzü pembe bir şafak, gülse güller açacak, yasarmış elden uzak. Dostları çobanlarmış bu kız öyle güzel ki: çıldırtır aşkı belki o kadar muhayyel ki; akıllara zararmış.

Cefa imiş adeti, hiç yokmuş merhameti sevmeyen bu afeti, sevenden bahtiyarmış. Vurulmuş kalbinden, bir kere onu gören, aşıkları tahminen, gür saçları kadarmış. Gençlerin yüzü solmuş, gözleri yasla dolmuş, aşkı bir afet olmuş, bütün cihanı sarmış. Ulu Hakan Oğuz Han, bu kızı merak eder, görmek ister yakından ağırtır yanına. Der: Sevimli kız, güzel kız, dağ başlarında yalnız yaşıyorsun, neden, bu güzelliğinle sen bir sihirli güneşsin. Sevimli kız, güzel kız tek yaratmaz ALLAH kimseyi tabiatta. Var bir eşin elbette, sende birine eşsin. Kız, böyle tek yasamak yaraşır mı hele bak senin gibi güzele. Gel, karış artık ele; neslimiz güzelleşsin...

Kız der ki: Ulu Hakan, ben de sevdim bir zaman, vaktiyle genç bir çoban sevgilimdi, eşimdi; yalnızım fakat şimdi. Dağlarda bahtiyar, şen, sevişerek yaşarken bir söz onu incitti; bana darıldı gitti. Ne kendi geldi geri; ne duyuldu haberi işte o günden beri hissizim, kayıtsızım; tek yaşayan bir kızım.
Hakan düşünür biraz der: Bu doğru olamaz senin gibi güzel kız, daima böyle yalnız, dağ başında yasar mı. Kız der ki: Çare var mı ben bir eşsiz güneşim, gösterin nerde eşim. Sevenler beni belki, şu geniş göklerdeki yıldızlardan daha çok, fakat istediğim yok, inanın buna siz de bulunmaz içinizde.

Hakan der ki: Ne zarar, bulunmasa da, arar; şüpheden kurtuluruz. Sen cevap ver, buluruz istediğini belki. Kız der: O halde peki kimlerse beni seven, haber verin şimdiden deneyim onları ben bir sihirli oyunla. İçlerinden bana kim cevap verirse benim o, olacak sevdiğim ben yaşarım onunla. Bu haber, dalga dalga dağılır ortalığa. Aşıklar; uzak, yakın yollardan akın akın gelirler zavallılar, hep birden genç, ihtiyar. Kapılıp ümitlere toplanırlar bir yere.

Peri kızı, güzel kız; ufka doğan bir yıldız gibi, yüksek bir gurur içinde gelir, durur. Silkinince ansızın, değişir sekli kızın kuş olur, çiçek olur, bazı kelebek olur. Bir gül olur açılır, inci olur saçılır, bir buluta bürünür; bin şekilde görünür. Aşıkları hep birden, şaşırıp kalır buna, bulunmaz cevap veren bu sihirli oyuna.
Kız artık ne çare der; Hakana veda eder ayrılacağı zaman; ta uzaktan bir çoban gözleri dolu yaşla, helecanla, telaşla koşar; huzura girer. Ruhsat olursa eğer talihimi deneyim, sormayın kimim, neyim. Bir sevda havasıyle, bir hicranın yaşı ile, aşarak yüce dağlar, gezerken diyar diyar; ansızın bu haberi duyunca döndüm geri. Bir sevinçli duyguya kapıldım gönül bu ya...

Hakan der ki o zaman küstahlık etme çoban, bu kız senin ufkuna doğacak güneş değil. Bir zavallı çobana layık olan eş değil. Doğrusu şu teklifin bu peri kızı için bir lekedir, bir zuldür. Kız der; o da gönüldür, incitmeyiniz sakın, ben razıyım bırakın. Dururlar kızla çoban karşılıklı o zaman. Silkinince ansızın, değişir şekli kızın, kuş olur; uçup konar Hakanın otağına.

Çoban bakar, ah eder; da bu sihri meğer biliyormuş eskiden bir kafes olur hemen, bu güzel kuşu alır, o anda kucağına. Bu birinci imtihan bunu kazandın çoban. Kuş silkinir ansızın, değişir şekli kızın; inci olur bu sefer saçılır birer birer Hakanın ayağına. Kafeste her yerinden dağılıp düşer hemen; bir sedef olur, alır inciyi kucağına. Bu ikinci imtihan adın ne senin çoban. İnci yanar ansızın, değişir şekli kızın; her inci bu sefer de bir başka çiçek olur. Canlanır hemen, yerde boş kalan sedefler de birer kelebek olur. Bir yanda, öyle renk renk açılırken çiçekler; bir yanda, titreşerek dolaşır kelebekler...

Bu sonuncu imtihan tanıdım seni çoban, anladım şimdi kimsin sen, beni ta eskiden sevip sonra terk eden vefasız sevdiğimsin. Bunu artık iyi bil, eş olmam mümkün değil sen gibi vefasıza. Çoban; gözünde yaşlar, o zaman nakle başlar macerasını kıza. Sevda, o bir peridir, karar etmez yerinde. Gönül ki serseridir, dolaşır izlerinde. Sevda, o gizli bir ok, görünmez kanatmadan kavuşmanın tadı yok, ayrılığı tatmadan. Ben ki, pek çok ağladım, gezdim hicrana giden yolları adım adım. Beni artık yeniden hicrana atma, güzel, yeter ağlatma, güzel...

O her derde tahammül gösteren deli gönül; kah eder dünyaya naz, her dakika bulunmaz bir halde, bir kararda. Sevdiği zamanlarda gül yaprağından ince. Bir sitem işitince yaralanır derinden, incinir her yerinden, bir gündü yandı içim; dağıldı hep sevincim. Elveda artık dedim, tahammül edemedim bir söze, bir siteme. Düşün ki terk etmeme, yine aşkımdı sebep. Serseri, dünyayı hep dolaştım adım adım bir teselli aradım bulamadım kimsede. Bir günah ettimse de, şimdi işit ahımı, bağışla günahımı düştüğüm aşka, güzel, sebep yok başka güzel...

Deniz geçtim, dağ aştım, hayli sene dolaştım, bahtım kara, saçım ak, ne şekle girmişim bak. Başımın tacı güzel, halime acı güzel. Oğuz Han: Artık yeter bu gamlı sözlerle, der, beni ağlatacaksın. Şüphe etme ki çoban, sevdiğinin her zaman affına müstahaksın. Var mı kızım, sen de bak, bir başka eş olacak senin gibi güzele. Elverir bu ayrılık, gelin birleşin artık. Haydi verin elele, geçsin neşe, eğlence içinde hep gününüz. Tamam kırk gün, kırk gece yapılsın düğününüz. İşte hemen o günü başlayan bu düğünü felek dedikleri pir görünce, girmiş denir yeniden bir yaşına. Bu düğün öyle uzun, sevinçli bir düğün ki; bu, o şerefli gün ki darısı yurdumuzun güzelleri başına...

Orhan Seyfi Orhon

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Peri Kızıyla Çoban... Empty
MesajKonu: Geri: Peri Kızıyla Çoban...   Peri Kızıyla Çoban... EmptyPerş. Nis. 11 2013, 02:12

çiçek16 Allah razı olsun çiçek16
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Peri Kızıyla Çoban...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Yaşlı Çoban
» Çoban Çeşmesi
»  Çoban Çeşmesi
» Çoban Çeşmesi
» Çoban Babanın Kuzucukları

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Hikayeler-
Buraya geçin: