ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Kalamayanımsın...    Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Kalamayanımsın...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Menekşe
Özel Üye
Özel Üye



Mesaj Sayısı : 2555
Kayıt tarihi : 30/08/10

Kalamayanımsın...    Empty
MesajKonu: Kalamayanımsın...    Kalamayanımsın...    EmptyPtsi Nis. 01 2013, 20:43

Kalamayanımsın...

Sen gidiyorsun benden, hiç bilmeden veya bildiklerini bana söylemeden. Evet, sen gidiyorsun kalmaya gelmiş gibi göstererek, belki sende bilmiyorsun gidiyor olduğunu ama gidiyorsun. Zaman her şeyin ilacı gibi geliyor, kaybedilen zamanlarsa uzunluğu ölçüsünde acı veriyor. Sen kaybedilmiş zamanlarımızı alıp geliyorsun, bir daha kaybetmeyi göze alarak bana da “gidebilirsin” diyorsun. Ben gidersem sen kalabileceğini mi sanıyorsun? Sen gitmeye geliyorsun, benim kalmalarımı da engelleyerek, tekrar gidene kadar beni mahkûm ediyorsun. Dedim ya bunu bilmiyorsun belki ama olanların bundan ibaret olduğunu da bir türlü anlamak istemiyorsun…

Yeni gibi gözüken bir durum olsa da eskiden kalmadır senin bendeki gidiş dönüşlerin. İlk tanışmamız bile senin bir başkasına gidişinle alakalıydı. Her ne olursa olsun sen gitmeye gelmiştin ve ben seni uğurlamak zorundaydım. Sende itiraz etmeden gittin. Sonra yine geldin ve gitmemek için gelmiştin daha doğrusu öyle söylemiştin. Sonra yine gittin…

Nedenini asla bilmeyeceğim şekilde ben bir mola istasyonu olmuştum. Sen gidiyordun ben bomboş kalıyordum. Daha sonra alışıyordum yokluğuna. Başka insanlara, başka yaşamlara kapılarımı açıyor onlar için sunuyordum bütün hizmetlerimi. Gözümü yoldan çektiğim anda, seni beklemediğim, içeride yerleşmiş insanlarla uğraşmaya başladığım anda tekrar çıkıyor, kapılarımı zorlarcasına geliyordun. İçeriye kokun bir salındı mı, hiçbir kuvvet tutamıyordu içerdeki insanları. Hepsi gidiyordu, hepsi uzaklaştırılıyordu bir şekilde benim tarafımdan. Sonra bütün kapıları sana açılmış bekliyordum. Gelişinle beraber gitmiş olduğunu anlamıyordum. Sen beni bomboş bırakmayı mı seviyordun yoksa tamamen sana kalmış olmam mıydı cezbeden anlamıyorum hala… Ama sen gelişinle beraber gidiyordun. Beklemeden, geldiğinin tadını bile çıkartmama izin vermeden.

Şimdi uzak bir zamandan geldin geri. Üç yılım sensizlikle geçerken ve sensizliğe bu kadar alışmışken geldin. Yaptığım bütün kumdan kaleleri yıktın dalgalarınla. Bu sefer yıpranmıştı yürek kıvrımlarına kadar bütün ruhun. Biliyordum dinlenmeye gelmiştin yine ama öyle ihtiyacım vardı ki senin gibi adanabileceğim bir insana, ben bana geldiğini sanmaya devam ettim. Bu sefer güçlü durmaya devam ettim. Blöfsüz, restleşmelerimle karşıladım seni, gideceksen kalmaya gelmiş gibi yapmamanı istedim. Ama sen gitmeyeceğini benim gitmem gerektiğini söylemeye başladın. Anlamıştım o an ama salağı oynamak daha kolay, daha işime geliyordu. Bir ihtimal daha yaratıyordu çünkü. Cevapsız sorular bırakabiliyordu. Ne acıklı değil mi?
Olmayan bir şeye tutunarak ayağa kalmaya çabalarken gerçekten olmayan bir şeye elini uzattığını bilmek.

Olmayacak olanların hayalleriyle yaşanmış onca yıldan sonra olanlarla idare etmeyi, olmayan için bekleyebilmeyi öğrenmiştim.” bir gün belki” diyebiliyordum ancak. “bir gün” olmazsa üzülmeyebilecektim de. Çünkü “bir gün” için ancak “belki” diyebiliyordum. Şimdi senden sonra “bir gün asla” demesini de, buna inanmasını da öğrendim. Çünkü her geliş bir gidişe emanetti. Biri birini yanında taşıyordu. Hangisinin var olduğu önemli değildi. Çünkü peş peşe yaşanınca ne gelişlerin tadı ne de gidişlerin acısı oluyordu. Hep kendimi kandırdım “bir gün gelmek için gidecek misin” diye. Ama artık eminim sen hep “ gitmek için geliyordun” ya da “gidebilmek için”… Bense bu geliş gidişlerde ki ikmal noktan, dinlenme istasyonun, bekle salonun oluyordum.

“Ne vakit?” diye sordum kendi kendime, “ne zamana kadar bekleyebilirim?”. Eğer sen gelecek olsaydın bekleyebilirdim uzunca bir süre. Sen gitmemek üzere gelecek olsaydın bomboş bir yaşam feda edebilirdim sana. Ama sen “gitmelisin gidilecek bir yer bulduğunda” dediğinde seninde kalmayacağını öğrenmiş oldum. Şimdi giden yine sen olacaksın. Gideceksen de beklemeden, daha fazla çalmadan hayatımı, esir bırakmadan sensiz zamanı düşünmeye, gitmelisin... Kalacaksan…


Deniz Erdal Kaya

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Kalamayanımsın...    Empty
MesajKonu: Geri: Kalamayanımsın...    Kalamayanımsın...    EmptySalı Nis. 02 2013, 02:07

çiçek10 Allah razı olsun 2 çiçek10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kalamayanımsın...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Denemeler-
Buraya geçin: