mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Gülün Gözyaşları Paz Mart 31 2013, 20:08 | |
| Gülün Gözyaşları Daha henüz fidandı su beklerdi, güneş umardı. Hepsi bir yana, sevgi beklerdi; insan olarak yaratılmış şanslı varlıklardan. Kaderi belliydi,ya koparılacak ya üstüne basılacak ya da duygu taşıyacaktı. Kırmızıysa aşk, sarıysa ölüm. Bir adamın bahçesinde yaşardı,fidanın farkında olmayan kocaman evi, kocaman bahçesi olan ancak duygusuz adamın biriydi sahibi. Umutları vardı hayal kurardı, etrafında cıvıl cıvıl çocukların oynadığı, sevenlerin el ele dolaştığı. Varsın evi bahçesi küçük olsundu ama kocaman gönlü olsundu...
Hayaldi işte, ama hayaller de birgün gerçek olmazmıydı. İnanırsan, can-ı gönülden istersen; neden olmasındı. Gün geçiyordu ama her gün aynıydı fidan için. Bir tek bahçıvan vardı kendisini seven. Bahçenin sahibi onları da sevmezdi bağırır çağırırdı. Her akşam dertleşirler, ağlaşırlar koklaşırlardı bahçıvanla.
Zaman geçti fidan büyümeye başladı,yüreğinde umutları içinde sarmal sarmal kıpkırmızı yaprakları oldu. Tomurcuk oldu, gonca oldu, yaprak açtı ay yüzlü kan kırmızı yapraklı ,aşk kokulu narin bir gül oldu. Çiçekler hayrandı,her sabah yapraklarını okşayan saba rüzgarı, ona gıda veren güneş, her gece ona gülümseyen ay bile aşık oldu ona. Cefakar, fedakar toprak ana gururlandı yavrusuyla. Bülbüller şarkılar besteledi, name name şakıdı gül üstüne, umut üstüne, sevda üstüne, aşk üstüne...
O gün hava kapkaraydı ne güneş vardı ne ay çıkmıştı, ne rüzgar esmiş ne bülbül ötmüştü. Dostu bahçıvan da ortalarda yoktu. Bahçede matem havası vardı, fırtına öncesi sessizlik kaplamıştı her yeri, gece de baykuş feryat etmişti. Bu hal uzun sürmedi haber bahçeye bomba gibi düştü. Bahçe sahibi ölmüştü ve onun cenazesine gönderilmek üzere bahçedeki tüm çiçekler kesilecekti. Çiçekler ağlamaya feryat etmeye başladılar, herkes birbirini teselli etmeye çalıştı ama elden ne gelirdi ki, kader. Hele gül çok üzgündü böyle mi olacaktı hayalleri umutları vardı. Sevenlere aracı olacak, aşk nameleri duyacaktı onlardan. Buseler konduracaklardı, kıpkırmızı ateşli dudaklardan, kan kırmızısı yapraklarına. ALLAHım diyordu şebnem şebnem gözyaşıyla ağlayarak ve zaman geldi çattı bahçıvan dostu ağlayarak teker teker kesmeye başladı yıllardır elleriyle suladığı, gözü gibi baktığı, sevgiyle büyüttüğü kuzucuklarını...
Sıra güle gelmişti, öptü kokladı. Kolay şeymiydi canından parçayı koparıp atmak, ağlaştılar veda ettiler. Adamın gözünden düşen damlalar,gülün yapraklarına düştü, ağladı ağladı ağladı. Bülbül acı acı öttü, rüzgar son defa okşadı, gül gözlerini kapattı ve celladının darbesini beklemeye başladı. Bahçıvan bıçağı kaldırdı, gül boynunu uzattı. Vur dedi; vur dost elinden ölüm bile olsa kabulümdür vur...
Hayır hayır yapamam dedi bahçıvan, o anda kararını verdi. Gülü toprak anası ile aldı ve saksıya yerleştirdi, hızla evine götürdü. Karısı çok sevindi çünkü o gün evlilik yıldönümleriydi. Gül Allaha şükür etti, hayalleri gerçek olmuş, duaları kabul olmuştu. Artık bir ailesi vardı sevgi dolu çocuk seslerinin ve aşk namelerinin var olduğu. Sahibi fakirdi ve gülün bir karış toprağı vardı, ama ne önemi vardı ki. Sahibinin, sonsuz ve sınırsız sevgi dolu gönül bahçeleri vardı...
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Gülün Gözyaşları Ptsi Nis. 01 2013, 02:14 | |
| | |
|