HER HASTALIĞIN MANEVİ İLACI
Resulü Ekrem (s.a.v.)'in şöyle buyurduğu rivayet edilir:
- Cebrail Aleyhisselam bana öyle bir ilaç öğretti ki, o varken ne başka bir ilaca ne de doktora muhtaç olurum.
Hazreti Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali (r.anhüm):
O ilaç nedir ey ALLAH'ın Resulü? Bizim ona ihtiyacımız vardır, derler.
Yağmur suyundan bir miktar su alınır. Üzerine Fatiha suresi, İhlas suresi, "Kul eûzü bi rabbil felak, Kul eûzü bi rabbin nâs sureleri ve Ayet'el-Kürsi her biri yetmiş defa olmak üzere okunur. Akşam, sabah yedi gün o sudan içilir. Beni hak peygamber olarak gönderen ALLAH'a yemin ederim, bana Cebrail dedi ki:
"Bu sudan kim içerse, ALLAHü Teala onun vücudundan her türlü hastalığı giderir, onu bütün hastalık ve sancılarından kurtarır. Kim o sudan hanımına içirip onunla cima ederse ALLAH'ın izni ile o kadın hamile kalır. Göz ağrısını, sihri giderir. Balgamı keser, göğüs ve diş ağrılarını ve çok yemek yemekten
meydana gelen ağırlığı, susuzluğu, idrar tutukluğunu giderir. O kimse kan aldırmaya muhtaç olmaz. Bunun faydaları saymakla bitmez.
***
Rivayet edilir ki, adamın biri Peygamber Aleyhisselam'ın yanına gelip malının azlığından şikayet eder. Bunun üzerine Peygamber Aleyhisselam adama şöyle buyurur:
- Sabah namazı ile güneşin doğuşu arasında yüz kere "Sübhânellâhi ve bi hamdihî sübhânellâhil azıymi estağfirullâh." duasını okursan istediğin kadar dünya malına sahip olursun.
***
Cuma namazından sonra kim: "Yâ ğaniyyü yâ hamiydü yâ mübdiü yâ müıydü yâ rahıymü yâ vedûdü ağninî bi halâlike an harâmike ve ekfinî bi fadlike ammen sivâk." derse ALLAHü Teala borcunu ödemesini ona müyesser kılar ve onu hiçbir kimseye muhtaç kılmaz.
Bazıları bu dua hakkında şöyle diyorlar: "Bunlara her farz namazından sonra devam edeni ALLAHü Teala zengin kılıp kimseye muhtaç etmez."
***
- Kim ki Cuma gecesi on defa: "Allâhümme yâ dâimel fadlı alel beriyyeh, yâ bâsıtel yedeyni bil atıyyeh, yâ sâhıbel mevahibis seniyyeh, salli alâ muhammedin hayril beriyyeh, vağfir lî yâ zel ulâ fi hâzihil aşiyyeh." diye okursa ALLAHü Teala ona yüzbinlerce sevap verip,yüzbinlerce günahını bağışlar, yüzbinlerce yüksek dereceye ulaştırır ve kıyamet günü İbrahim Aleyhisselam'ın yanında bulunup izdiham meydana getirir.
***
Yine Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyuruyor: "Kim ki Cuma namazından sonra yüz kere: "Kul hüvallâhü ehad" suresini okuyup bana yüz kere salat ü selam getirir ve sonra yetmiş kere: "Allâhümmekfînî bi halâlike an harâmike vağninî bi fadlike ammen sivâk." diye okursa üzerinden iki Cuma geçmeden ALLAH onu zengin kılar."
Bir rivayette ise: "ALLAHü Teala onun otuz dünya ihtiyacı ve yetmiş ahiret ihtiyacı olmak üzere yüz ihtiyacını giderir." Duyurulmuştur.
***
Kim Cuma namazından sonra yüz kere:
"Sübhânellâhil azıymi ve bi hamdihî." derse ALLAHü Teala onun ve ana babasının yüzbinlerce günahlarını bağışlar.
Hadiste varid olmuştur:
Kim ki ömrünün uzun olmasını, düşmanına galebe çalmayı, rızkının geniş olmasını ve kötü ölümden korunmayı isterse, sabah-akşam şu duayı okusun:
Ansızın ölmekten kurtulmak, rızkı geniş ve çok olmak, cehennemden azad olmak ve imanını korumak isteyen kimse dört rekat namaz kılar. Her rekatında Fatiha ve bir sure okur. Kur'an okunmasının akabinde yüz kere, rükuda yüz kere, rükudan kalktığında ve iki secde arasında yirmi kere (Estağfırullâh) der. Sonra Ettehıyyâtü ve diğer duaları okuyup selam verir.
HZ.ALİ EFENDİMİZİN YAHUDİLERE SORULARI
Yahudi hahamları Hazreti Ali'ye (r.a.) dediler ki:
- Bize şunlardan haber ver. Göklerden büyük, yeryüzünden geniş, ateşten daha yakıcı, rüzgardan daha süratli, denizden zengin, taştan daha katı, bizim görüp ALLAH'ın görmek istemediği, yalnız ALLAH için olan ve yalnız bizim olan, bizimle ALLAH'ın arasında olan şey nedir?
-At kişnediğinde, deve, sığır bağırdığında, merkep anırdığında, koyun melediğinde, köpek havladığında, tilki bağırdığında, kedi miyavladığında, güvercin ötmesinde, kurbağanın bağırmasında, diğer kuşların ve horozun ötmesinde, tavuğun bağırmasında, ateşin kıvılcımlaşıp parlamasında, rüzgarın esmesinde, suyun akmasında, yerin yeşermesinde, göğün bulutlanmasında, denizin dalgalanmasında, güneşin ışık vermesinde, ayın parlak olmasında sebep nedir?
-Muhammed Aleyhisselam'ın kaç ismi olduğunu, Kur'an'a niçin Kur'an dendiğini, insan kıyafetinden çıkanların kaç tane olduklarını, niçin insan şeklinden hayvan suretine çevrildiklerini bize söyle.Eğer bunlara cevap verebilirsen, senin Hak din üzere olduğunu ikrar ve itiraf ederiz. Eğer cevap veremezsen batıl üzere bulunduğuna karar veririz.
Hazreti Ali (r.a.) onlara şöyle der:
- Bende ilimden altmış kapı vardır. O kapıların her biri bin denk kağıda muhtaçtır. Bana istediklerinizi sorun. Cevabınızı alırsınız. Çünkü sizin sorularınıza cevap vermek benim için çok kolaydır.
Ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azıym der ve şöyle cevap verir:
- Gökten büyük olan; ALLAHü Teala'ya karşı yalan söyleyip iftira etmektir. Yeryüzünden geniş olan; Hakk olandır. Ateşten daha fazla yakıcı olan;toplamaya haris olan kalbdir. Rüzgardan daha süratli olan; mazlumun bedduasıdır. Denizden daha zengin olan; kanaatkar kalbtir. Taştan daha katı olan; facir ve fasık kalptir. Bizim görüp ALLAH'ın görmek istemediği; kafirin yüzü ve amelidir. Yalnız ALLAH için olan, ruhdur. Yalnız bizim için olan şey de kendi amelimizdir. Bizimle ALLAH arasında olan ise, bizden dua, ALLAH'tan da kabul etmektir.
Atlar: "Ey Rabbimiz, müslümanları aziz, kafirleri zelil kıl" derler.
Deve: "Yiyeceği olmayıp sükut eden nasıl sükut eder diye taaccüp ediyorum." der.
Sığır: "Ey gafil, meşgul olman için sana ölüm yeter. Ey gafil, az bir zaman sonra gidicisin. Ey gafil, ahirete gönderdiğin herşey meydana konacaktır. Ey gafil, yapmış olduğun her şeyle yarın karşılaşacaksın." der.
Merkep: "Ey ALLAH'ım, noksan tartana ve onun kazancına lanet et." der.
Koyun: "Ey ölüm, ne kadar acı, ne kadar korkunç, ne kadar istenmez bir şeysin! Ey ademoğlu, ne kadar gaflet içindesin, seni böyle gaflete düşüren nedir?" der.
Köpek: "Ey ALLAH'ım, ben her şeyden mahrumum. Bana merhamet edene sen de merhamet et." der.
Tilki: "Ey nzıklan taksim eden, taksimde bana verdiğine beni kanaatkar kıl." der.
Arslan: "Ey katı kayaların kendisine boyun eğdiği yüce ALLAHım, beni gece gündüz sana isyan edenlere musallat kıl." der.
Kartal: "Dilediğin kadar yaşa, çünkü sen muhakkak öleceksin. Dilediğin kadar mal topla, çünkü sen onu mutlaka terk edeceksin. Dilediğini sev. Çünkü sen ondan mutlaka ayrılacaksın." der.
Karga: "Ey ümmetler topluluğu, nimetlerin zail olmasından sakının. Ey ümmetler topluluğu, azabın gelmesinden korunun." der.
Hid'e adındaki kuş: "İnsanlardan uzak kalmak akıllı olan kimse için ünsiyettir." der.
Güvercin: "Sizi ziyaret etmeyenleri ziyaret ediniz. Size zulmedenleri affediniz, size birşey vermeyene veriniz. Sizinle dargın olanla konuşunuz ki, cennet sizin meskeniniz olsun." der.
Kurbağa: "Denizde olanların kendisini teşbih ettiği ALLAH noksan sıfatlardan münezzehtir. Dağ başında bulunanların kendisini teşbih ettiği ALLAH'ı teşbih ederim. Sahralarda bulunanların, dudak ve dil sahibi olanların teşbih ettikleri ALLAH'ı teşbih ederim." der.
Hüdhüd: "Ey Rabbim! Ben kendime zulmettim, beni bağışla. Çünkü günahları bağışlayan ancak sensin." der.
Diğer kuşlardan bazısı: "Rahman olan ALLAH Arş'ın üstünün sahibidir. Bütün mülk O'nundur." derler. Bazısı ise: "Ecel yaklaştı, emel öldü." der.
Bazısı ise: "Ey ALLAH'ım, Hazreti Muhammed'e ve âli muhammede buğzedene lanet et." derler.
Serçe şöyle der: "Ey gizli konuşulanları bilen, hastalık ve belaların kaşifi olan ALLAH'ım! Beni zekatını vermeyenlerin ekinlerine musallat kıl." der.
Bülbül: "ALLAH'ın nimetine şükrettim. Çünkü o bana dünyada bir hurmayı yeterli kıldı." der.
Horoz: Sübbûhun kuddûsün Rabbül melâiketi ver rûh. Ey gafiller, ALLAH'ı zikrediniz." der.
Tavuk : "Ey ALLAH'ım, sen haksin, senin va'din de haktır." der.
Ateş: "Ey ALLAH'ım, cehennem ateşinden sana sığınırım." diye ALLAH'a niyazda bulunur.
Alıntı