Eger, herkes kendini kaybedip, beni sucladigi zaman, ben sogukkanliligimi
koruyabilirsem;
Eger, herkes benden kuskulandiginda ben kendime güvenip tüm süpheleri hos
görüyle karsilayabilirsem;
Eger, sabirla bekleyebilir ve beklemekten yorulmazsam, yada iftiraya ugradigimda
yalana yalanla karsilik vermezsem ve kin tutana kin tutmazsam;
Eger düslere kapilmadan düs kurabilir, düsünebildigim halde düsüncelerin
kölesi olmazsam ve ayni zamanda ne cok uysal ne de cok akillica bir tavirla
hareket etmezsem;
Eger, ne kazandim diye sevinir, ne yikildim diye yerinir, ikisini de bir
karsilayip yüzlesebilirsem, ömür verdigim seylerin yikilisini seyredebilir
ve yilmadan yine kurmaya calisirsam;
Eger, is isten gectikten sonra da yüregimi ve bedenimi bütün direncimle
seferber
eder ve herkesin vazgectigi noktada ben amacima yönelebilirsem;
Eger, herkesle birlikte olur da erdemli kalabilirsem, ya da krallarla dolastigim
halde gururlanip benligimi ve dostlarimi unutmazsam;
Eger dostlarim beni incittigi halde ben onlari incitmezsem ve kimseyi kücümsemez
ve kimseye bagimli olmamayi basarabilirsem;
Eger, her gününün her saatini, her dakikanin her saniyesini ic rahatligi
ile yasayabilirsem, bütün dünya benim olur.. Ve o zaman büyüdügümü düsünebilirim!.
Alıntı
_________________