mustafa43
Admin
Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08
 | | Konu: Bekleyen Var Gerçeği Paz Kas. 04 2012, 15:01 | |
| Bekleyen Var Gerçeği
Düşünemediklerini göreceksin birazdan pençelerine tutulmaya hazırlandığın şafak sökecek. Ama unutma ki ; her uykunun deli rüyası her rüyanın depreme eş bir uyanışı vardır. İzle bizi utandığın an uyanabilirsin ama uyandıramayacağını da bilmelisin…
Avuçlarına düştüğün ölüm ağlatıyorsa şimdi ve pişmanlığın başında bir çember oluşturup kanından intikam alıyorsa; ihanettir başını döndüren fırtınanın adı . İyiydin kimselere söz etmezdin gözün olmamıştır ar namus dualarında ama kandırılan sen olmuştun tüm ayıplanmışlığınla. Suçlu değildin ama cazalar Semâ’ya durmuşlardır sancılarında. Adını bile bilmiyordun kansızlığın ve cambazın ipindeki duruşlarını hiç duymamıştın. Gölgeleri leş kokan bir cemaatti yaren olduğun. Bilmiyordun…
Usulca yollar ararsın…
Bir gün sular durulur yaprak sararır ve dalından savrulur. Güneşe gider gözlerin. Yazık ki ısıtacak bir sobası bile kalmamıştır gökyüzünün. Yıldırım düşer kapaklandığın mutluluğa. Delip geçeceğini sanırsın her yeni günü oysa ki hala ilk seherindesindir umudunun öldüğü…
Gözlerini bıraktığın vuslat hatıralarına dönersin saniyelik adımlarla. Orada görürsün kendini ama düşünden öteye geçemezsin. İstersin düşünürsün düşlersin ama göremezsin hiçbir gerçeği sen miladın evvelinden ettiğin yeminleri sahipsiz aminlere terk etmiştin.Ve artık gittikçe her bahar hayaline fark ettirmeden tökezler bedenin düşersin…
Yüreğin bir el arar. Fark etmiyordur kimin ya da neyin olduğu. Bir anne bir kardeş baba ya da sevgili ister bir yarenim olsun dersin takatsiz canına. Çiçeklerden çalınmış sözlerin dudaklarını kanatmadan cevap verebileceğin harflerin olsun istersin. Her keşken el dilindeki muhabbetlere sürgündür. Sadece dürüst ol dersin başka isteğin olmayacaktır ama bilmezsin ki kainatın nefesini orada tüketmiştin. Yalan olmuştur her yeni başlangıç ve her yeni yemin artık tutulamayacak bir sözdür verdiğin…
Gittiğin her mekan ayaklarını geriye iter. Her bakışın kayıplara emanetin olan isimleri hatırlatır. Biri damarlarından sızıp yüreğini uyuşturan zehirdir diğeri yüreğine hapsolduğun sevdiğindir. Başka da bir şeye dokunamaz aklın yoktur hiçbir şey etrafında boştur dersin artık geldiğim de gideceğim de koca bir boşluk. Yokluğun tanrısınadır yakarışların. Küfrü edep görür her kelimen ve her küfür parmaklıklara bir basamaktır seni hesapsızca götüren. Göz göze gelmeye cesaretinin olmadığı hallerini izlersin duvarlarda ayna dersin duvar senin aynandır şimdi. Yalnızlık ayaklarına mahkum bir ağırlıktır. Utansan da varlığından inkar etsen de hücrelerini sen de yolsuz insansındır şimdi herkes gibi…
Bazen dağın zirvelerinin de bir yerde bitim doğurduklarını göremeyiz. Uçurumları tanımayız tanıtmamıştı annemiz. Biz gül efendisinden geldik ve gül bahçesi sandık oturduğumuz evi. Tapu benim kimseye de vermem ve hiçbir yere de gitmem gibi büyük yalanlar ovuştururuz ellerimizde. Öyle değildir halbuki sadece kandırırız kendimizi. Bizim sonumuz yoktur deriz sadece geldik sadece bir başımız var bunun ortası da sonu da yoktur. Kendin olsan da söyleyen sakın buna inanma. Hançerli esarete teslimidir bu aklın. Hiçbir zaman bir cellat yoktur dara götürüp ipini çeken. Vardır belki infazına sebep ama bu kimse değil sensindir. Beni başlatan da yaşatan da benimdir. O kim ki (!) (?)…
O halde uyan!
Hep sen mi olacaksın ağlayan parçalanan kanayan yanan… Hep sen mi olacaksın acıyı kucaklayan? Evetse tek yanıt saydığın hiçbir kaybın olmayacaktır ömür boyu sürecek uykudan. Utanmalısın!
Hayır diyorsan eğer; bir kere sadece ama sadece bir kere aç gözlerini ve bak bedenine. Kalbinin elinde olduğu biri birileri ya da bir şeyler var mı? Sana nefes satıldığı mı vardı iyiyken? Bir şey ya da biri olmadan yaşayamaz mısın? Hal buysa korkmadan bir şeylere ses yükseltebilmelisin. Bağıracaksın! Kaba mı görüneceğim öyle yaparsam ? Hiç sorun değil var mı itirazı olan(?)…
Tek ol değil bunların anlamı sadece insansızlık atışlarını gördüğün yerde insafını körelt ya da sadece kendine olsun insaf denilen niyet. Aksi hallerinde yakındır göçümüz tarihin defterinde ve hiç zor olmayacaktır tozlu raflara kaldırılışımız. Asırlar sonrasında küçük yıldızlar dokunacaklardır belki ve bu sadece temizlik olacaktır tozlardan. Kendilerini temizlediklerini de izleyip öyle gelmemek üzere gideriz. Bunu istemiyoruz değil mi? Madem öyle geç olmadan kendin söyle. İtiraf can sıkacaktır ama yalan gibi dağıtmayacaktır. Henüz zaman bitmemişken ver elini bekleyen var gerçeği…
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
MaVi_GüL
Admin
Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08
| | Konu: Geri: Bekleyen Var Gerçeği Ptsi Kas. 05 2012, 00:59 | |
| | |
|
] 
