Bugün yine güzel Kütahya'mdan bir hikaye daha doğrusu efsane anlatayım dedim.Gittim gördüm o güzellikleri yaşadım orda.Gerçekten Ilıcaksu Köyü (Sarkız Köyü) görmeye değer.Hem tabiatıyla hem tarihiyle hemde coğrafi konumuyla mükemmel bir yer.En çokta bu tüyler ürperten efsanesi alıp götürür insanı o zamanlara.Çünkü köyün her yerinden buz gibi sular fışkırırken ,köyün en ortasında göletler oluşmuş ve bu göletlerden efsanedede bahsedildiği gibi bir kaç dakika arayla küçük küçük hava kabarcıkları çıkmakta ve insanı hayrete düşürmektedir.Gelin şimdi efsaneyi okuyalım....
Sefa köy üstündeki Dikili Kaya'ya çıkanlar, doğu yönüne baktıklarında Domaniç'i ve köylerini dağların sınırları içinde görürler.Destanı bilenler bu coğrafi duruma dikkatle baktıklarında Ergenekon'u hatırlayabilirler. Su, ağaç, yeşillik... Domaniç'te her an görülen unsurlardır. Bunlarla içiçe yaşarsınız.Tabii tarihle de.
Kutlu Kayı Boyunun fidanı bu topraklarda dikilmiş, suyunu buradaki pınarlardan alarak beslenmiş, çınar dualarla büyümüş ve dünyanın dört bir yanına dallarını uzatmıştır. Hayme Ana, Ertuğrul Gazi, Osman Bey... Domaniç'in her köşesinde canlı hatıralarla yaşıyor. Halk, bu hatıraları kutsal emanetler gibi nesilden nesile aktarıyor. Düzenlenen kültürel faaliyetlerde yüzyıllardan beri her yıl birkaç defa tekrarlanıyor.Domaniç ve çevre halkı kendi topraklarında yaşayan ve yaşatılan ulu kişilerle övünç duyuyor.
Kay Boyu, Domaniç'e 1235 yılında geldi. Buraya yerleştirmelerinin temel sebebi Domaniç'in uç olması, Çarsamba'da başpiskoposluğun bulunması idi. Domaniç, karış karış, tepe tepe fethedildi. Fetih Türk'e özgüdür. Neticesinde toprak, vatan olur. Dağa taşa Türkçe isimler verildi. Ve menkıbeler, efsaneler yer isimleri ile ilişkilendirildi.
Sarı Kız Efsanesi Domaniç'te, Tavsanlı'da Şenlik Köyünde, Emet'te,Kütahya'da, Eskisehir'de, Afyon'da, Balıkesir'de, değişik varyantları ile anlatılır. Ama hepsinde Sarı Kız'ın güzelliği, su, ermişlik ortak özelliklerdir.
Sarı Kız'ın babası bazen Kral Midas veya Alaaddin Keykubat, bazen bir hoca veya yoksul bir köylüdür. Sarı Kız Karakeçili Türkmenleri arasında yaygın bir efsanedir. Sarı Kız güzelliği, iffeti, temizliği ifade eder. Bu durum O'nu ermişliğe kadar yükseltmiştir. Efsanenin sonu bazen masallarda olduğu gibi mutlulukla sonuçlanır. Bazı efsanelerde ise sonuç hüsrandır. Ama sonu ne olursa olsun, bu efsane insanlarla beraber sonsuzluğa kadar yaşayacaktır.
Şimdi bu efsaneleri görelim:
Domaniç Sarı Kız Efsanesi
Bursa-Keles taraflarında beş erkek kardeşin bacısı olan Sarı Kız güzelliği ile çevrede dillere destandır. Sarı Kız'ın yüz güzelliği, endamı yanında iyilik severliği de herkeste hayranlık uyandırmaktadır. Delikanlılar onunla evlenmek için can atmaktadır. Ama Sarı Kız'ın evlenmek gibi bir düşüncesi yoktur. O'nun bu düşüncesi yanlış yorumlanarak dedikodu yapmaya sebep olur. Yalan ve kötülük insanın cevherinde yok ise dedi-kodu yapılması ne gam. Ancak beş civanmert delikanlı, kız kardeşleri hakkında ileri-geri konuşulmasına dayanamazlar. Çevreden kulaklarını doldururcasına - Şunlara bakın bir de adam gibi geziyorlar, diye söylenirler. Sarı Kız'ın kötülüğünü gören yoktur. Evlenmemesi ve ara-sıra ortadan kaybolması dedikoducu insanların konuşmalarına sebep olmaktadır.
Güzeller güzeli Sarı Kız en çok ağabeylerinin, anne ve babasının üzülmesine dayanamamaktadır. Bir günahı ve suçu yoktur ki onu telafi etsin. İnsanların ağzı torba değildir ki büzesin. Aile meclisi toplanır. Ağabeyleri, ruhunun da yüzü gibi temiz ve güzel olduğuna inandıkları Sarı Kız'ı Domaniç Ilıcaksu'daki hocaya göndermeye karar verirler. Böylece dedi-kodu belli bir müddet sonra bitince bacılarını geri getireceklerdir.
Sarı saçlı, gül endamlı Sarı Kız, gecenin en karanlık vaktinde ağabeyleri tarafından yola çıkarılır. Sarı Kız bağrı kaba çalılı tepelere bakar, göremez. Her gün su doldurduğu çeşmeye bakar, göremez. Gördügü koyu bir karanlıktır. Gittiği yer gibidir. Karanlık, binbir mechuliyeti içinde saklamaktadır. Geçmis ve gelecek türlü suallerle birbirine karışır. Ama O ., kaderine razıdır.
Ağabeyleri doğruluğuna ve dürüstlüğüne inandıkları hocaya bacılarını emanet ederler. Sarı Kız, bilmediği bir çevrede, tahmin edemeyeceği geleceğine teslim edilmistir. Saatler gün, günler ay olur. Ilıcaksu'yun üzerine güneş doğar ve batar. Her doğus binbir umutla başlar. Her batış bir muhasebeyi, kâr-zarar durumunu düşündürür. Birbirini tanıma zamanı geçince, ruh hallerini tahlil etme vakti başlar.
Sarı Kız'ın bazı davranışlarına anlam veremezler. Hele aradıklarında bulamayınca akıllarından yüzlerce yorum geçer. Sonunda Hoca ve eşi, dedikodu yapılacağından korkarak Sarı Kız'ın ağabeylerine Ilıcaksu'ya çok acele gelmeleri için haber gönderirler. Hoca ve eşi Sarı Kız'ın ara-sıra kaybolduğunu belirterek, “Bacınızı alıp götürün derler. Ağabeyleri alelacele Sarı Kız'ın odasına girerler. Sarı Kız, kırk kız ile beraber huşu içinde namaz kılmaktadır. Sarı Kız ile beraber kırk kız sırlarının ortaya çıkmasının telaşı ile dışarı fırlarlar.
Şimdiki suyun başında bulunan kayanın içine girerek kaybolurlar. Tam bu sırada kayanın dibinden su çıkmaya başlar. Kısa sürede su Ilıcaksu derelerini doldurur. Suyun içinden her an çıkan su kabarcıkları Sarı Kız ile kırk kız'ın soluklarıdır. Zira onlar ermişlere karışmışlardır.
Domaniç Bursa ile sınırdır.Köylülerden alınan bilgiye göre Keles'ten hala sarıkızın akrabalarının ziyarete geldiği hatta köyde yerlerinin olduğunu söylüyorlar...
Not: Bu efsaneyi canlı olarak radyodada anlatmıştım,dinleyenler okursa hatırlayacaktır...
mustafa
Selam Sevgi ve Dua ile...
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
Konu: Geri: Sarı Kız Efsanesi... Salı Ekim 16 2012, 02:02