mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: O Derin Sırrın Uzağında... Paz Ağus. 26 2012, 18:32 | |
| O Derin Sırrın Uzağında...
Leylaları için mecnun olabilmiş Kayslar... Feda edilmeyi yaşamış Leylalar...
Hangisinin yüreği daha yanıktır?
Çöllere aşkı için düşmüş sevdası bugünlere taşmış mecnun yaftasıyla yaftalanmayı göze almış ve yaşamış çölün güneşle değil onun gönlüyle yandığı Kays’ın mı; sessizce aşkını yaşamış kelimelerden medet görmemiş bir mum gibi kendi içinde erimiş onca çileden sonra maşukunun "sen Leyla değilsin"iyle karşılanmış Leyla’nın mı yüreği daha dağlıdır?
Aşkını dillere düşüren yanıklığını dünyaya ve asırlara ilan eden bu suretle övülme ücreti ile ücretlendirilen Kays mı muzdaripdir aşkın hallerinden yoksa aşık olunma emanetini layıkıyla taşıyan aslında Kays’ın dile düşen mecnunluğundan daha ziyade mecnun olan (öyle ki daha sonra insanlar dalgın olan hanımlara Leyla gibisin diyeceklerdir de kimse kimseye mecnun gibisin demeyecektir) fakat sevdasını hal dili ile yaşayan sözcüklere düşmeyen Leyla mı daha muzdaripdir?
Şöhretle şanla bir parça gururu okşanan hikayeleri ile acısı azalan konuştukça ferah bulan kişiye mi acımalı yoksa susmanın ağırlığını söylenemeyen sevdanın katman katman yükünü taşıyan acınmaktan başka bir ücret de görmeyen diğerine mi?
‘Ah minel aşk`ı hangisinin kalbi daha derinden söylemiştir?
Aşk-ı hakikiyi bulmakla serinleyen Mecnun’a mı önce sevilip sonra terke uğrayan Leylaya mı yakınlık duymalıyım?
Her ne kadar tüm bu sözlerim Leylayı yücelttiğim anlamını taşısa da ben her ikisine de hayranım; zira sevgilinin yüreğinde kendine yer kalmadığını zanneden Leyla canını teslim ederek aşkın yüceliğini gösterirken Mecnun ise Leyla’sının mezarı başında ruhlar iklimine geçerek vefanın son kertesini göstermiştir.
Aşkın ve vefanın son demidir yaşadıkları ki kutsamıştır onları; adları bugüne gelmiş; hikayeleri yüzyıllar sonrasındaki gönülleri burkmuş gözlerine yaşlar düşürmüştür.
Evet belki Mecnun’un aşkı daha yüksek gibi geliyor hikayelerde. Velakin karşısında Leyla olmasa idi Kays hiç Mecnun olabilir miydi? Geceleri yıldızlar elinde inciden bir tesbih olur da Leyla’nın adını diline ve kalbine zikir yapabilir miydi? Leyla’nın adı böylesine anılmaya değmeseydi “sabah nerde başlar gece nerdedir?” şaşkınlığına düşer miydi? Bülbül susup onu dinler miydi sükuta bürünüp de kainat iniltisi ile inler miydi? Yer gök Leyla der miydi?
Ya Leyla? karşısında böyle güzel bir sevda olmasa idi hiç canından geçebilir miydi?
Bu gün ise biz adını kirlettik aşkın gönül iklimlerimiz kurudu gözlerimizin nemsizliği bundandır. Ahh Leyla olabilsek keşke candan geçebilsek; ya da Kays olsak da adımız unutulsa divanelikle yaftalansak böylece yüreğimiz incelse incelse de benliğimizden bize bir şey kalmasa... Bu ateş ile yok olsa gururumuz acziyeti anlasak... Biraz düşse omzumuz biraz eğilse boynumuz ah böylesine nazif bir sevdayla dolabilse ruhumuz.
Birbirlerinde fena bulmak için ‘hiç’ olmayı kabullenen o aşıklara benzeyebilsek de başladığımız noktaya varabilsek sırra erebilsek…
Âşık olmak hoştur amma Sadık olmak başkadır başka…
Yasemin Civelek
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: O Derin Sırrın Uzağında... Ptsi Ağus. 27 2012, 00:44 | |
| | |
|