Efkârliyim Bu Gece...
Çatma kaşını nolur, bakma öyle kızarak
Yine eskisi gibi, gül, gülümse, sevindir...
Ne geçecek eline, beni böyle üzerek?
Ne ecelim ol benim, ne onmaz darbe indir...
Eller günah işlerken hata etmişim çok mu?
Yanlış yapanlar için açık tövbe kapısı...
Sessizce gidiyorsun, bir selam sabah yok mu?
Unutma ki kalplerin çok hassastır yapısı...
Inleyen şu gönlüme teselli vermek varken
Bu dünyayı dar etmek, söyle, dosta reva mı?
Şu bağrıma ekilen dikeni dermek varken
Kırıp, üzüp bağırman dertlerime deva mı?
Susturun bülbülleri, efkârlıyım bu gece
Gözlerim sele dursun, hüzün demini aldı...
Dökeceğim dilimden dertleri hece hece
Bir dostumu kaybettim, kaybedecek ne kaldı...
Bir kalemim, bir de ben; kaldık şimdi başbaşa
Kan ağlayan yüreği birlikte dağlıyoruz...
Sitemimiz ne dosta ne de donduran kışa
Diz çöktük boyun eğdik, kadere ağlıyoruz...
Kararıyor her taraf, göze perde inince
Devran kötü dönüyor, dem kederin demiyse...
Sitem edemem aslâ, boynumuz kıldan ince
Payıma keder yazan kaderin kalemiyse...
Beyhûde geçmis ömrüm, anlayanım, dostum yok
Soran olsaydı şayet, gelmez idim cihâna...
Bir gün anlarsın elbet, çok ararsın beni çok
Söyleyin Azrail´e, bir mezar kazsın bana...
Alıntı