ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı Empty
MesajKonu: İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı   İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı EmptyÇarş. Mart 07 2012, 19:47

İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı


“(Cennete girmeyi hak eden mü’minler şöyle) derler: ‘Bizden hüznü, tasayı gideren ALLAH’a hamd olsun. Doğrusu Rabbimiz çok bağışlayan, çok nimet verendir.” (35/Fâtır, 34) ALLAH’ı râzı etmeye koyulmuş mü’minin hüznü cennette bitecek. Bu gerçeği güçlendiren bir sözü de ALLAH Rasûlü vefatı sırasında başucunda ağlamakta olan Fâtıma’sına söylüyordu: “Ağlama kızım, baban bir daha acı çekmeyecek!” Evet, o güne dek hep acı çekmişti. Çünkü o çok şey biliyordu. Onun bildiğini bilen her kim olsa öyle yapardı. O da öyle demiyor muydu: “Benim bildiğimi bilseydiniz az güler çok ağlardınız!” Onun bildikleri bir yana, ya onun yaşadıkları? Hem yetim, hem öksüz. Ardından bir bir kaybedilen dayanaklar: Abdulmuttalib, Ebû Tâlib, Hz. Hatice ve peş peşe gelen evlât acıları, ölümleri. Tabii bütün bunları bastıran da nübüvvetin ağır yüküydü. Bu nedenle o çok ağlamış, az gülmüştü. Kan, ter, gözyaşı... Bu üç damla azizdir; bu üç damlanın karıştığı şey de azizdir. Neyin uğrunda olursa olsun, samimi olarak bir dâvâ uğruna dökülen kanların bile karşılıksız kaldığı görülmemiş. Ter de öyle; kim çalışarak ter dökmüş de karşılığını almamış? Bu ister mü’min ister kâfir olsun, yasa herkes için geçerli, “insan için” diyor Kur’an; “İnsan için yalnız çalıştığının karşılığı vardır.” (53/Necm, 39) Gözyaşı da öyle, zulme uğramış birinden dökülüyorsa o damla, düştüğü yeri yakacaktır. Bu üç damla bedeldir, bu bedel ödendiği zaman elde edilen şey meşrûlaşır. Kan, toprağın; ter, ekmeğin; gözyaşı, yüreğin bereketidir.
“Ve gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz.” (53/Necm, 60) Sahi, nasıl beceriyorsunuz bunu, diyor Kur’an; imanınızın, Kur’an’ınızın, coğrafyanızın esir edildiği, insanınızın mânevî bir soykırıma uğradığı, tüm değerlerinizin yağmalandığı, sayısız civanın yüreğinden vurulduğu bir ortamda hâlâ nasıl gülebiliyorsunuz, diye soruyor. Gerçekten, nasıl beceriyorsunuz bunu? Tabii ki, buna becermek demezler; gaflet derler, vurdum duymazlık derler, hamâkat derler... Eğer bilseydik Önderimiz Efendimiz’in bildiğini, çok ağlayıp az gülerdik. O yakîn derecesinde biliyordu gazabı, kahrı, cehennemi. Bu gerçeklerin ârifiydi O. Biz de bunları “irfan” derecesinde bilseydik Onun gibi yapacak, çok ağlayacak, az gülecektik. Evet, bilseydik göğsümüzde nükleer bir güç merkezi taşıdığımızı ve bunun her gün üzerine yağan günahlarla paslandığını, bu pası çözecek tek kimya olan gözyaşını bir umman gibi salacaktık gecelerin koynuna. Eğer bilseydik günah hedeflerini on ikiden vuran istiğfâr silâhının mermileri gözyaşıdır, gönlümüze gözümüzden bir ırmak bağlayacaktık. Eğer bilseydik duâlarımızı yüce makama tez ulaştırmanın en emin yolu onlara gözyaşından kanatlar takmaktır, Yunus gibi “ağla gözlerim ağla, gülmezem ayruk” diyecektik. Eğer erseydik sırrına “Yevme lâ yenfau mâlun ve lâ benûn (O günde malın da evlâtların da faydası olmaz)” ifadesinin, bir “kalb-i selîm’e sahip olmak için, değil birkaç damla yaşı, bir çift gözü bile fedâ edecektik. Eğer bilseydik her gün en çok kullandığımız organların başında elimiz, zihnimiz ve kalbimiz gelir; bu üçü içerisinden de en çok kullandığımız ve kirlettiğimiz kalbimizdir. Onu pislik içerisinde koyduğumuz için, ALLAH korkusundan dökülen yaşlarla yıkamadığımız için hayıflanacaktık. Eğer imanın neler çektiğini onun yerinde olup anlayabilseydik, ağlayabilirdik. İhsan düzeyinde inansaydık ALLAH'a, azaba, ikaaba, mîzana, hesâba, gözümüzden yaş değil; kan akıtırdık. Öyle buyurmuştu ya Yesrib’li delikanlı için Rasûlullah (s.a.s.) Efendimiz: “ALLAH korkusu, kardeşinizin yüreğini dağladı.” Evet, bütün bunları anlayabilseydik, ağlayabilecektik. “Melâli bilmeyen nesle âşinâ değiliz” diyordu Hâşim. Biz âşinâ olduk ey şâir, hem de öylesine âşinâ olduk ki, bu İslâm irfanının nebevî yöntemlerini “romantizm” sayanlar bile çıktı içimizden. Hissizliğin, duygusuzluğun bir tek mâzereti var: Kalp katılığı; o da meşrû değil. “Şarkı görmez, garbı bilmez, edepten yok pâyesi Bir utanmaz yüz, yaşarmaz göz, bütün sermâyesi.” Anlayamayanlar, ağlayamazlar; hatta ağlanacak hallerine gülerler. İşte biz
böyle olduk


alınti.
..
ı..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı Empty
MesajKonu: Geri: İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı   İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı EmptyPerş. Mart 08 2012, 00:13

çiçek9 Allah razı olsun 2 çiçek9
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İnsanlığın Derdiyle Dertlenip Hüzünlenmenin Göstergesi Gözyaşı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Derdiyle aşk kapılarında
» Gözyaşı...
» Gözyaşı
» Gözyaşı Zamanı...
» Gözyaşı...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: