ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  İlel Ebed Var Olma Aşkı Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 İlel Ebed Var Olma Aşkı

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
miftah
Admin
Admin
miftah


Mesaj Sayısı : 3360
Kayıt tarihi : 26/07/08

İlel Ebed Var Olma Aşkı Empty
MesajKonu: İlel Ebed Var Olma Aşkı   İlel Ebed Var Olma Aşkı EmptyÇarş. Ara. 21 2011, 16:08

İlel-Ebed Var Olma Aşkı






Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi, çok yönlü ve çok manalı bir hikâye aktarır:“Yüksek sınıftan, gayet güzel bir kadın, birinci sınıf bir köşkte yaşar. Birçok hizmetçi onun emri altında çalışır. Bunlardan bir genç, komşu bakkaldan köşkün alış-veriş işlerini takip eder. Bir gün genç hizmetçi bakkala gider; ortalıkta kimse yok; yakışıklı bakkal bir saat boyunca köşkteki Sultan Hanım için övgüler dizer; Sultan Hanıma selam gönderir. Sonunda genç hizmetçi alış-verişi bitirip köşke gider; “Bakkal efendi ‘Sultan Hanıma söyle; ……… (onunla beraber olmak) istiyorum’ dedi” sözünü söyleyince; Sultan Hanım ‘Tamam; fakat böyle çirkince ve argoca mı söyledi?’ diye sorar. Genç hizmetçi: Vallah! Bilmem; bir saat konuştu, fakat bütün konuşmasının manası bu idi, der.

”Evet, aşk ve sevgi demek olan var olmanın öz çiçeği ve çekirdeği insanoğludur. Bu prens varlık, 90 yıllık ömründe nice söylemler, nice sanatlar, birçok işler icra eder; senelerce bir şeyin peşine düşer; bazen ne aradığını dahi bilmez. Fakat bütün bu serüvenlerin öz manası, “Ben ebediyen yaşamak istiyorum” haykırışıdır.İşte insanoğlu, doğar doğmaz ağzı süt arar; vücudu okşanmak ister, ciğerleri hava alır; yani içten ve dıştan varlıkla temas kurar. Yokluk cehennemini bir adım geçer. Sonra çevresinin bakışlarıyla, gülümsemesiyle, ilgi ve şefkat görmesiyle bir adım daha varlık cennetine yaklaşır. Sonra oyuncaklarıyla, arkadaşlarıyla var olma çemberini genişletir.Daha sonra tecrübelerle, okumak ve eğitimle kendine var olmak için kanatlar takar. Artık bu dönemden sonra ebedî var olmayı tam kazanmak için beş sınavdan geçmesi gerek:

1) Yemek-içmek ve rahat etme ile bedenini belli bir süre yaşatır. Bu süre sınırlı ve belli de olsa, lezzet ve ebedilik vehmi, insana “İşte asıl varlık; işte gerçek hedef budur!” dedirtir.[Fakat eğer yemek-içmek ve diğer bedenî lezzetleri, maddi olarak değil de mana ve şükür yönüyle ele alabilirse; bu aşamada bu güzel nimetlerle gerçek ebedî bir varlık boyutu olan manevi bir kişilik ve benlik kazanır.]

2) İkinci sınav; insanın karşı cins ile birleşip doğacak çocukların varlığıyla ebediyet kazandığı vehmini geçmesi…Yemek-içmek, kişisel ve beden bazında insanı ilgilendirdiğinden insan için birinci kapı gibi görünse de; cinsellik denilen bu ikinci sınav kapısı, bütün insan türüne baktığından ve ölümden sonra da bu var olma yönü devam ettiğinden cinsellik, insan kafasında yemek-içmek aşamasından daha fazla gündemi işgal eder. Nitekim filim ve dizilerin % 90’nı sürekli bu noktayı tahrik etmeleri ve izleyici bulmaları bizim bu dediğimizi ispat eder.Şeytan insanı bu ebediyet yanılgısına düşürürken şöyle demişti:“ALLAH, siz erkek ve kadına (cinsellik denilen) bu ağaçtan yemenizi yasak etti ki; Melekleşmeyesiniz ve ebedileşmeyesiniz.” (Araf, 20)[Yani cinsellik ağacından yerseniz, nesliniz sayesinde kollektif bir kişilik (melek) olursunuz. Ve bu nesliniz sayesinde ebedî yaşarsınız. Şeytan burada bir doğruyu söyler; fakat eksik ve yanlış söylediğinden insanı helakete götürür. Çünkü ALLAH’ın emri tam olarak şöyledir:“Ey insanoğlu, senin birinci gündemin, asıl ebedilik olan ruhen ve manen ebedî olmandır. Bunu gerçekleştirdikten sonra, senin sevap kazanman ve neslinle manen yaşaman, bu asıl varlığına ilaveten bir zenginlik olur. Fakat eğer asıl ebedilik yönün olan ruhen var olmayı hak etmemişsen, bedenî lezzetlerle, cinsellik ve nesil ile ebedilik kazanıyor olma duygusu yanılgıdır. Çünkü bir şeyin aslı ve temeli olmadan ilave yapılan şeyler, daha çok yıkım olurlar. Dikkat et; şeytanın en belirgin vasfı yanıltandır.” (El-Garur.)

Bir Not: Bu cinsellik ve karşı eş konusunda bazı nezih insanlar var ki; âşık olurlar. Fakat onların aşkı ve arzusu biyolojik bir beraberlik manasında değildir. Onlar aslında güzelliğe, kemalata, manaya ve yüce değerlere âşıktırlar. Fakat bunu belirli bir aynada gördüklerinden oraya kilitleniyorlar. Bu kilitlenmenin tehlikesini aşmanın çaresi, bu manaların sonsuz halini düşünüp, başını güneşe kaldırıp, aynanın elden gitmesine üzülmemektir. Çünkü aynanın vazifesi sadece o soyut-sonsuz güzellikleri göstermek ve hissettirmektir. Aynanın kendisi o güzellikler değildir.

3) Bu sınav; mal ve para ile ebedileşeceğini sanan sarhoşların sınavıdır. İlk iki sınav kapısı, bir derece doğal ise de, bu üçüncü aşama, tamamıyla bir yanılgıdır. İnsanın kendisini gerçek malik yani tanrı sanmasıdır. Evet, ALLAH değişik sınavlarla, değişik yol ve yöntemlerle insan denilen kuluna ebediyet cennetinin kapılarını açıyor; fakat insanın bu malikiyet duygusu üzerinden kendini tanrı gibi hissetmesi, bu ebedilik arzusunun çok çirkin bir şekilde saptırılmasıdır. O acemi bakkalın o çirkin arzusu dahi, bunun yanında güzel bir teklif gibi kalır.

4) Bu aşamaya kapı değil de, tuzak desek daha iyi olur. Bu aşama, insanın şöhret yankısıyla kendi varlığını ve kişiliğini genişlettiğini ve ebedileştiğini sanmasıdır. Bu sanal varlık da genelde siyasette, reklâmda, sansasyonel haberlerde gerçekleşir. Çoğu zaman da haksız şöhretler elde edilir. Ayrıca şöhret sanal bir şey olduğundan şöhret ile ebedileştiğini sananlar, bir müddet sonra delirirler. Çünkü gerçek bir varlık olan fıtrat, sanal ve yanıltıcı aşıları kabullenemiyor. Ayrıca ilk üç yanılgıda insan birinci derecede kendine zulmeder; kendini yanıltır; fakat burada hem kendine hem de diğer insan kitlelerine zulmeder; insanların sevgi ve ibadetlerini zulmen ve liyakatsiz olarak gasp eder.[Sanat âleminin, siyaset ve medya dünyasının ne kadar yanlış vadilerde at koşturduklarını galiba az çok aklı olan herkes görebilir. Bu üç nokta aslında ruhanilik, fedakarlık ve ilim alemi olması gerekirken; maalesef beden ticareti, yalancılık ve hainlik daireleri haline gelmişler.. Haliyle şöhret ve şöhrete dayalı olan sanat, siyaset ve medya şeytanın, insan denilen mazlumu imha etmesi için dört koldan saldıran makineli tüfek gibi iş görüyorlar.]

5) İman ve ibadet ile manevi ve soyut değerlerle sonsuza ve ebediyete açılan büyük imtihan kapısıdır; bu kapı 4+1 formülü gibi tatlı ve canlı bir âlemdir. İman ve ibadet manevi bir ışık gibi bireysel ve sosyal hayatın fotosentezidir. Bu kapının açılışı ve işleyişi, insanın benliğine bağlı birçok anahtarı tanımak ve işletmekle ancak mümkün olur. Ki bunun anlaşılması için bu kitabın 4. bölümünde benlik ile ilgili 36 sayfa şerh ve izah var. Orayı iyice okuyup uygulamak gerekir. Şimdilik sadece şu beş parolayı hatırlatmakla yetiniyoruz:
a) Mesela güzellik ve aşk heykeli olan kadının ruh aynasında nezaketi, ahlakı, inancı, şefkati, zarafeti, insaniyeti görmek gerekir ki; bu değerlere sahip olmayanların vücut ölçüleri ve yüz parlaklığı arkasında kaybolunmasın.. Eşler arasındaki ilişkiler, bir leş bulma ve tuvalet ilişkilerine indirilmesin.. İnsan için gayet doğal, güzel ve sonsuz derecede bereketli, sonsuz var olma kapısı, belki küçük bir cennet açılsın..
b) Mesela baharda ekolojik âlemde adeta sonsuz bilinç, güzellik, canlılık ve hayat imkanlarını taşıyan sonsuz nimetler içinde şükür ve ikram manalarını görmek, yılların, baharın, çiçeklerin suri güzelliğinin geçiciliğine üzülmemek, dünyayı ve hayatı, cennet ve ebediyet fidanlığına çevirir
c) Ve mesela zenginlik imkânları ile yeryüzünü düzenli bir ordu, disiplinli bir okul, gayet güzel manalar tasvir eden bir sahne olarak görmek ve değerlendirmek; böylece dünya imkânlarını basamak yapmak; bu fani insan için manen bir subay, bir öğretmen, hayatı serapa sanata çeviren bir bilge olmayı netice verir. Yoksa adeta sonsuz gibi görünen dünya malı ve dünyevî imkânlar –ki her an insanı yaralayarak onun elinden çıkıyorlar– binlerce cehennem kadar insanın ebediyete âşık olan kalbini parçalıyorlar. Hayatını yılanlar içinde geçirmesine sebep oluyorlar.
d) Ve mesela insan, iman ve ibadet ile adeta sonsuz olan kâinat ve var oluş zincirine manen sahip olur; maddi varlık kervanıyla ebediyet saraylarına çıkar. Yoksa her nesne, her olay, her yıldız, her değişim ve dönüşüm; insanı manen karanlıklar içinde boğarlar.. Bütün halleriyle hayat ona zehirli bir yılana dönüşür.
e) Özellikle insan bedeni, sonsuz manaları kaydederek yaşayan canlı bir âlemdir. Sayısız kelimeler ve niyetlerle adeta bir kâinat kadar gelişebilir. Ebedî bir varlık olur. Yoksa maddi ve bedenî lezzetlere kendini indirgerse bir mikrop yuvası, bir acılar makinesi, üzüntülerden örülmüş bir yumak gibi olur.Demek kurtuluş ve ebedileşme imkânı; sadece manada, nitelikte ve soyut değerlerdedir. Fakat eğer insan güçlü olursa maddeyi de, niceliği de, somut yapıları da bu manalara bir zarf ve beden yapabilirse o zaman gerçek mutluluk gerçekleşir. Eğer birleştiremezse tercihini daima soyuttan ve manadan yana koymalı. Böyle bir tercih nihai manada onun maddi eksiklerini de telafi eder. Fakat eğer mana ve ruh yoksa boş sözler ve kof beden işe yaramadığı gibi; başa bela da olurlar.
Hulasa: Asıl varlık, sonsuz ve soyuttur. Bir adım daha güzelleşmek ve mükemmelleşmek için somut katmana bürünür. Sonra yine aslına döner. Eğer bu dönüş ve dönüşüm gerçekleşmezse iş kof bedene ve elbiseye indirilirse; insan denilen eşref-i mahlûkat tarla korkuluğuna dönüşür. Sözümüzü şu hadis ile taçlandıralım.. “Lailahe illallah, (sonsuzluk bilgisi ve inancı) semavat (metafizik ve ebedî âlemlerin) kapısının anahtarıdır.”[1]
Söze Mevlana ile başladık yine onun bir beyti ile bitirelim..

Bilir misin, sema nedir?
Kendi somut varlığından
Ve beninden vazgeçmektir.
Çünkü mutlak hiçlik içinde
Ancak ebedilik zevki tadılır.


8. 9. 2011 / Bahaeddin SAĞLAM


--------------------------------------------------------------------------------
[1] Camiussağir, La kısmı..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

İlel Ebed Var Olma Aşkı Empty
MesajKonu: Geri: İlel Ebed Var Olma Aşkı   İlel Ebed Var Olma Aşkı EmptyÇarş. Ara. 21 2011, 20:56

[b]“Ve ya Rabbi bana ve ebeveynime verdiğin bu ilmî nimetten dolayı bana şükretme imkânını ver. Senin razı olacağın yararlı işleri bana nasip et. Beni rahmet ve başarınla salih (yararlı) kullarından kıl.” (27/19) Amin

Mutluluk; geçmişi unutmak, şimdiyi hoş görmek ve geleceği düşünmemekle mümkündür. Hz. İsa

Her ağlamanın sonu gülmektir... Mevlana


paylaşımın çok hoşuma gitti 2 sefer okudum özlem
paylaşımların devamınıda bekleriz inşALLAH
selam sevgi ve dua ile...[/
b]


çiçek7 Allah razı olsun çiçek7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

İlel Ebed Var Olma Aşkı Empty
MesajKonu: Geri: İlel Ebed Var Olma Aşkı   İlel Ebed Var Olma Aşkı EmptyPerş. Ara. 22 2011, 01:12

çiçek18 Allah razı olsun çiçek18
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
miftah
Admin
Admin
miftah


Mesaj Sayısı : 3360
Kayıt tarihi : 26/07/08

İlel Ebed Var Olma Aşkı Empty
MesajKonu: Geri: İlel Ebed Var Olma Aşkı   İlel Ebed Var Olma Aşkı EmptyPerş. Ara. 22 2011, 12:12

Su_Çiçeği demiş ki:
[b]“Ve ya Rabbi bana ve ebeveynime verdiğin bu ilmî nimetten dolayı bana şükretme imkânını ver. Senin razı olacağın yararlı işleri bana nasip et. Beni rahmet ve başarınla salih (yararlı) kullarından kıl.” (27/19) Amin

Mutluluk; geçmişi unutmak, şimdiyi hoş görmek ve geleceği düşünmemekle mümkündür. Hz. İsa

Her ağlamanın sonu gülmektir... Mevlana


paylaşımın çok hoşuma gitti 2 sefer okudum özlem
paylaşımların devamınıda bekleriz inşALLAH
selam sevgi ve dua ile...[/
b]


çiçek7 Allah razı olsun çiçek7
Değerli Su_çiçeği bu eklediğin yazı benim diğer sitedeki imzam o nasıl eklendi anlamadım Smile
Bu yazıyı bende çok beğendim, bundan sonra daha çok paylaşırım inşALLAH siz isteyin yeterki:)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İlel Ebed Var Olma Aşkı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Aşkı Yaradan'a Hamd Olsun Aşkı Bulmayan Yürekler İhanetlerine Yansın
» EŞ'im Olma KAR'ım Ol !!!
» Pişman Olma...
» Umutsuz olma
» Ümitsiz Olma...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: