Can kırığı
Hayatın kabuğu
Bir çekirdeği düşünün. Toprağın altında, kabuğuna sarılmış, sımsıcak bekliyor. Ne üzerine gelip geçen mevsimlerden haberlidir, ne kuş cıvıltılarına ilgi duyar, ne de rüzgarlara kulak verir. Çekirdeğin bir ağaç olup sıcak meyvelere durması için kabuğunu kırması, bütünlüğünü bozması gerekir.
Yoksa, toprak altında sıradan bir çekirdek olarak çürüyüp gidecek, kimse onun varlığını bilmeyecek, dallarında kuşlar cıvıldaşmayacak, rüzgarları tanımadan dünyaya veda edecektir.
Çekirdek toprak altına, toprak altında kalsın diye değil, topraktan çıksın diye atılır. Bunun için de bir varlık imtihanından geçer. Kabuğunu kırıp kendini mahveder ve varlığından vazgeçerse, ağaç azametinde bir varlığa kavuşur. Dallar sayısınca göğe uzanır, çiçek çiçek güler, meyvelerce konuşur. Kabuğuna dokundurmaz ve çekirdek olarak var olmak isterse, derin bir yokluğa düşer, toprağın karanlığında mahvolur.
Dünya hayatı üzerimize atılmış bir toprak gibidir. O keskin varlık imtihanı bizi de bekler dünya hayatında. Tenimiz alabildiğine gömülüdür dünyaya, hazlarımız ve lezzetlerimiz kadar derinleşir dünya toprağımız. Varlığımıza dokunulsun isteyemeyiz, konforumuz bozulsun arzu etmeyiz. Tenimizde ince bir sıyrık bile rahatsız eder bizi.
Ne ki bu hayatın akışı keyfimize tamı tamına uymaz. Lezzetlere ne kadar aşina isek, acılar da o kadar tanıdığımız. Keyiflere tiryaki olduğumuz kadar, hüzünler ve kederler de sarıyor bizi. Yaşamak sancısız olmuyor, ağrı her yanımızda nöbet bekliyor.
Eğer kendimizi bu dünya toprağında kalacak diye bellemişsek, acı ve ağrıya anlam veremeyiz, hastalık ve hüzün sırf zulme dönüşür ve o ölçüde çekilmez olur. Kendi kabuğunu kırmak istemeyen, toprağın üzerine çıkma cesaretini yitirmiş çekirdeğin çelişkisidir bu. Hayatın ötesini keşfettiğimiz ölçüde, hayatımızın kabuğunun çatlamasına, keyfimizin bozulmasına anlam verir, daha kolay katlanırız. Kanaatimce ahireti yaşamak da burada başlar.
Nedense, ahireti ancak öldükten sonra yaşacağımızı düşünürüz. Ahiret şimdi ve buradadır oysa. Hayatın ötesine açık oldukça, hayatın başına gelenleri güzel görebilir, hayatı güzelleştirebiliriz. Bir ağaç gibi çiçek çiçek semaya uzanır, varlığımızı ebedi zamanlara taşırız. Hayatımızın kabuğuna acılar ve sancılarla akmaya dokunur tenimize, dirlik taze bir bahar gibi varlığını yeniden yaşatır.
Senai Demirci