ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..  Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..  Empty
MesajKonu: Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..    Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..  EmptyPerş. Haz. 09 2011, 00:15

Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..

Havanın ısınması, kuş seslerinin artması ve insanların koşturmaları ile yazın geldiğini daha çok anlamıştı. Her sabah balkonuna vuran güneş, daha uzun duruyor ve kemiklerine kadar ısıtıyordu. Evde ne kadar soba yansa da bir türlü ısınamıyordu. Üzerine giydiği ne kat kat yelek ısınmasına fayda sağlıyordu, ne de yün çorapları. Sadece güneşin karşısında tam olarak ısındığını anlayabiliyordu. Günler daha uzundu artık. Balkonunun köşesinde insanları seyrederken artık komşu kızı Hülya’nın işten gelişini görebiliyordu. Havanın aydınlığı ona hayata dair daha çok şey gösteriyordu.


Emekli maaşını alma günü gelmişti. En çok da ayın birini seviyordu. Birkaç hafta önce komşusu balkonunda ızgara yapmış, kokusunu evinin tüm köşelerinde bile hissetmişti. Eti yiyecek dişleri yoktu oysa ama tadımlık da olsa canı çok çekmişti. Emekli maaşı aylık ihtiyaçlarına anca yetiyordu. Bu ay et almaya gücü yetmiyordu, belki bir tavuk alıp haşlamasını yaparsa, nefsinin bu arzusunu bastırabilirdi. Bu düşüncelerle yola koyuldu.


Yolda giderken burnuna iğde ağaçlarının kokusu geldi. Ne çok severdi bu kokuyu. Eşi ile iğde ağaçlarının altında tanışmışlardı. En güzel günlerinin başlangıcında, iğde ağaçları onlara şahitlik etmişti. Eşi aklına geldi. Onu bırakalı tamı tamına, üç yıl iki ay on üç gün olmuştu.. Takdiri ilahi böyleydi ama onu çok özlüyordu. Yalnızlık artık çekilmez olmuştu. Çocukları kendi hayat meşgalesinde koşturuyordu. Onlara gönül koymuyordu ama daha sık gelseler, çok daha mutlu olacaktı. Kimseye fazla yük olmamak için, bu arzusunu da dile getirmiyordu.


Maaşını biraz sıra bekledikten sonra çekmişti. Bankaya gitmeden tüm hesabını yapmıştı. Ona arta kalan para sadece otuz beş lira idi. Bir tavuk alsa acaba fazla bir külfet mi olurdu? Belki ani bir ihtiyacı çıkar ona para kalmayabilirdi. Rabbim sen büyüksün diyerek, ona teslim olduktan sonra doğruca kasabın yolunu tuttu. Ev ile kasap arasında epeyce uzaklık vardı. Dizleri artık eskisi kadar onu taşıyamıyordu. Önceden bu yolları daha az zamanda yürürdü. Şimdi ise bu yollar gözünde büyüyordu. Kasaba giderken yorulduğunu hissetti. Yol üzerinde bulunan bir park vardı. Orada biraz soluklansam iyi gelecek diye düşünüp parka yöneldi. Her yer yemyeşildi. Çiçekler rengarenk görüntüleri ile gözlere bayram ettiriyordu. Kuş seslerini burada daha güçlü duyuyordu. Parkta çocuklar ve kendisi gibi yaşlılar da vardı. Çocukların mutlulukları yüzlerinden belliydi. Oradan oraya koşturuyorlardı. Enerjilerini ne kadar boşaltsalar da, sanki hiç yorulmuyorlardı.


Kendisi gibi yaşlılar gözüne ilişti. Herkes bir köşede oturuyordu. Bazıları birbirleri ile sohbet ediyor, bazıları da çocukları izliyordu. Poşetlerinde getirdikleri bir ekmek ve su ile de, öğün yapıyorlardı. Onun da evinde erzağı kalmamıştı. Maaşını bugün alamasa, oda bir ekmek ve bir su ile öğün yapacaktı. Her şeye rağmen mutluydu. Bir yanda çocuklar, bir yanda yaşlılar.. Herkes hayatın bir köşesinde kendi çağını yaşıyordu. Eksik olan bir nesil vardı. Gençler neredeydi?.. Ya bir kafe köşesinde, ya alışveriş merkezlerinde onları görmek mümkündü.


Kuşaklar arası fark bu kadar çok muydu acaba? Gençlerin hayata bakışları ve yaşamları çok farklı idi. Zamanlarını neyin peşinde nasıl harcıyorlardı?.. Zamanın ne kadar çabuk geçtiğini anlamak için yaşlanmak mı gerekiyordu?.. Daha sabah iğde ağaçlarının kokusu ile gençliğinin tüm görüntüleri hafızasında taptaze canlanmıştı. Daha dün gibi demişti, kendi kendine..Ömür çok çabuk geçiyordu. Kim bu gençlere bunu anlatacaktı?.. Zamanı iyi değerlendirmeleri gerektiğinin farkına, yaşlanınca mı varabileceklerdi? Çok üzüldü bu duruma.. Üzülmesine karşılık hiçbir fayda elde edemedi.


Oturduğu yerden kalktı ve yoluna devam etti. Kasaba gelmiş ufak bir tavuk almıştı. Tavuğun görüntüsü bile onu mutlu etmeye yetmişti. Ağır adımlarla evine ulaştı. Hemen tavuğu suda haşlayarak, öğün olarak kendine hazırlamıştı. Tuz koymamıştı, tansiyonu ile başı dertte idi. Tuzsuz bile olsa ekmeğini tavuğun suyuna banması, her tada bedeldi. Pişen tavuğu ufak ufak didikleyip yavaş yavaş bitirdi. Bugün de doymuştu. Bir kez daha bugününe şükretti. Kafasını yastığa koydu. Sabahı görebilecek miydi? Her akşam yatarken bunu düşünerek dua ediyor, kendini gecenin karanlığında uykuya teslim ediyordu..


alıntı
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..  Empty
MesajKonu: Geri: Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..    Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..  EmptySalı Haz. 14 2011, 02:03

çiçek17 Allah razı olsun çiçek17
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hayat bir lokma, bir hırkadan ibarettir..
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Hayat Kararlardan İbarettir...!
» Hayat......
» Helâl lokma titizliği
» İnsan Sözden İbarettir ve Şair Ne Güzel İnsandır
» Hayat ve Ben...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: