Bütün belirtilerini veriyor. Hastalığımın sebep olacağından daha büyük bir halsizliğim var. Dışarı çıkmak istemiyor, dipsiz bir kuyuya doğru düşer gibi ha bire uykuya akıyorum.
Bu dipsiz kuyu, bana zaman kavramını kaybettiriyor. Günlerden hangi gün? Saat kaç? Saat beş ise akşamın beşi mi sabahın beşi mi ayıredemiyorum. Donmak üzere uykusu gelen insanın "Uyursam ölürüm" korkusu gibi bir korkuyla, uykunun kuyusuna düşmek istemiyorum ama kendimi kurtaracak mecalim yok!
"ALLAHım!" Diyerek uykuya dalıyorum. Belkide bu uyku bana Rabbimin ikramıdır. Böylece dünyanın tüm sıkıntılarını bir süreliğine de olsa duyumsamıyorum.
Ah depresyon!
Bir türlü ALLAH’tan razı olmayı beceremeyen zalim nefsin; arsız, huysuz çocukların, istediklerini almak için "İsterim" diye yerlerde debelenişi depresyon!
Hayatın iplerinin kimin elinde olduğunu unutup, kendi kendine emeller besleyen, gelecek kurgulayan, hayalperest nefsin hayal kırıklıkları depresyon!
Ve umutların inceldiği yerden koptuğu, bütün sebeplerin tükendiği, ya sebepler âleminin çıkış kapısı; Ya da can havliyle tül perdelere yapışarak ölüveren güz sinekleri gibi, sebeplere takılı kalarak ölen yedi başlı canavarın, can çekişme gürültüsü depresyon.
Ölüp ölüp dirilecek!
Bu kaçıncı ölüm? Bu kaçıncı depresyon?
Yanlız ALLAH için yaşamayı beceremeyen ahmak nefsin, ALLAH'tan başka tüm taptıklarının terk ettiği, kendi hesabınca verdiği tüm çabaların karşılığında, bir o kadar başarısızlık elde eden nefsin, emeklerine ağlayışı depresyon!
Kazanmayı çok isteyenler yenilmeye katlanamazlar. Hep kazanmayı yakıştırırız nefsimize çünkü. Kendimizce her zaman en iyisine layığız. Her şeyin en iyisine(!)
Kaderin akışını kıt aklı ile beğenmeyip kendince öngörüler geliştirip kaderin oyunbozanca akışından dolayı bozulan nefsin, beklentiler yoksunluğu depresyon.
Depresyondayım. İşte dizlerim titriyor, bir türlü toparlanamıyorum. Kendimi yaşamaya ikna edecek sebep arıyorum. Bulamıyorum.
Oyunda yenilmiş çocuğun küskünlüğü içinde oyunu bıraktım. Yenildim. Küstüm. Oynamıyorum.
alıntı..