İsraf İflah Etmez...
İsraf,saçıp savurmak,boş yere harcamak,kıymetli olanı kıymetsiz yerde kullanmak demektir.Bu yüzden müsrif,hem kendine ,hem de başkasına zarar verir.
Müsrif,hem akılsız,hem de ahlaksızdır.En büyük zararı kendisine verir.Kötü örnek olur,zayıf karakterli ve bilinçsiz insanları da etkiler.Savurganlığı nisbetinde, insanların kızgınlığını,kırgınlığını ve nefretini kazanır..
İsrafın altında,bir kendini gösterme,merakı vardır.Başkalarına üstünlük taslama,varlığını görünür kılma,değersizliğini abartılı saçıp savurmlarla örtüp gizleme duygusu,israfı körükler.
İsraf,lüksün anasıdır.Dış dünyasını sun’i yıldızlarla süsleyenler,iç dünyalarının semasını yıldızsız bırakıp,hep karanlıkta kalanlardır.Daima,kendi bolluğu ve refahı adına; yoklukla,açlıkla,imkansızlıkla boğuşanları görmezden gelen, zalim bir gafletin anasıdır israf…
İnsanın içinde zaten var olan bu canavarı,Batı Medeniyeti besledi,büyüttü ve kışkırttı.İsraf, tüketim ekonomisiyle sıradan ve normal bir iş,hatta bir fazilet haline geldi.Topluma benimsetilen bu yanlış idrak sayesinde, artık utanılacak değil,övünülecek ve imrenilecek bir özellik haline geldi.Kazandığı bu itibar sebebiyle de,israf,artık dizginlenemez ve önüne geçilemez bir hale geldi.
Bu sonuçta,tabii ki basının da, çok mühim bir katkısı vardır.Zira,bir çok israfı,allaya pullaya reklam ve haber konusu yapıyor,dolayısıyla da, insanları müsrif olmaya özendiriyor.Basının verdiği genel mesaj,şöyle özetlenebilir:
“Eskiyi at,yeniyi al!Eskimeden at,ihtiyaç olmadan al!Daha çok,daha sık,daha lüks al!Al,al,al! At,at,al! At,al;al at!
Değerin, alabildiğinin değeri kadar…Alamayan değersizdir,hiçtir.İnsan oturduğu ev kadar,bindiği araba kadar,müdavimi olduğu lokanta kadar,kısacası harcadığı para kadar değerlidir.
Böyle düşündüren maddeci inancın mabedi,alış veriş merkezleridir.Parıltılı ihtişamlarıyla,hep alan,kazanan ,oyalayan ,çalıp çığıran,eğlendiren, hatta sömüren merkezler…Bir itibar kazandırdığı sanılan markalar dünyasına mahkum,modanın peşinde,modacının kulu kölesi olan insanlar…
Reklamlar,sanal ihtiyaç alanları oluşturuyor.Böylece,temel ihtiyaç maddeleri çeşitlendikçe çeşitleniyor,insanın olmazsa olmazı, dörtten dört bine çıkıyor,çıkarılıyor.Sürekli artan ve yenilenen ihtiyaçlarını ele geçirmekte zorlananlara,tüketim ekonomisi olmayan parayı harcama imkanı sağlıyor.Böylece ortaya,kredi kartları çıkıyor.Olmayanı harcayan müsrifler sebebiyle,g ünümüz ekonomisinin en tehlikeli kara deliği haline gelen kredi kartları…
Bu bencil yaşama biçimi,tamamiyle israf üzerine kuruludur.İsraf ise,dipsiz bir kuyu gibidir,sonu kapkaranlık,bir türlü görünmüyor. Fakat ,görünen tek gerçek o ki,israf iflah etmiyor.
İsraf,nice bitmez sanılan serveti,hazır parayı bitiriyor.Bitmez,tükenmez sanılan birikimler,miraslar güneş görmüş buz gibi eriyiveriyor.
İsrafa bulaşmamak için,önce insanın dünyaya bakışını düzeltmek gerekiyor.Bu dünya sonlu ve sınırlı bir yaşama alanıdır.Devam eden bir yolculuğun mola yeridir.Bütün himmeti,emeği,gayreti buraya sarfetmek müthiş bir yanlıştır.
Bu yanlışta karar kılan insan, dünyanın bütün imkanlarını sadece kendisi içinmiş gibi bilir ve tüketir.Tabii ki böyle bir açgözlülükle menfaatine saldıran kişi,dünya ile birlikte,kendisini de tüketir.
Oysa ki bu dünya,sadece bize ait değildir.Bizden sonra geleceklere de, yetmesi gerekir.Yüce Yaratıcı’nın emrettiği gibi tutumlu yaşandığında,bütün zamanlarda herkese de yetecektir.
İsrafa dağlar dayanmaz;her hazırın bir tükeniş anı vardır.
Asıl yatırımı sonsuz ve sınırsız dünya için yapmak gerekir.
Bu sebeple Rabbimiz uyarır:
“-Yiyin,için ama israf etmeyin!”
Vehbi Vakkasoğlu
Selam Sevgi ve Dua ile...