Değildir elbette ..
Çaresiz olma modunda olmak çare mi sizce?
Veya çaresizlik kavramının arkasına saklanarak atlatılabilir mi çaresizlik?
Peki, nedir çaresizlik?
Ümitlerin yitirildiği,
Kısacık hayatın omuz başına çöktüğü,
Başınızı koyacağınız omuzun da sadece sizin omzunuzun olduğu,
Sol yanınıza hiç tahmin edemeyeceğiniz şiddette bir boşluğun musallat olması,
Bitmişlik, tükenmişlik, tüm ışıkların bir bir sönerek karanlığa mahkûm olması,
Tüm çarelerin, çaresizlik girdabında eriyip tükendiği an’dır çaresizlik…
En umulmadık anda, freni boşalmış bir araç gibi,
Uçurumlara yol alıp da,
Hepimizin kader dediği yaşam çizgimizin yönünü değiştirmek için çabaladığı,
Ancak bütün çabalamalarına rağmen bir arpa boyu yol alamayarak insanın yüzüne bir tokat gibi patladığını hissettiği an’dır çaresizlik……
Her şeyin arapsaçına döndüğü,
Kısır döngü etrafında her şeyin dönüp dolanıp aynı yere rucu’ ettiği,
insanın elinin kolunun çapraz bağlanarak,
insanın hiçbir şey yapamaması….
Kalabalık bir toplumda sessizliğin duyulmayan isyanı,
Ağlamayı dizginlemek, dışarıya akıtmaktansa
Dudakları kanatırcasına ısırılmasına rağmen,
Buğulu gözlerden göz çerçevesine firar eden iki damla yaşın adıdır çaresizlik….
Ateş mumu, ısı karı erittiği,
Tuz buzu yok ettiği,
Yaşlılık gençliği alıp götürdüğü,
Çirkinlik güzelliği gölgelediği gibi,
Her sevgi bir ömür bitirir….
Sevgiyi bitirip yok eden tek şey ise;
Çaresizliktir……………..
Elin kolun bağlandığı,
Gücün var olan duruma alışmak dışında hiçbir anlamın kalmadığı,
Dünleri, bugünleri, hatta yarınları düşündüğünüzde,
olumsuzlukları, yaşanmış talihsizlikleri,
Beyinlerin geçmişe dönük çözümler üretmesine rağmen,
diline hep de keşke sözcüklerini bolca tükettiği an’dır çaresizlik………
Tüm benliğinizle seviyorken,
Hayatınızı, geleceğinizi onun içinde var olacağı bir dünyada planlıyorken;
Ayaklarınıza dolanan prangalardan,
Cadde ve kavşaklarınızı kesen yol kesicilerden,
Omuzlarınızda taşıdığınız yüklerden,
Etrafınıza oynadığınız polyannacılık adlı mükemmellikten,
Kurtulamayacağınız müddetçe çaresizsiniz…
Bunun içinden çıkaracak çare de sizsiniz…
Ancak çare olacak güne kadar çaresizlik içinde yanıp tümden kaybetme riski de kapınızda duran tehlikenin fakında olmalısınız….
Çaresizlik bireyden bireye değişkenlik gösterse de;
Tüm bireylerin çaresizlik konusunda düştükleri çaresizlikleri hep aynıdır,
Bazı insanlar çaresizlik yaşamaya daha yatkın olabilmelerine rağmen,
Çaresizlik kör duvardır ve sonucunda hüsran vardır….
Acı ve gözyaşı vardır…
Kaybedilmişlik vardır….
Peki, çaresizlik ölçülebilir mi?
Çaresiz hastalık olan çaresizlikle başa çıkılabilir mi?
Çaresizliğin yaşam başarısına olumlu başarısı olabilir mi?
Çaresizlik kader midir?
Türünden binlerce çaresiz sorular ortada durmasına rağmen;
Çaresizliğin çaresi bulunamamıştır…….
Hayatın değiştirilemeyecek tek gerçeği olan ölüm gerçeği hariç;
Çaresizlik kapsamında değerlendirdiğimiz tüm çaresi olmayan olumsuzluklara hayat olan, nefes olan, ölüm öpücüğü atan bizleriz demenizi çok isterim…
Çaresizliği korkular yumağımızla büyütüp devleştiren bizler olduğu gibi,
Çaresizliği yenmenin tedavisi mümkün diyenleri görmek isterim…
Çaresizliğin çaresi bizleriz diyenlere çaresizlik yazısını yazdığım için hoşnut olmayacaklarını bilmeme rağmen;
Umutsuzluğu çaresizlikle besleyen çakma bir çaresizlik yazısıdır benimkisi…
Yeter ki siz yürekli olun….
Tükenmeyin,
Tüketmeyin,
Tükettirmeyin içinizdeki yaşama sevgisini…
En çaresiz olduğunuz anda yeniden hayat bulun anka kuşun bedeninde…
Yeniden filizlenin kesilen asırlık çınarın kovuğundan…
Ve yeniden ışık saçın közlerin arasından….
Benim gibi karamsar olmaktansa bugün;
Değerli şairimiz gibi olmayı yeğleyin:
“Düşün
Kim üzebilir seni senden başka?
Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen?
Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen?
Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen?
Kim sever seni, sen kendini sevmezsen?
Her şey sende başlar, sende biter ”
Kökünden kesiliveren asırlık çınarın hemen kesilen yerinden filizler başkaldırarak,
Umuda, yeni ümitlere ve sevgilere çare olacağı umuduyla…..
alıntı
Selam Sevgi ve Dua İle...
Anasayfa 
] 
