Şeyh Es'ad Efendi -kuddise sırruh- Hazretleri'nin büyük mahdumu Şeyh Ali Efendi -kuddise sırruh- Hazretleri buyururlar ki:
"Kâbe-i muazzama'nın ön safında bulunuyorduk, sabah namazı kılacaktık. Oturduğumuz yerde beklerken: 'Acaba bu safta veli var mı?' diye içimden geçti. Yanımdaki zat kulağıma eğildi ve: 'Seninle yedidir.' dedi. Her taraf dolu olmasına rağmen birinci safta boş bir yer vardı. Oraya hiç kimse oturmuyordu. 'Acaba bu yerin sahibi kim ki oraya kimse oturmuyor?' diye merak ettim. Derken bir ara baktım ki esmerce uzun boylu bir zât geliyor. Herkes ona yol açtı, o da boş yere oturdu. Anladım ki yer onunmuş.
Bu meyanda bir hacı ihtilâm olmuş. Dışarı çıkacak, fakat hem izdiham var, hem de vakit pek yakın. Bir şaşkınlık içinde iken, o zât ona gelmesini işaret etti, o da geldi. Cübbesinin kolunu açtığı zaman, baktım ki içinde gusül ihtiyacını giderecek her şey var. Adam içeriye girdi, temizlendi ve çıktı. Namazdan sonra dağıldık. O zat bir daha oraya gelmedi, kaç gün baktıysam da göremedim. Bir gün: 'Seninle yedidir.' diyen zâtla çarşıda karşılaştım. 'Efendim, o gün o harikulâde kerameti gösteren zât bir daha görünmedi.' dedim. 'Evet' dedi, o öldü, hem de imansız olarak öldü. O gün safın başında idi, insanlara tepeden şöyle bir baktı, kalbinden geçti ki burada benden büyüğü var mı? ALLAH-u Teâlâ da onun bu halinden hoşlanmadı ve imanını selbetti.' dedi."
ALLAH'ımız muhafaza buyursun.(Amin)
alıntı..