ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız. Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız.

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Menekşe
Özel Üye
Özel Üye



Mesaj Sayısı : 2555
Kayıt tarihi : 30/08/10

Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız. Empty
MesajKonu: Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız.   Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız. EmptyCuma Eyl. 24 2010, 01:31

Bulut ağlamayınca, yâni yağmur yağmayınca, yerdeki çimenler nasıl gü!er? Çocuk ağlamayınca anasının sütü nasıl coşar?

Bir günlük çocuk bile, yolunu bilir, "Ağlayayım da şefkatli dadım yetişsin gelsin." Der.

Sen bilmiyor musun ki, dadıların dadısı olan "Kerim ALLAH" ağ­lamayınca, bedavaca sütünü az verir.

Cenâb-ı Hakk; "Çok ağlayın." Diye buyurmuştur. Bu söze kulak ver de, ALLAH'ın İhsanı ve kerem sütü aksın.

Buludun ağlayışı, güneşin harareti dünyanın, dünyadaki hayatın direğidir. Bunlar bükülmüş iki ip gibidir. Sen de bu iki ipe iyi sarıl.

Güneşin yakışı, buludun ağlayışı olmasaydı; cisimle a'râ nasıl gelişirdi.

Bu hararetle, bu ağlayış temel olmasaydı, bu dört mevsim nasıl olur da ma'mûr bir hâle gelirdi?

Güneşin sıcaklığı, dünya bulutlarının ağlayışı, dünyanın ağzını tatlılaştınyor, dünyayı güldürüyorsa,

Öyle İse, sen de akıl güneşini yak, parlat; gözlerinden bulut gibi yaşlar saç.

Küçük bir çocuk gibi, sana da bir ağlar göz gerekir. Şerefini ve mânevi zevkini yok eden ekmeği az ye.

Aksine, birisi imanla can verdi de, din hususunda derecesi yücet di mi, iki çeşit şeytan da feryada, ağlayıp sızlanmaya koyulurlar.

Edep sahibi biri, bir kimseye akıl verdi mi, onu doğru yola getir­di mi, iki grup şeytan da haset dişlerini gıcırdatmaya başlar.

Kalem Sevgiliden Yana Olunca

Mevtana "Mesnevi"

Bir âşığın sevgilisine ettiği hizmetleri, gösterdiği vefayı, uzun ge­celer yanının yatak görmediğini, uzun günlerde ise aç kaldığını, su­suz kaldığını, çok ızdırap çektiğini anlatıp da; "Ben bundan fazlasını yapamıyorum, eğer yapılacak başka bir hizmet varsa haber ver, gös­ter ne buyurursan yapayım. Hattâ dilersen Halil (a.s.) Gibi ateşe an­layım, Yûnus (a.s.) Gibi kendimi deniz canavarının ağzına atayım. Circis (a.s.) Gibi yetmiş kere öldürülmem lazımsa öldürüleyim. Şu-ayb(a.s.) Gibi ağlaya, ağlaya kör olmam gerekse kör olayım." Deme­si ve sevgilinin de ona cevap vermesi. Zaten peygamberlerin vefala­rını, Hakk yolunda ölümü göze alarak canlan ile oynamalarını say­maya imkân yoktur.

Bir âşık, sevgilisinin huzurunda yaptığı hizmetleri sayıp döküyor ve ona diyordu ki:

"Senin için şunlan yaptım, bunları yaptım, bu aşk savaşı meyda­nını da kılıç yaraları aldım, oklara hedef oldum.

Mal gitti, güç gitti, namus gitti. Senin aşkından nice muratsızhk-lara uğradım.

Hiçbir sabah beni uyurken bulmadı, gülerken görmedi. Hiçbir akşam beni varlıklı karşılamadı. Dâima yoksul olarak buldu."

Ne acılar tattıysa, ne dertler çektiyse onları bir bir etraflıca say­makta idi.

Bunlan sevgilisinin başına kakmak için değil, aşkına yüzlerce şa­hit olarak sayıp duruyordu.

Aklı olanlara bir işaret yeter de, artar bile. Ama âşıklardaki o su­suzluk nasıl giderilebilir?

Âşık yorulmadan, usanmadan sözünü tekrarlar durur. Hiç balık bir işaretle duru suya kanar mı?

Âşık o eski derdi, temiz, tükenmez olan o aşk derdini, yüzlerce defa anlattığı hâlde; "Ne söyledim ki? Ben bir söz bile söylemedim." Diye şikâyette bulunuyordu.

Sanki bîr ateş içine düşmüştü, yanıyordu. Fakat neden yandığı­nı bilemiyordu. Ancak, o ateşin harareti ile mum gibi eriyor, ağlıyor­du.

Sevgilisi; "Evet." Dedi. Doğru söylüyorsun, bütün söylediklerini yaptın, yerine getirdin ama, kulağını aç da şimdi beni dinle...

Aşkın ve sevginin aslının aslı olan bir şey var kî, sen onu yapma­dın. Bu yaptığın teferruattan, ayrıntılardan ibarettir." Dedi.

Âşık; "O bahsettiğin sevginin aslının aslı olan nedir?" Diye sor­du. Sevgilisi de; "Ölmektir, yok olmaktır." Diye cevap verdi.

"Sen dediklerinin hepsini yaptın, fakat ölmedin, hâlâ dirisin. Ca­nı ile oynayan, aşk uğrunda ölümü göze alan bir âşık isen, hemen kendini öldür."

Âşık sevgilisinin bu dokunaklı sözlerini duyunca, o anda uzanıp can verdi. Gül gibi gülerek, başı ile oynadı. Şikâyet etmeden, neşeli bir hâlde Ölüp gitti.

Arif kişinin zahmet nedir bilmeyen aklı ve canı gibi, o gülüş on­da ebedî olarak kaldı.

****************************

''Aşk dillerini konuşmakla aşık olunmaz, meclisine can vermedikce.''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız. Empty
MesajKonu: Geri: Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız.   Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız. EmptyCuma Eyl. 24 2010, 01:44

çiçek10 Allah razı olsun 2 çiçek10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız. Empty
MesajKonu: Geri: Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız.   Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız. EmptyCuma Eyl. 24 2010, 02:14

Bir âşığın sevgilisine ettiği hizmetleri, gösterdiği vefayı, uzun ge­celer yanının yatak görmediğini, uzun günlerde ise aç kaldığını, su­suz kaldığını, çok ızdırap çektiğini anlatıp da; "Ben bundan fazlasını yapamıyorum, eğer yapılacak başka bir hizmet varsa haber ver, gös­ter ne buyurursan yapayım. Hattâ dilersen Halil (a.s.) Gibi ateşe an­layım, Yûnus (a.s.) Gibi kendimi deniz canavarının ağzına atayım. Circis (a.s.) Gibi yetmiş kere öldürülmem lazımsa öldürüleyim. Şu-ayb(a.s.) Gibi ağlaya, ağlaya kör olmam gerekse kör olayım." Deme­si ve sevgilinin de ona cevap vermesi. Zaten peygamberlerin vefala­rını, Hakk yolunda ölümü göze alarak canlan ile oynamalarını say­maya imkân yoktur.

önce yürek ağlasın göz aglarsa neylesin
yürek yanmadıkça aşıkı kim hissetsin

Sad Sad Sad


MaVi_GüL demiş ki:
çiçek10 Allah razı olsun 2 çiçek10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Cennet Çiçeği
Özel Üye
Özel Üye
Cennet Çiçeği


Mesaj Sayısı : 5244
Kayıt tarihi : 02/08/10
Yaş : 53

Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız. Empty
MesajKonu: Geri: Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız.   Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız. EmptyCuma Eyl. 24 2010, 13:19

gül1 Allah razı olsun 2 gül1
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ağlamak Da Bir Zevktir, Bu Yüzden Çok Ağlayınız.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ağlamak İstiyorum Doyasıya Ağlamak.
» Zevktir...
» Zevktir...
» Sevgi Ölmeyi Gerektiriyorsa Ölüm de Güzeldir Bu Yüzden...
» Ağlamak...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Genel :: Serbest Kürsü-
Buraya geçin: