Göz göze gelsek kör olacaktık. Konuşsak sözler bitecekti. Ve söylenecek bir çift söz kalsın diye konuşmuyorduk Gözlerimizi birbirine değdirmeden öylece oturalım Ve bir bardak demli çayın İnsanın yüreğini ısıtan şefkatine sığınıp susalım Masada çay bardakları ve senin ellerin olsun.
Ben seninle konuşamam. Çay bile içemem ya çay bile Öyle bakar kalırım görmediğim gözlerinle, bir görsem. Ben seninle konuşamam, bakıp da kalamam üstelik Dalar giderim, bu memleketten, bu şehirden, bu yerlerden İnce bağ yaprakları döşeli bozkırlara, düşlerinle düşlerim. Sesim bile çıkmaz her düşüşümde Vuslata hasret bir sessizlikle Susturamadığım gerçeklerin kelimelerini İnce ince, sızı sızı çeker de düşerim Tutmazsan düşlerimden...