mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Kalpten Kalbe Giden Yol... C.tesi Kas. 01 2014, 18:33 | |
| Kalpten Kalbe Giden Yol...
Kalbine iyi bak sevgili; Mevlana'nın uzak dediğin yer ancak bir karış diyerek adres verdiği kalbine. Aşkın hüsn için nice basamaklardan geçip, nice engelleri aştığı kalp ülkesine, sedef içinde inci gibi parlayan kalbine. Öyle iyi bak ve öyle iyi gör ki; himmetle inen ve hikmetle süslenen aşkın senden aşkın bir hal alsın, taşkınlarca sevgilinin diyarına ulaşsın. Korkma aşık ve maşuk arasında öyle bir yol vardır ki, içinden geçen bütün cümleler hurufi bir edayla tek tek ulaşır muhatabına. Kalpten kalbe yol vardır çünkü fi'l kalbi mine'l kalbi ile'l kalbi sebila...
Kalbine iyi bak sevgili; kalp ki maddeden öte mana, dikenden öte gül-i rana, sula sevgili sula, kan nehirleri arasında kalan kalp vadisini istek, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret ve yoklukla sula. Sonrası beka, sonrası sıla kalbin ki, bütün yolların kaynağı ve bütün yolların son durağı. Cananı aramak için kalbinden çıktığın bu yolda varacağın yer yine kalbin aynası, çünkü ey sevgili seven ve sevilen birbirinin aynısı. Mevlana boşuna söylemedi ya gönül, kemalinden bir iz bulunca; can, canı içinde seni buldu. Mevlana mıydı bulan, yoksa Şems-i Tebrizi miydi arayan, aranmakla bulunmuyorsa, ancak bulanlar arayanlarsa neydi bu ikiz ruhları karşılaştıran. İki bedeni tek ruha, iki kalbi tek aşka bağlayan zincirin adı neydi, dil muhabbet dese de bütün dillerden yüce, bütün dillerden öte bir şeydi. Lisan-ı hal bile bu muhabbetin sırrını çözmeye yeterli değildi. Aynı anda fikretmek, aynı anda hissetmek ve aynı anda zikretmek, kalpten kalbe giden yolu sözden öze dökülen bir sohbetle, gözden gönüle akan bir ateşle beslemek. Doyumsuz bir ateşle beslenmek ve Aşki'nin dediği gibi
İftirak-ı sohbet-i canana doymaz gönlümüz İhtirak-ı ateş-i hicrana doymaz gönlümüz
Kalp kalbin diğer yarısı ve bundandır ki kalp kalbe karşı çünkü üç harfe ve beş noktaya gizlenen bir lugat var arada. Çünkü fi'l kalbi mine'l kalbi ile'l kalbi sebila. Kalbine iyi bak sevgili; çağlar öncesinden devraldığın ve çağlar ötesine sakladığın, her yanını aşkla donattığın kalbine o kalp ki mücella, o kalp ki müstesna. Sen değil miydin, bende Mecnun’dan füzun aşıklık istidadı var, diyen. Aşık-ı sadık isen, kalbine iyi bak sevgili hikmeti gör, gör aşk odu evvel düşer maşuka andan aşıka diyor Fuzuli. Bil ki, pervanenin kül olması için ilkin mumun alev alması gerekli, yanan kim Mevlana mı Şems mi aşk davasında sen, ben ne fark eder ki, aşık gelmiş maşuk gitmiş ne fark eder ki. Üzerine bastığın toprak aynı ise, geçtiğin yollar aynı ise yan yana durmak şart mıdır vuslat anında. Kavuşmak, bedenen değil kalben bir olmaktır aslında çünkü fi'l kalbi mine'l kalbi ile'l kalbi sebila...
Kalbine iyi bak sevgili; gülden bülbüle uzanan bir dal varsa, maşuktan aşığa uzanan bir kol varsa kalpten de kalbe giden bir yol vardır, bu yolda lisan-ı halle örülmüş bir muhabbet vardır. Kalbine iyi bak ey sevgili; kalbini noktalara sakla bil ki, bu yolda hükümdar, hükümdar bile ancak ve ancak bir nokta kadardır...
Elbette bu halimden o yarin haberi var Fi'l kalbi mine'l kalbi ile'l kalbi sebila...
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Kalpten Kalbe Giden Yol... Ptsi Kas. 03 2014, 00:35 | |
| | |
|
Nur_Sultan Moderator
Mesaj Sayısı : 3652 Kayıt tarihi : 21/09/08 Yaş : 55
| Konu: Geri: Kalpten Kalbe Giden Yol... Salı Kas. 04 2014, 10:36 | |
| | |
|