mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Yüreğime Misafir Olmaz mısın... Salı Tem. 22 2014, 01:15 | |
| Yüreğime Misafir Olmaz mısın...
Güneşlerin doğmadığı amâ gecelerime inat ne aylar yuvarlandı ne yıldızlar kaydı geçti uykularıma sırtını dönen küskün rüyalarımdan. Henüz sayılmadan çitlerin çarpık aritmetik çıkarımlarına takılan koyunlarım vardı benim, anamın sesinden yalazlanan mumlarımı mazgallayan kirpiklerime süzülen metinsiz masallarım. Bulutlara kement atıp sahibine ulaşmayı bekleyen masum, mahzun dualarım...
Umutlarım vardı benim, her satırını harf harf ismine adayıp hayal bu ya bir gün bulursun avuntusuyla potkallara sıkıştırarak maviliklerin soğuk koynuna yelkensiz, küreksiz saldığım çetrefil umutlarım ve korkularım vardı benim. Sensiz aldığım her nefesin çizgi çizgi kuruttuğu küfür bulaşığı dudaklarımda berdevam yeşeren, göğeren korkularım, vardı işte vardır diyebileceğim her şeyim
Bir sen yoktun, bir senin yokluğunun med cezirlenen o tarifsiz ızdıraplarında unuttum, yitirdim tüm var olanımı. Parçalanan, dağılan cesaretimi toplayabilsem emanet tıklayan yüreğimin tek atışında, soracağım göz bebeklerimde hüzmelenen muhteriz, utangaç manaları avuçlarımın çıkmaz yol tabelalarına düşen çizgilerine akıtarak. Soracağım, neredesin menhus rollerle bedbaht ettiğim bir kaç takvimlik ömrümün bideva melali, neredesin, arş-ı alanın o erguvani bakışlarından kıskandığım cemalini sevdalısına göstermeyen necip, mahcup sevgili
Asırların kefenlenip o ebedi istirahatgahına teşyi edildiği son demde yüreğime misafir ol desem gelmez misin. Hiç bir maşuk böyle bekletmedi aşığını bilir misin, hiç bir şair sırf senin hatırına kalemiyle sırtından vurup katletmedi sana yazılmayan mısralarını. Ve katiplerin hiç biri seni zikretmeyen satırlarına duyduğu öfkeyle yakıp kitaplarını, kor küllerini böyle mahcubane arz etmedi merhametinin sonsuzluğuna, bilir misin..
Bu ilk, evveli ahiri, mazisi atisi yok cihana namdar, payansız sevdamın. Seviyorum derken sana ilk defa eğmedim başımı, indirmedim kaşlarımı, ilk defa beni parselleyen bütün aykırılıklara aykırı açık ve paktı alnım ve hiç utanmadım. Belki aymaz, sabi bir ruhtaki meltemin yokluğuna çıldıran ürpertisiydi senden yine sana kaçışlarım. Belki de ebem kuşağıyla perdeleyerek o alımlı renklerin gerisine gizlediğim didârına duyduğum özlemin dizginlenemeyen eğersiz öfkesi. Ayaklarımı çarparak taşlara ve boyayarak yolları gafletimin kızıllığına habersizce savrulmuşum senden fersah fersah uzaklara. O malum tevakkuf mahalline gelince ve alınca ses tellerimden sekerata durmuş son nefesim heyhat dedim kendime. Heyhat ki anlamadın, yanıldın, geç kaldın, heyhat heyhaaat
Ama sen sevgili; sen ki sevgililerin en merhametlisi, hoş görüp zihnimi bileylenmiş pençeleriyle pareleyen hadsiz ihanetimi ve bakışlarının şefkatli koylarında eritip gördüklerimin kirlettiği günahkar gözlerimi affettim der misin. Henüz çiçeklenmeden soluk benizli baharlara hibe ettiğim şu muzdarip yüreğime teninin rayihasını savurup esmez misin. Komalık faniliğimi ebede taburcu ederek sevdana giriftar olmaya gelen aciz bir meclubum kapında bihaber misin sevgili
Bilmez misin
Selam Sevgi ve Dua ile...
En son mustafa43 tarafından Salı Tem. 22 2014, 01:51 tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Yüreğime Misafir Olmaz mısın... Salı Tem. 22 2014, 01:47 | |
| | |
|