ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat... Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat... Empty
MesajKonu: Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat...   Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat... EmptyPaz Ocak 05 2014, 21:07

Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat...

Türkiye çok zor bir dönemeçten geçiyor. Emperyalizm Ortadoğu'da sahneye koyduğu adına birçok aklı evvelin Arap Baharı dediği oyunun bir benzerini Türkiye'de sahnelemek kararındadır.

Eveleyip gevelemeye hiç gerek yok.

Türkiye çok zor bir dönemeçten geçiyor. Emperyalizm Ortadoğu'da sahneye koyduğu adına birçok aklı evvelin Arap Baharı dediği oyunun bir benzerini Türkiye'de sahnelemek kararındadır. Askeri vesayeti geride bırakma mücadelesi veren, dünyanın en büyük yatırım projelerini hayata geçiren, uluslar arası yarışta ben de varım demeye başlayan, mazlum ve sahipsiz halkların umudu olma yolunda olan Türkiye'ye çelme takma ve olduğu yerde dizleri üzerine çökertip üstüne çullanma hayali ile yanıp tutuşan Küresel vahşetin taşeronları bilinçli bir saldırı hazırlığı içindedirler.

Emperyalizm oyun kurucudur. Oyunu kurar ve rol dağıtır. Bu rolü üstlenen çoğu zaman senaryonun tamamından haberdar değildir. Ona yalnızca rol aldığı sahnedeki görevi söylenir. Aldığı rol çok küçük bile olsa, bu oyundaki performansın gelecekte bir çok kapalı kapıyı aralayacak bir referans niteliğinde olduğu fısıldanır. Oyuncular senaristin kuklalarıdırlar ve çok sınırlı bir alanda özgür olabilirler.

Emperyalizm adım adım hedefe yürür. Bu yürüyüşte çoğu kez kendisine karşı cephede yer alan kesimlerden müttefikler edinir. Bu müttefikler ‘keyman'dir. Yani anahtar adamlar. Bulundukları siyasi partilerde, STK'larda, cemaat ve sosyal gruplarda uzun süre ‘uyuyan adamı' oynarlar. Bunlar bulundukları yapı içinde saygın ve güvenilir insanlar haline getirilirler. Öyle ki bu keymanler bazen onlarca yıl hiçbir aktif görev üstlenmeden yerleştirildikleri grup içinde muhafaza edilirler. Günü geldiğinde de verilen görevi yerine getirmek için harekete geçerler.

Emperyalizmin kutsalı yoktur. Kurguladıkları senaryonun hiçbir ahlaki veya insani yanı olmaz. Hedefe ulaşmak için başvurulacak her yol ve yöntem mubahtır. Yalan, iftira, karalama, itibarsızlaştırma ve linç kampanyaları acımasızca ve ahlaksızca kullanılır.

Dünya Siyonizmi'nin, emperyalizmin güdümündeki savaş ve kaos lobisinin insanlığa maliyetine bakıldığında ne menem bir vahşet ile karşı karşıya olduğumuz rahatlıkla görülebilir.

Soğuk savaştan bu yana İslam coğrafyasında kan gözyaşı ve acı dolu bir süreç yaşandı. Tabiri yerinde ise Küresel Sistem, tek kutuplu dünyanın keyfini çıkardı. Silahlı barış adı altında ülkeler işgal edildi. Vahşi bir iştiha ile tarumar ettiler mazlum halkların yaşadıkları ülkeleri. Milyonlarca Müslüman hayatını kaybetti bu adı konulmamış Haçlı seferlerinde. On milyona yakın insan mülteci konumuna düşürüldü. Bu coğrafyada en iyimser rakamla on beş milyon yetim yaşıyor. Açlık ve hastalıklarla pençeleşen milyonların yaşadığı dram ise insanı insanlıktan tiksindirecek boyutta.

Üstelik de çoğu zaman bizi bize kırdırdılar.

Diktatörden kurtaracağız diye yollara döktükleri masum ve mazlum halk kitlelerini vahşi işbirlikçilerin kucağına ittiler. Yolsuzluğa karşı çıkıyoruz diye yola çıkıp ülkelerin bütün zenginlik kaynaklarını tarumar ettiler, borç bataklığına sürüklediler ve siyon önderlerine peşkeş çektiler.

Bu tablo içinde yerinden kımıldayan, efelenen bir Türkiye. İsrail'e ‘artık yeter' diyen bir Türkiye. Hiç değilse Mısır'daki zalimlere, Suriye'deki iğrenç katliamlara karşı sesini yükselten Türkiye. Dünya siyasetinde özgül ağırlığı , saygınlığı günden güne artan bir Türkiye.

Küresel efendiler buna tahammül edemez. Türkiye'ye bir ders vermek , burnunu sürtmek, enerjisini iç karışıklıklarla tüketmek , kendi sıkıntıları ile cebelleşen bir ülke konumuna düşürmek , kaos ve kargaşa ile köşeye sıkıştırmak için her fırsatı değerlendirmek isterler.

Herkes aklını başına toplasın. Mesele ne dershane, ne yolsuzluk ve rüşvet ve ne de yerel seçimler değildir. Mesele ne cemaat ve ne de sadece Ak Parti'yi hırpalamak değildir. Bugün karşı karşıya bulunduğumuz asıl sorun apayrı bir küresel senaryodur.

Bu senaryo yurtiçi ve yurtdışı bir çok gücü, bilinçli veya bilinçsiz işin içine çekerek paydaş kılma stratejisi üzerine inşa edilmiştir. Bu senaryo ideolojik kimliğine, dünya görüşüne, gelecek tasavvuruna, yöneldiği hedefe bakmaksızın her oluşumu ve imkanı ahlaksızca kullanmayı ön görmektedir.

Bu senaryoda muhafazakara da ateiste de, milliyetçiye de sosyaliste de ,liberale de militariste de, demokrata da darbeciye de yeterince rol ve görev düşmektedir. Biri birinden kopuk gibi görünen sahneler birleştirildiğinde ancak oyunun mantıklı bir kurgu olduğu anlaşılır.

Önce ülkede siyasi istikrar bozulacak, kargaşa ve kaos ortamında siyaset kurumu itibarsızlaştırılacak, muhafazakar çoğunluk gruplaştırılarak biri biri ile çatışır hale getirilecek, parlamento aritmetiği değiştirilecek, zayıf ve çok parçalı bir koalisyon hükümeti kurulacak, ardından da uluslar arası camia harekete geçirilerek Türkiye terbiye edilecek.

Küresel efendiler Türkiye'ye diz çöktürmek istemektedirler.

Küresel efendiler laf dinlemez Anadolu delikanlısının kellesini istemektedir.

Bu senaryo doğrudan doğruya satranç tahtasında şahmat hamlesidir.

Satranç oyununda iki defa ‘imkansız hamle ‘ yapan oyuncu hükmün mağlup sayılır ve diskalifiye edilir. Gezi olayında ‘Şahmat' dediler ama o imkansız hamle idi. Şimdi yeniden ve ikinci bir kez ‘Şahmat' çekiyorlar. Oysa bu da ‘imkansız hamledir'. Çünkü Şah, hem Kale hem de At tarafından korunuyor.

Yazıyı bir soru ile bitirelim. Sizce Şah'ı koruyan ve Şah çekilmesini engelleyen Kale ve At neyi temsil etmektedir ? Yorum serbest ….

Ömer Vehbi Hatipoğlu

Selam Sevgi ve Dua ile...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat... Empty
MesajKonu: Geri: Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat...   Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat... EmptyPtsi Ocak 06 2014, 01:52

çiçek16Allah razı olsun  çiçek16 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Türkiye'ye Diz Çöktürmek veya Şahmat...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Feda veya Vuslat...
» Ya Susmalı Veya Konuşunca Rabbi Zikretmeli
» ÖVMEK VEYA YOKSUN BIRAKMAK(ÇOCUKLARI..)
» Varım Veya Yokum Çokta Umrumda...!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: