ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Kral ve Genç Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Kral ve Genç

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
Ümmü Seleme
Moderator
Ümmü Seleme


Mesaj Sayısı : 186
Kayıt tarihi : 18/09/08
Nerden : devletul küfr

Kral ve Genç Empty
MesajKonu: Kral ve Genç   Kral ve Genç EmptySalı Ekim 20 2009, 22:52

Suheyb (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Sizden önceki kavimlerden birinde bir hükümdar ve onun bir sihirbazı vardı. Sihirbaz ihtiyarlayınca hükümdara:
−Ben yaşlandım, bana bir genç gönder de ona sihir öğreteyim dedi. Hükümdar ona sihir öğreteceği delikanlıyı gönderdi. Gencin yolu üzerinde bir rahip vardı. Yola çıktığında onun yanında oturup sözlerini dinlerdi. Rahibin sözleri hoşuna giderdi. Sihirbaza giderken rahibe uğrar, onunla bir süre otururdu. Sonra sihirbaza varınca da, sihirbaz delikanlıyı geç kaldığı için döverdi. Bu durumdan rahibe şikâyet edince rahip:
−Sihirbazdan korktuğunda, beni ailem alıkoydu; ailenden korktuğun zaman da, beni sihirbaz bırakmadı dersin dedi. O hal üzere gidip gelirken bir gün insanların yolunu kesen büyük bir vahşi hayvanla karşılaştı. Kendi kendine:
−Büyücü mü yoksa rahip mi daha faziletli bugün öğreneceğim dedi. Bir taş aldı ve Allah’ım! Eğer rahibin işi sana sihirbazın işinden daha sevimli ise şu hayvanı öldür de halk yoluna devam etsin diyerek elindeki kaya parçasını attı ve canavarı öldürdü. Halk da geçip gitti. Bunun üzerine delikanlı rahibe gelerek olup bitenleri haber verdi. Rahip de ona:
−Oğlum bugün sen benden daha üstünsün. Senin durumun kemale ulaştı. Fakat yakında imtihandan geçeceksin. Bir belaya uğrarsan benim adımı verme dedi. Bu çocuk anadan doğma körleri, Alaca denilen cilt hastalıklarını iyileştiriyor ve daha birçok hastalıklara yakalananları tedavi ediyordu. Bu durumu kralın yakın dostlarından olan kör biri duydu. Çeşitli hediyelerle delikanlının yanına gelerek:
−Eğer beni iyileştirirsen bunların hepsi senin dedi. Delikanlı adama:
−Ben hiçbir kimseyi iyileştiremem. Şifayı ancak ALLAH verir. Eğer sen Allah’a iman edersen O’na dua ederim. O da sana şifa verir dedi. Adam hemen Allah’a iman etti. ALLAH da ona şifa verdi. Sonra bu adam hükümdarın yanına gitti. Önceden olduğu gibi onun yanı başına oturdu. Hükümdar ona:
−Sana gözlerini kim iade etti? dedi. Adam:
−Rabbim iade etti dedi. Kral:
−Senin benden başka bir rabbin mi var? dedi. Adam:
−Benim Rabbim de, senin Rabbin de Allah’tır dedi. Bunun üzerine hükümdar o adamı tutuklattı. Çocuğun yerini söyleyinceye kadar kendisine işkence yaptırdı. Bunun üzerine delikanlı hükümdarın huzuruna getirildi. Kral delikanlıya:
−Oğlum! Senin sihrin, anadan doğma körleri, abraşları iyi edecek dereceye ulaşmış, şöyle şöyle yapıyormuşsun öyle mi? dedi. Delikanlı:
−Ben hiçbir kimseye şifa vermiyorum. Şifayı ancak ALLAH veriyor dedi. Bunun üzerine kral onu da tutuklattı ve devamlı işkence ettirdi. Sonunda rahibin adını söyledi. Hemen rahip getirildi. Kendisine:
−Dininden dön dediler. O reddetti. Bunun üzerine hükümdar testere istedi. Testereyi başının ortasına gelecek şekilde rahibin başına koydular. Testere başını ikiye ayırdı. Arkasından hükümdarın yakın dostunu getirdiler. Ona da:
−Dininden dön dediler. Reddedince onun da başına testereyi yerleştirip, başını ortasından ikiye ayırdılar. Sonra da delikanlıyı getirdiler. Kendisine:
−Dininden dön dediler. Reddedince, kral onu adamlarından bir gruba teslim etti. Onlara:
−Bunu dağın tepesine çıkarın, dağın tepesine varınca dininden dönmezse onu aşağıya atın diye emir verdi. Onlar da onu götürdüler, dağa çıkardılar. Çocuk:
−Allah’ım, dilediğin şekilde beni onlara karşı koru dedi. Bunun üzerine dağ sarsıldı. Onlar da dağdan aşağı yuvarlandılar. Çocuk yürüyerek hükümdara geldi. Hükümdar ona:
−Yanındakilere ne oldu? diye sordu. Delikanlı hükümdara:
ALLAH beni onlara karşı korudu diye cevap verdi. Hükümdar yine onu kendi adamlarından bir gruba teslim etti.
−Bunu büyük bir gemiye bindirin, denizin ortasına götürün. Dininden dönmezse onu denize atın dedi. Onu götürdüler. Delikanlı dua ederek:
−Allah’ım nasıl dilersen beni onlara karşı koru dedi. Bunun üzerine gemi onlarla beraber alabora oldu, hepsi boğuldular. O yürüyerek hükümdara geldi. Hükümdar:
−Yanındakilere ne oldu? diye sordu. Delikanlı hükümdara:
−Allah onlara karşı beni korudu dedi ve krala, beni öldürmek istiyorsan diyeceğim şeyleri yapman gerekir dedi. Kral:
−Nedir o? dedi. Delikanlı şu cevabı verdi.
−Halkı bir meydana topla, beni de bir hurma dalına bağla, sonra ok torbamdan bir ok alarak, yayın tam ortasına yerleştir. Daha sonra, Delikanlının Rabbi olan Allah’ın adıyla de. Sonra da at. Böyle yaparsan beni öldürürsün dedi. Bunun üzerine hükümdar halkı bir meydana topladı. Onu hurma dalına bağladı. Sonra ok torbasından bir ok aldı. Oku yayın ortasına koydu. Sonra:
−Çocuğun Rabbi olan Allah’ın adıyla diyerek oku üzerine attı. Ok delikanlının şakağına saplandı. Çocuk elini şakağına koyup öldü. Bu durumu gören halk:
−Delikanlının Rabbi’ne iman ettik dediler. Kralın adamları kralın yanına geldiler ve ona:
−Gördün mü korktuğun şeyi? Vallahi korktuğun şey başına geldi, halk iman etti dediler. Bunun üzerine kral derhal sokak başlarında hendekler kazılmasını emretti. Hendekler açıldı. İçlerinde ateşler yakıldı. Hükümdar:
−Herkim dininden dönmezse onu zorla ateşe atın. Ya da kendilerine haydi ateşe atlayın denilsin diye emir verdi. Adamları da dediği gibi yaptılar. Nihayet kucağında bebeği ile bir kadın ateşin önüne geldi. Kadın duraklayıp ateşe düşmekten çekindi. Kucağında ki bebeği:
−Ey anneciğim sabret. Çünkü hak din üzeresin dedi’ buyurdu.”
Müslim: 3005


İmam Nevevi (Rahmetullahi Aleyh) bu hadisin şerhinde birçok noktalara değiniyor ve hadisten önemli hükümler çıkarıyor. Biz bunlardan önemli gördüğümüz birinin üzerinde duracağız:
Hak yolda yürürken bütün zorluklara sebat göstermek ve hakkı ortaya koymaktan bir an bile geri durmamak. Gerçi mü’min ölümle karşı karşıya geldiği anda kalbindeki imanı muhafaza etmek şartıyla iki şıktan birini seçmekte serbest bırakılmıştır. Ammar bin Yasir (Radiyallahu Anh) küfrü söylerken, Bilal (Radiyallahu Anh) Rabbim bir diyerek hakkı ilan etmeyi tercih etmiştir.
ALLAH-u Teâlâ onların her ikisinden de razı olsun. Fakat daha şerefli olanı, mübarek olanı hak yolda yürürken zorluklara, acılara sabır göstermek ve hakkı ortaya koymaktan bir an bile tereddüt etmemektir. Hadistekine benzer bir olay Kur’an’ı Kerim’in Buruç suresinde anlatılmakta. Tek suçları, bir olan ALLAH (Azze ve Celle) ye kulluk etmek olan müminler topluca içinde alevli ateşler bulunan hendeklere atılıyorlar. Onlar da kundaktaki çocuğun gösterdiği sabrı gösterip ölümü tercih ediyorlar.
ALLAH-u Teâlâ gösterdikleri bu üstün teslimiyetten dolayı onları yüce kitabının temiz sayfalarında anıyor. Bundan daha büyük şeref olabilir mi acaba? Biz müslümanlar, bir kısmımız, bolluk ve rahatlıkla imtihan ediliyoruz. Gerçi müslümanları bir vücudun azaları gibi düşünürseniz, acılar içinde kıvranmamız gerekli ama maalesef daha bir vücudun azaları gibi değiliz.
ALLAH (Azze ve Celle) bizleri de yeryüzündeki diğer müslümanları imtihan ettiği gibi zorluklarla imtihan ederse, eğer sabrımızın, imanımızın derecesini ölçmek isterse ne yaparız? Böyle bir sınava hazır mıyım? Sorusunu her müslüman kendine sormalı. ALLAH (Azze ve Celle) hâkimdir ve en doğrusunu bilendir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.gulyarasi.com
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Kral ve Genç Empty
MesajKonu: s.a   Kral ve Genç EmptyÇarş. Ekim 21 2009, 02:23

ALLAH (Azze ve Celle) bizleri de yeryüzündeki diğer müslümanları imtihan ettiği gibi zorluklarla imtihan ederse, eğer sabrımızın, imanımızın derecesini ölçmek isterse ne yaparız? Böyle bir sınava hazır mıyım? Sorusunu her müslüman kendine sormalı. ALLAH (Azze ve Celle) hâkimdir ve en doğrusunu bilendir.

çiçek7 Allah razı olsun 2 çiçek7

her günümüz her anımız bir sınav,kimi zaman darlık,
kimi zaman yokluk,kimi zaman al aşağı edilip saygısızlık,
kimi zaman huzur kimi zaman varlık ve bolluk
peki huzurda varlıkta şükür edip kanaatkar oluyor muyuz
yoklukta darlıkta üzüntüde sabredip Yüce Mevlaya sığınıyor muyuz
her şeyin allahtan geldiğini bilip sonsuz şükür diye biliyor muyuz.
Rabbim sen ben ikaz ettin ben bildim hatamdan günahımdan döndüm
sen mal verdin ben senin yoluna harcadım sen bana lütfettin ben şükrettim
diye biliyor muyuz.bunları yapamıyorsak zaten onun yolunda genç gibi
ölmeyide beceremeyiz.bizde eksiklik var demektir.

zaman zaman dünyevi işlerde hep muhasebe yaparız içimizde.acaba ben
doğrumu yaptım şöyle yapsaydım daha mı iyi olurdu diye.işin güzel tarafına ulaşmaya
en doğru olanı yapmaya çalışır gayret ederiz.bunu yaparken bir de ALLAH bundan razı olur mu
bu yaptığım ne kadar doğruydu,hakka riayet ettim mi.... gibi düşünceler taşısak
işte o zaman bunu adı tefekkür olacak ve mutlaka Yüce Mevla hoşnut olup yol
gösterecektir dünya işindede kolaylık verecektir inşallah
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ümmü Seleme
Moderator
Ümmü Seleme


Mesaj Sayısı : 186
Kayıt tarihi : 18/09/08
Nerden : devletul küfr

Kral ve Genç Empty
MesajKonu: Geri: Kral ve Genç   Kral ve Genç EmptyÇarş. Ekim 21 2009, 09:02

insaALLAH...

ALLAH(azze ve celle) razi olsun abi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.gulyarasi.com
Nur_Sultan
Moderator
Nur_Sultan


Mesaj Sayısı : 3652
Kayıt tarihi : 21/09/08
Yaş : 55

Kral ve Genç Empty
MesajKonu: Geri: Kral ve Genç   Kral ve Genç EmptyÇarş. Ekim 21 2009, 09:54

mustafa43 demiş ki:
ALLAH (Azze ve Celle) bizleri de yeryüzündeki diğer müslümanları imtihan ettiği gibi zorluklarla imtihan ederse, eğer sabrımızın, imanımızın derecesini ölçmek isterse ne yaparız? Böyle bir sınava hazır mıyım? Sorusunu her müslüman kendine sormalı. ALLAH (Azze ve Celle) hâkimdir ve en doğrusunu bilendir.

çiçek7 Allah razı olsun 2 çiçek7

her günümüz her anımız bir sınav,kimi zaman darlık,
kimi zaman yokluk,kimi zaman al aşağı edilip saygısızlık,
kimi zaman huzur kimi zaman varlık ve bolluk
peki huzurda varlıkta şükür edip kanaatkar oluyor muyuz
yoklukta darlıkta üzüntüde sabredip Yüce Mevlaya sığınıyor muyuz
her şeyin allahtan geldiğini bilip sonsuz şükür diye biliyor muyuz.
Rabbim sen ben ikaz ettin ben bildim hatamdan günahımdan döndüm
sen mal verdin ben senin yoluna harcadım sen bana lütfettin ben şükrettim
diye biliyor muyuz.bunları yapamıyorsak zaten onun yolunda genç gibi
ölmeyide beceremeyiz.bizde eksiklik var demektir.

zaman zaman dünyevi işlerde hep muhasebe yaparız içimizde.acaba ben
doğrumu yaptım şöyle yapsaydım daha mı iyi olurdu diye.işin güzel tarafına ulaşmaya
en doğru olanı yapmaya çalışır gayret ederiz.bunu yaparken bir de ALLAH bundan razı olur mu
bu yaptığım ne kadar doğruydu,hakka riayet ettim mi.... gibi düşünceler taşısak
işte o zaman bunu adı tefekkür olacak ve mutlaka Yüce Mevla hoşnut olup yol
gösterecektir dünya işindede kolaylık verecektir inşallah
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Kral ve Genç Empty
MesajKonu: Geri: Kral ve Genç   Kral ve Genç EmptyPerş. Ekim 22 2009, 00:32

çiçek7 Allah razı olsun çiçek7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kral ve Genç
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kral Kızı ve Balıkçı Genç...
» Kral ve eşleri...
» Afganlı Genç
» GENÇ KARDEŞLERİMİZE
» Takvalı genç

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: İslami Konular :: Hadis-i Şerifler-
Buraya geçin: