ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Mevlana'nın Şems Mektupları-1 Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Mevlana'nın Şems Mektupları-1

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Mevlana'nın Şems Mektupları-1 Empty
MesajKonu: Mevlana'nın Şems Mektupları-1   Mevlana'nın Şems Mektupları-1 EmptyC.tesi Eyl. 14 2013, 19:45

Mevlana'nın Şems Mektupları-1

Birinci Mektup

Seni ne huzuru arayanlara, ne huzuru bulanlara, ne de huzurdan kaçanlara sordum. Güneşin sıcaklığını en iyi kim anlatabilir. Sıcaktan düşüp bayılan mı, hayır, onun aşkı zayıftır. Güneşe yolculuk yapan mı, o da değil, gitse gitse nereye kadar gidebilir ki. Gölgeye sığınanlara ise güneşi hiç sormamalı...

Aşk mabedim, efendim, söyler misin, nedir bu çektiğim acıların manası. Bu ayrılığın esrarengizliği, yüreğime saldığın alevlerin lavlaşması içinse, yeterince erimedim mi ateş toplarında. Öyle yandım ki; sen yandıkça, ben yanayım, sen dondukça ben de donayım...

Yine kehkeşânlara kaçarak mı özleteceksin kendini. Özlemlerim, boşluğa atılan kuru karanfiller gibi sere serpe dağılıyor harayellerin, acının koynunda içime güneş doğmaz oldu artık sen gittin gideli. Göklere seninle buruç edecektim hâlbuki. Saçlarıma aklar düşmeye başlamış, sırf bu aşkın ceremesinden, serencame gök kubbeye niyaz edecek ve merhamet isteyecek kapılar dahi yüzüme kapanıyor. Sendedir bu boz bulanık sellere kapılan ömrümün mihrap ve minberi. Salâlar benim için okunuyor artık. Gözyaşım seccademde buğulanıyor her seher vakti, ama ne sesin geliyor artık uzaklardan, ne de nefesin...

Ezanlar okunur günbegün ve içli içli, ama alnımı, alnına değdirmedikçe huzura ermeyecek bir çağıldama örseliyor şakaklarımı. Alnımda sanki Dağıstanlı atlılar ve ellerim titriyor zaman zaman bu divaneliğin ağır tütsüsüne ve omuzlarım çökeliyor seni düşündükçe. Unutma, şah eserin olan ben, gün geçtikçe artık viraneye dönüyorum, ama sen hâlâ bana dönmüyorsun. Muradım; Rabbü’l Âlemin; bu sevdanın kadrini ve kıymetini kimseye muhtaç etmesin...

Düşüncelerim, ipliği kopan tesbih taneleri gibi dağılıveriyor sensiz. Şimdi gözyaşlarımdan inci yapmak isterdim sana, keşke yanımda olsaydın. Kelimelerim şelâleleşiyor ne zaman sana dair bir şeyler yazmaya kalksam. Yanan alnım, müşfik avuçlarına ne kadar da muhtaç bilemezsin. Beni ne kadar ateşe versen de, hiçbir hatıramız küllenemez, bunu bilesin. Zümrüd-ü Anka gibi kendi külümden doğar ve katar katar turnalar gibi kanat vurarak, yine revan olurum yollarına...

Gözlerimde bir mahmurluk, sensiz uykularımda arda kalan, sinemde yumru yumru yutkunamadığım bir sıkıntı, nefeslerim yetmez oluyor artık şu garip canıma. Ve gözlerimi tavana mıhlamış, bir tek seni düşünüyorum. Alnımda boncuk boncuk soğuk terler, sesinden gayri her ne var ise şu âlemde, kulağım işitmez oldu artık. Göz kapaklarım tutulmuş, hayalin perdelenmesin diye, artık gözyaşlarımda hasretlik tuzu bile kalmadı acılarımı ılık ılık dindirecek...

Bir de üşümedir işliyor ruhuma apansız, kanım donuyor, sıcağın yok ki yanımda. O ayrılıktan kahroluyorum ve ardından sabah oluyor, yine bin bir eza ve cefa ile kahroluyorum işte. Biliyorsun, hünkârım sensin, sevgilim ve mabedim (sensin). Muradım; yedi göğün mevlâsı; bizi, bu kahırdan azat edesin...

Kelebekler senin yüzünün değdiği bahçelere yayıyor kanatlarını. Şu dar göğsümün kazasından çıkmaya çalışıyorum. Sonsuz genişliklerin sırrı iki dudağının arasında saklı. Bir kelâm söyle ne olur, her hecenin tınısında duymak istiyorum. Rüzgarlar savursun beni, yağmurların hepsi alnıma düşsün, taşların hepsi göğsüme düşsün. Senin ayaklarını öpen kocaman bir dağ olayım. Çöller savrulsun, dağlar aradan çekilsin, yokuşlar ve inişler bitsin ki yürüğün yollara toz olayım.

Çöldeyim, susuzum,
Kuyularda Yusuf'um,
Sözlerin bana Züleyhâ,
Ateşlerde İbrahim'im,
Gözlerin ban derya,
Sancılar içinde Meryem'im,
Bakışın bana İsa,
Yaralar içinde Eyyub'um,
Hasretin bana şifa,
Ölüler içinde bir ölüyüm,
Ellerin bana musalla..

Ey kalbimizde olan nur gel, didinmelerimin ve arzumun sonu gel, hayatımızın senin elinde olduğunu biliyorsun, hayatı, kullarını sıkıntı yapma gel. Ey aşk, ey maşuk, engelleri aş ve inadı bırak da gel. Ey Hüdhüdlerin sahibi olan Süleyman, lütfedip de bizi aramak üzere gel. Ruhlar senin kaybolmandan ötürü inleyip feryat ediyorlar, miadını doldur da gel. Ayıplarını ört, iyilikleri saç, cömert olanların âdeti de böyledir gel...

Farsça gel nasıl derler; biya mı. Ya gel veya bizim davetimize hak ver de gel. Geleceğin zaman muradımız ne de açılır. Gelmeyeceğin zaman da muradımız ne kesat olur; gel. Ey arabın Kürşadı, ey İran'ın Kubad'ı, kalbimi hatıranla fethedersin gel, içim sana gel deyicidir. Ey varlığından olacak olan varlık, gel...

Gittin ya, kalsan ne güzel olurdu, gitmişin neye yarar. Sen gittin ama bak senle ilgili olan bir şey bende, sessizlik bende. Gittin, heyhat, pervaneye döndü narin yüreğim sensizliğinde. Her yalnız aşık değildir, ama her yanmış aşkın kuyusunda yalnızdır. Ateşinden değil, ateşsizliğinden yanmışım. Ey aşkın sesi, nefesi gel bir an evvel, dinsin artık kıyametin gürültüsü...

Selam Sevgi ve Dua ile...


En son mustafa43 tarafından Paz Eyl. 15 2013, 02:14 tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Mevlana'nın Şems Mektupları-1 Empty
MesajKonu: Geri: Mevlana'nın Şems Mektupları-1   Mevlana'nın Şems Mektupları-1 EmptyPaz Eyl. 15 2013, 01:53

çiçek16 Allah razı olsun çiçek16 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Mevlana'nın Şems Mektupları-1
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» (Şems-i Tebrizi İle Sohbet)
» Hz. Şems ve Aşkı
» Şems-i Tebrizi der ki;
» Hz. Mevlana'nın Şems'e Yakarışı...
» Şems-i Tebrizi'den Derlemeler...

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: