mustafa43 Admin
Mesaj Sayısı : 12855 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Farklı Açı Cuma Tem. 19 2013, 21:50 | |
| Farklı Açı
Bilindiği gibi; bu millet zamanında çok destanlar yazmış ve mucizelere eşlik etmiştir. Bizde bu milletin torunları olarak hep ecdadımızın bu destanlarıyla gururlandık. Yine bilindiği gibi; bu destanlardan biri de Çanakkale savaşıdır. O imkansızlıklarla yapılanların mucizeliğini gösteren bir savaştır. Ve bizde bu savaşı her zaman işaret ederek milletimizin şanını göstermeye çalıştık. Çünkü ortada bir zafer vardı. Ecdadıma asla saygısızlık etmek istemem. Onlar yiğitler gibi çıkıp meydana, varlarını yoklarını döktüler ortaya. Fakat sanırım bu savaşın kimlere kazanç, kimlere kayıp sağladığı hakkında saygısızlık etmeden biraz tartışmak gerek.
Ben tarihçi değilim. Çok bildiğim filanda yok. Fakat az olan bilgim ışığında naçizane fikirlerimi paylaşmak istiyorum. Bence bu savaş, Osmanlının belini ciddi bir şekilde büken bir savaştı. Ve bu savaş, Osmanlının hatta Türkiye'nin daha sonraları bir çok konuda sorun yaşamasına neden olan bir savaştı. Osmanlıya kurulan belkide bir komploydu. Bu savaş kazandık gibi görünsede büyük bir kayıptı. Nasıl mı?
Çanakkale savaşının, yani ecnebi tabiriyle Gallipoli Çıkarmasının taslağını hazırlayan Churchildir. Churcil bu taslağı İngiliz Savaş Konseyine sunar, konsey bu taslağı onaylar, hemen hazırlıklara başlanır. Bu cephenin açılmasının sebepleri; işte Ruslara yardım etmek, Osmanlıyı saf dışı bırakıp Almanya'yı yalnız bırakmak vesaire vesaire. şeklinde sıralanır. Savaşa girilir savaşta büyük bir yenilgi ve darbe alınır. Bu açıdan buraya kadar bir problem yok.
Şimdi öbür açıdan bakmaya çalışalım. Bu açıyı en güzel tabir eden Sultan Abdülhamit olmuştur. Abdulhamid'e ev hapsindeyken Çanakkale savaşı patlak verdiğini söylediklerinde o şu sözlerle karşılık verdi; Gitti gözbebeklerim...
Sultan Abdulhamit, kendi dönemindeki üst düzey devlet yöneticilerinin halini görmüş, durumun vahimliğini anlamış ve 33 sene boyunca ki istibdad döneminde özellikle Anadolu'da eğitime çok önem vermişti. Çünkü o dönemde de; okumuş Anadolu insanı azdı. Padişahın etrafı bazı ecnebi kişiler tarafından çevrelenmişti. Bu yüzdende oralara insan yetiştirmek için çok çabaladı.(Bu kişiler çoğunlukla Abdulaziz döneminden Osmanlı yönetimine sızan cuntacılardır.) Abdulhamit bu yüzden meşrutiyet taraftarı olmamıştır.
Evet Çanakkale'de verilen kayıplar bellidir. 250 bin Osmanlı evladı bu savaşta can verdi. Ve bu nüfusun çoğunluğunu Anadolu'dan okumuş insanlar oluşturmaktadır. Yani Abdulhamid'in gözbebeklerim diye seslendiği bu okumuş insanlar. Anadolu'daki birçok lise savaşın olduğu yıl mezun vermemiştir...
Şimdi biraz düşünelim. Bu insanlar ölünce çoğunlukla geriye kimler kaldı? Cevap bellidir; Gayri müslimler yada çıkar düşkünü bedbaht insanlar çoğunlukta kaldılar. Belkide Osmanlının hatta Türkiye'nin kaderini belirleyen insanlardan çoğunluğu bunlar oldu. Çünkü Çanakkale cephesinden kalan azınlık da zaten kurtuluş savaşında şehit oldular. Bu savaşlardan geriye kalan okumuş insan sayısı da zaten çok azdır.
Şimdide bu konuya karşı cephe yani İngiliz cephesinden bakalım. Deniz harbinden sonra kara harekatı planlayan Churchil, karaya Anzakları çıkarmış bir süre savaştırmış ve savaşın kaybedileceği anlaşılmıştı. Fakat; şu nokta çok önemli: savaşın kaybedileceği anlaşılmasına rağmen Churchil durmadı. Askerleri çıkarmaya, daha da ileri sürmeye devam etti. Bu sayede kayıplar daha da arttı. Tabi savaş konseyinden çok büyük tepkiler aldı. En sonunda konsey dur dedi ama Churchil olmaz dedi. Tam bir tahribat vermeden durmak imkansız şeklinde bir ifade kullandı. Bunun üzerine Churchil görevden alındı ve İngilizler çekilmeye başladı.
Acaba Churchil kazanamayacağı neredeyse belli olan bu savaşta neden dahada ileri gitmeyi düşündü? İngilizlerin beyni denilen ve o zekaya sahip bir adamın elbet geçerli bir sebebi vardı. Evet kanımca o sebep: Kayıpları olabildiğince arttırmak ve okumuş insan nüfusunu biçip ileriye dönük bir hamle yapmaktı. Çünkü İngilizlerden kaç kişi öldü, Anzaklardan kaç kişi öldü, Türklerden kaç kişi öldü. Kıyaslarsanız ne demek istediğimi, kimin kaybettiğini daha net anlarsınız. İstanbul neticede işgal edilmedi mi? (İngilizler İstanbul'u işgal ettikten sonra bazı yöneticileri hapis almış bazılarına da dokunmamıştır.)
Tahminimce amaçlarına ulaşmayı tam olmasada başardı Churchil. Abdulhamid'in gözbebeklerini katlederek Türkiye'yi acı içerisinde kıvrandırdı yıllarca. Dış ülkeler, Türkiye'de ne zaman bir haine ihtiyacı olsa hemen buldu, işini yaptırdı, hatta Türkiye'yi belki sömürdüde kimsenin ruhu duymadı, kimseninde sesi çıkmadı. Bu millet yıllarca kırbaç yedi ama bir türlü belini doğrultamadı bu yüzden. Tam okumaya başladı millet ve tek kurtuluş yolunun okumak olduğunu anladı, bu seferde bazıları Anadolu'da ki yaygın liselerin önünü kapatıp yine taş koydu milletin kurtuluş yollarına. Ama bu millet yılmadı, okumaya devam etti ve bu günlere geldik böylece. Şimdide çeşitli entrikalarla makamlarını kaptırmak istemeyen insanlar mevcut halen. İşlerine gelmediği için devletin tüm makamlarına sızılıyor diyen bir takım insanlar mevcut.
Ne diyelim İnşALLAH hayırlısı olur. ALLAH bu vatanı ve bu milleti ilelebet daim eylesin...
Selam Sevgi ve Dua ile... | |
|
MaVi_GüL Admin
Mesaj Sayısı : 16821 Kayıt tarihi : 03/07/08
| Konu: Geri: Farklı Açı Ptsi Tem. 22 2013, 03:13 | |
| | |
|
miftah Admin
Mesaj Sayısı : 3360 Kayıt tarihi : 26/07/08
| Konu: Geri: Farklı Açı Ptsi Tem. 22 2013, 18:06 | |
| Abi Bizim uyanık olup müslümanlığa yakışır şekilde davranmaktan başka çıkar yolumuz yok. Çünkü oyun düzenle iş götürmeye çalışan insanlar çok, ALLAHında yardımını yanımıza almak istiyorsak, ''Müslümanlığa yakışır kalitede yaşamak''dan başka yol gözükmüyor... | |
|