ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk

Aşağa gitmek 
4 posters
YazarMesaj
beyza57
Dost Üye
Dost Üye
beyza57


Mesaj Sayısı : 567
Kayıt tarihi : 25/08/08
Nerden : hollanda

Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk Empty
MesajKonu: Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk   Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk EmptyPerş. Eyl. 03 2009, 00:34

Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk

Din - Genel Yazılar


Öldükten sonra ALLAH tarafından tekrar yaratılarak diriltileceğimiz ve ölümsüz olarak yaşayacağımız âlemdir ahiret. Dirileceğimiz güne de ahiret günü veya mahşer günü adı verilir. Ahiret gününden önce kıyametin kopması gerçekleşecektir. Kıyametin kopmasından sonra insanlar, ALLAH tarafından ikinci defa diriltilip iyilik ve kötülüklerin karşılığını almak üzere ALLAH’ın huzurunda toplanacaklardır. Rabbimiz için insanlar öldükten sonra onları diriltmek çok kolaydır. Yüce Mevla bunu Kur-an’ı Kerim’de şöyle bildirir:

"Mahlûkları ilkin yoktan yaratan, ölümden sonra da dirilten O’dur. Bu diriltme O’na göre pek kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce sıfatlar onundur. Gerçekten O mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir." (Rum suresi, 27. ayet)

Dünya’da her gün milyonlarca canlıyı yoktan var eden ilahi kudrete yine yoktan yarattığı insanı ölümden sonra ikinci defa nasıl yaratabilir, denilebilir mi? Gözümüzün önünde kışın beyaz sayfasını çevirip bahar ve yazın yeşil yaprağını açarak yeryüzü kitabını en güzel şekilde yazan, her ağacın, her bitkinin programını onun küçücük çekirdeğinde saklayıp muhafaza eden Zat, vefat eden insanların ruhlarını nasıl muhafaza edecek denilebilir mi?

Dünyayı ve sayısız küreleri, yıldızları kudret elinde top gibi yuvarlayan, tespih taneleri gibi çeviren Cenab-ı Hakk’ın hiçbir zorlukla karşılaşmadan yarattığı insanları tekrar diriltmesinde O’nun için hiçbir zorluk olamaz. Bahar mevsiminde bütün bitkileri ve çiçekleri yaratmak, O’nun kudretine bir çiçek yaratmak kadar kolaydır. Hiçbir şey onun kudretine zor gelmez.

ÖLÜM, YOKLUK DEĞiL

Ahiret inancı ve şuuru; kabri, dünyanın sıkıntılı hayatından Cennet’e götüren bir koridor gibi gösterir. Böylece ölüm; çürüyüp yok olup gitmek değil, sadece bir yer değiştirme, dünya hayatındaki imtihanın bitmesi sebebiyle vazifeden ayrılma olarak görünür. İyilik ve kötülüklerin karşılığı ahirete ertelenerek iyilerin ne kadar samimi oldukları ölçülür. Kötülere de yapmış oldukları kötü işlerden vazgeçmeleri için zaman tanınır.

Eğer ahirete imanın gereği olan ALLAH’a hesap verme fikri olmazsa "Güçlü olan haklıdır" kaidesine göre sorumluluk duygusunu kaybetmiş olanlar ve gücü ellerinde bulunduranlar, haktan ve adaletten yana olamazlar. Bunlar kendi zevk ve heveslerini ölçü kabul ederek dünyayı ve sosyal hayatı Cehennem’e çevirebilirler. Sevdiklerinin ölümü üzerine insanlar, büyük bir üzüntü duymakla beraber ahirette iman duygusu ile teselli bulabilir, bunalımlara düşmekten kurtulabilirler.

"O ölmekle yok olup gitmedi. Onunla tekrar buluşup görüşme imkânının kaybetmiş değilim. Ebedi bir âlemde, sonsuz ve ölümsüz bir hayatta yeniden ve bir daha ayrılmamak üzere buluşacağım. Rabbim bunu vaat ediyor, söz vermiş; O sözünden dönmez" diyerek teskin olurlar.

SORUMLULUK KAZANDIRIR

Öldükten sonra ALLAH tarafından diriltileceğine iman eden ve dünya hayatında yaptığı iyilik ve kötülüklerinin karşılığını göreceğine kesinlikle inanan bir insan, kendisini Peygamber Efendimiz’in ahlak tarzına göre ayarlar. Peygamber ahlakı ile ahlaklanmış insanlardan meydana gelen bir toplumda huzur ve güven olur. İnsanlar birbirlerine güvenerek iş yapar, birbirleriyle ellerinden geldiğince yardımlaşır. Ahirete iman, insana çok muhtaç olduğu sorumluluk duygusunu kazandırır.

Bu duygu; kendimize, vatanımıza, ailemize, milletimize, insanlara, hatta hayvanlara karşı bile görevlerimizi yerine getirmemizi sağlar. İnsanlar birbirlerine güvenerek iş yapar, birbirleriyle ellerinden geldiğince yardımlaşır. Cezalandırılma endişesiyle başkalarına zarar vermekten, kötülük ve haksızlık yapmaktan kaçınırız. İyi olan insanlar, dünyada alamadıkları mükâfatlarını ahirette alma inancıyla mutlu olurlar. Sıkıntı ve bunalımdan kurtulup sağlıklı bir ömür sürerler.

GÖZÜNÜZÜ PARA HIRSI BÜRÜMESİN

Peki malını artıran bir insan ne yapmalı? Sürekli olarak ALLAH’a şükretmeli, fakirleri, ihtiyaç sahiplerini koruyup gözetmelidir. Hırs ve tama, gözleri kör eder. İyi duyguları insanın içinden söküp alır. Beden ve ruhtan ibaret olan insanda ruhun yani maneviyâtın izi kalmaz. Kazanan insan verebilmeyi öğrenmelidir.

ALLAH rızasını en çok sevilen şeylerden vermeye bağlayan dinimiz, böylece insanların hırs ve tama çukuruna düşmelerini engellemeye çalışmaktadır. Bu çukur, öyle derin ve pisliklerle dolu bir çukurdur ki, oraya düşen insan cehenneme de düşebilir. Unutmayalım; Kâbil, Hâbil’i hırsına yenik düşerek öldürmüştür. Böylece, yeryüzündeki ilk cinayet, kanaatsizlik yüzünden işlenmiştir, diyebiliriz.

Mevlânâ, Mesnevî’de şöyle der: "Oğul! Bağını kopar ve kurtul. Ne vakte kadar altın ve gümüş bağında kalacaksın? Denizi bir kâseye dökecek olsan ne kadar sığar? Ancak bir günlük rızık miktârı. Hırs ve tama ehlinin gözü doymaz. Halbuki sedef, kanaat gösterip kapanmayınca içinde inci olmaz." İşte kanaatin ödülü budur. Tam yerinde ve zamanında kalbini hırsa kapatan kanaat ehli, inciye yani ALLAH rızasına erişecektir.

ÖRNEK HAYATLAR

Evvel zaman içinde, diyarların birinde Nuri Efendi isminde bir zat yaşarmış. Nuri Efendi her sabah besmelesini çeker, sağ ayağıyla ilk adımını atar, yola koyulurmuş. Hanımının öğle vakti yemesi için hazırladığı yiyecek paketini bir yoksulun evine bırakırmış. Ardından camiye girer öğlene kadar vaktini ibadetle geçirirmiş. Öğle namazını kıldıktan sonra da çarşıdaki işyerine gidermiş. Günler haftaları, haftalar ayları, aylar yılları, takip etmiş. Tam kırk yıl bu ahenk bozulmamış.

Evdekiler, Nuri Efendi’nin öğle yemeğini sabah yanına aldığı azıkla dükkanda yediğini; dükkandaki yardımcıları da "Nasıl olsa öğlende geliyor" diye evde yiyip de çıktığını zannedermiş. Oysa Nuri Efendi, kırk yılını oruçlu geçirmiş. Kırk yıl bir yoksul onun getirdikleriyle karnını doyurmuş. Peygamber Efendimiz, başka gölgenin bulunmadığı günde Cenab-ı Hakk’ın gölgelendireceği yedi zümreden bahsederken ‘sağ elinin verdiğini sol elinin duymadığı kimseler’i de sayar.

YENİ HAYIRLARA KOŞUN!

Kur’an-ı Kerim’de de "Sadakalarınızı başa kakma ve eza ile boşa çıkarmayın." (Bakara, 2/264) buyrulur. Cömertliğiyle yardıma koşan, düşmüşü kaldıran, çıplağı giydiren, açı doyuran, manevi kemaliyle kendi de doymuş birine sormuşlar:

"Efendi, bu kadar hayr ve hasenat yaparken hiç gurura kapılmaz, kendinizi yardımda bulunduğunuz kimselerden üstün görmez misiniz?" "O nasıl söz?" demiş, "Hiç aşçının elindeki kepçe ben insanları doyuruyorum diye gurura kapılır mı? Ben bir kepçeyim. ALLAH, ihsanını kullarına benimle dağıtıyor." Malla, bilgiyle, bedeni olarak bir kimseye yardım ettiniz, en azından tebessümünüzle gönül aldınız; geçin gidin. Orada takılmayın, yeni hayırlara koşun.

Yaptıklarınızı başkasına söylemek bir yana kendiniz dahi kaydını tutmayın. Ne mal sizin, ne ilim sizin, ne de bedeniniz gerçekte size ait. İkram sahibi cömertliğine sizi vesile kılmışsa en büyük şerefe ulaştınız demektir. Sakın kendinizi onun yerine koyup da "Bu iyilik benden" demeyin.

Ali İhsan Er
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk Empty
MesajKonu: Geri: Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk   Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk EmptyC.tesi Eyl. 05 2009, 02:13

çiçek10 Allah razı olsun çiçek10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk Empty
MesajKonu: Geri: Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk   Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk EmptyC.tesi Eyl. 12 2009, 03:05

Yaptıklarınızı başkasına söylemek bir yana kendiniz dahi kaydını tutmayın. Ne mal sizin, ne ilim sizin, ne de bedeniniz gerçekte size ait. İkram sahibi cömertliğine sizi vesile kılmışsa en büyük şerefe ulaştınız demektir. Sakın kendinizi onun yerine koyup da "Bu iyilik benden" demeyin.

Yokluktan geldik ve etrafımızdaki bütün canlılar birbir yok olmakta
günü gelen ölümü tatmaktadır.nasıl var olduğumuza inanıyorsak
nasıl bir tohumdan bir çekirdekten toprağa düşünce hayat fışkırmaktaysa
bu bir ibrettirki ölümden sonra dirilişe örnektir.tıpkı sonbaharda hayata
veda etmişcesine solan yok olan bitkilerin baharla beraber hayata dönmeleri gibi
tabiaat kitabı işte bu Rabbül Aleminin.ölüm bize ibret ve hayata çeki düzen vermek için
bir uyarıdır.ibret alana....


MaVi_GüL demiş ki:
çiçek10 Allah razı olsun çiçek10
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
mutedil
Dost Üye
Dost Üye



Mesaj Sayısı : 46
Kayıt tarihi : 07/04/09
Yaş : 37

Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk Empty
MesajKonu: Geri: Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk   Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk EmptySalı Eyl. 15 2009, 03:26

:oflw: Allah razı olsun :oflw:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Ölümün Sırlı Dünyasına Bir Yolculuk
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Sırlı Bir Olay...
» Mesnevi'de Ölümün Güzelliği
» Farkında mıyız: İslam Dünyasına Ağıt Yakan Bile Yok!
» Ölümün Kardeşi ...
» Ölümün Yakınlığını Unutmamak

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: İslami Konular :: Genel İslami Konular-
Buraya geçin: