ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Zamansız Bir Geri Dönüş... Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Zamansız Bir Geri Dönüş...

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Zamansız Bir Geri Dönüş... Empty
MesajKonu: Zamansız Bir Geri Dönüş...   Zamansız Bir Geri Dönüş... EmptyPaz Haz. 30 2013, 18:46

Zamansız Bir Geri Dönüş... Xraa

Zamansız Bir Geri Dönüş...

İlkokulda, karın dizlerimizi aştığı zamanlarda koltuğumuzun birinin altında çadır kumaşından yapılmış çantamız; diğerinde iki kalın odun duruverirdi. O zamanlarda idareli olmanın öbür adı, her gün bir kuru, bir yaş odun yakmaktı, bizi sürekli dumana boğan eski sobamızda. Nasıl da üşüşürdük başına o ateş kütlesinin başına. Kavgalarımızın ardı kesilmezdi, soba yanındaki sırayı kapmak için. Okul sıralarında birlikte oturduğumuz çocuklarla okul çıkışında toprak damların arasında sülale savaşları yapardık, savaş silahının sadece taşlar olduğu. Çünkü hep öyle öğrenmiştik; bizim arkadaşımız da olsa babamızın ezeli düşmanıydı babaları. Hasta olduğu için sınıfımızın bitişiğindeki lojmanından mors alfabesi sesleri ile girip çıktık, adı sessiz çalışma ve okuma olan derslerden...

Mercimek çorbası desem, hıı dersiniz. Ne alakası var diye. Görünüşte sade bir isim tamlaması gibi duran bu iki sözcüğün gizemi birleştirilmiş sınıfta bu bakımsız ve bozoğlanın kalabalığı yara yara ilerleyen korkusuz bir savaşcı gibi soruyu bilip de aldığı hediyenin yıllardır özenle saklanmasında gizlidir, bu yaşına kadar belki de ilk hediyesi. Dayımın askerden gönderdiği kendi fotoğrafım sandığım gülen çocuk kartpostalını saymazsak. Çapı 40 yaprak bir defter ve bir kurşunkalem de olsa bu mukaddes hediye, nasıl da yürütmüştü beni eve kadar, kale fethetmiş şovalye mağrurluğuyla...

İlk kez takım elbise giymenin ve ilk kez saçlarımı düzeltmenin verdiği büyüyorum havasıyla girdiğimiz ortaokul sıralarının başlarında Nesibe Hoca'nın o kızgın hali duruyor sol yanımın bir taraflarında. Evin işlerinden okulun birinci haftasını kaçıran, ikinci haftasına güç bela yetişen bu bozoğlana yoklamada numarasını sorduğunda, yasak meyveyi yiyen birini işleyen kalabalık bakışlar arasında o masum sözcüğü söyleyivermiştim: bilmiyorum. Sen nasıl öğrencisin; yoksa serseri misinle başlamıştı cümleler ve öyle tahmin ediyorum yarım sayfa kadar sürmüştü soru işaretli ve bol ünlemli cümleler. Hani biz okuyamadık bari sen oku motive edici cümle ile başlayan okuma maceramız bütün okul hayatı boyunca velimizin okula bir defa bile uğramamasıyla devam edip durdu...

Liseye geçmeliyiz değil mi. Hani adam olmak için güya yolu yarıladığımız, sakal tıraşı olmak için can attığımız, saçlarımızı arkaya taramaya başlamamızla bir sevdiğimizin olduğu ( onun haberi olmasa da ) kırılgan kaygan ve hızlı zaman dilimine. Hani şu şiirlerden ilk kez etkilenmeye başladığımız, dinlediğimiz her şarkının bizim için yazıldığını düşünecek kadar bencil, gözükara acemi hoyrat ve bitmez hareketliliğin zirvesinde attığımız çamurlu adımların zamanı. Okulumuz , babalarımızın bitirir bitirmez imamlığa girersin diye heveslendirdiği başarı sıralamasında diğer okullara göre nal toplayan pozisyonunda ve kahramanlarının ıskartalaş(tırıl)anlar olduğu meslek lisesiydi herkesin gözünde...

Gün geldi ellerimiz şehirli gibi tokalaşmayı, gözlerimiz masumluğun yalanını öğrendi. Ne imamlığa girebildi bütün umutlarını bu liseye bağlayanlar ne de zamanında bitirebildi bu uzatmalı sevgili konumuna dönüştürdüğümüz okulları. İlkokuldan en son bitirdiğimiz okula kadar boynuz kulağı geçer; ancak boynuz kırılır, kulak kırılmaz sözünün gerçekliğini sorguladık ve pozisyonumuzu sorguladık acemi hallerimizle. Kravatımızı bakarken tökezlediğimiz çukurlarda, tosladığımızda hayata bir pardonla geçiştiriverdik yıkılmışlığımızı ve acıyan yanlarımızı...

Şimdi değerli eskilerimizin kaybedilişindeki baş dönmesini yaşıyoruz, el yordamıyla aydınlattığımız yolumuzda. Bozoğlanlığımızdan geriye kalan bölük pörçük birkaç hatırayı saklıyoruz göğüs cebimizde. Kimseye çaktırmadan dalıp gidiyoruz, ara sıra okul önlerine, ikiye katlanmış harita metod defterlere ve sonradan hatırlayabildiklerimize. Önümüzdeki kurgulanmış hengamede yönlendiricilerle, benzeyerek ve sürüklenerek akıp gidiyoruz. Şimdiki ikisi de kurumuş odunların, 40 yapraklı defterlerin, lisenin tükenmez enerjisinin ve bozoğlanın hiçbiri eskilerine benzemese bile…

Selam Sevgi ve Dua ile...  
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Zamansız Bir Geri Dönüş... Empty
MesajKonu: Geri: Zamansız Bir Geri Dönüş...   Zamansız Bir Geri Dönüş... EmptyPtsi Tem. 01 2013, 01:30

çiçek16Allah razı olsun  çiçek16 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Zamansız Bir Geri Dönüş...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İçe Dönüş...
» Aşka Dönüş
» Zamansız
» Zamansız Yağmur
» Zamansız Yağmur

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: