ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Sonsuzluğa Kanat Çırpmak Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Sonsuzluğa Kanat Çırpmak

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Sonsuzluğa Kanat Çırpmak Empty
MesajKonu: Sonsuzluğa Kanat Çırpmak   Sonsuzluğa Kanat Çırpmak EmptyPaz Haz. 16 2013, 17:19

Sonsuzluğa Kanat Çırpmak
 Ruhum kanadı kırık bir kuş gibi, iyileşmeyi bekliyor sevginle. Yol aldıkça birlikte, ulaşmak istiyor geldiği yere, uzun yolculuklardan sonra seni buluşumun, hikayesi bu. Sana gelinceye kadar çok yollardan geçti bu gönül, han sanıp, bir çok kalpte yersiz oyalandı. Yıldız, ay, güneş misali, her ışığa aldandı, gerçek sanıp yalan sevgileri, kendini kandırdı. Samimiyeti bilmesek, ikiyüzlülüleri de bilemeyiz, gerçek seveni bulmasak, yalan sevgileri hep hakikat sanırız. Varlığına alıştığımız her dostluk hicrandır, sevince, hep bizim sandığımız dostlar, bizi terkedince...

Tek bir çaresi var sevmenin, dünyaya sövmeden sabretmenin, ezeli olana birlikte yürümek. Hicranlarını sonsuzlukta eritmek, seni sonsuz sevişim bu yüzden, yanımdayken bile özleyişim. Dakikalar sonsuzluğa akıyor şimdi, ruhum sana kanat çırpıyor, dünya seninle güzel şimdi. Beklemek seninle anlamlı, özlemler hep sana öyle ki kavuşmalar seninle özel. Ey beni sonsuzluğa götüren güzel, sesinde bir telaş var, sevişinde bir vakar. Sevmek zor iş, sahibinde ağırlık yapar, sebat ister bir kere, pes edenler ansızın, bu işe girişmeye. İnce olmalı her seven, varlığını bir kalbe ilikleyen, bir dikip, bir sökmek olur mu. Sevince gönülden, o yürek yorulur mu...

Ey ilhamı bol, kalbi umman, bir daha kirlenir mi sende durulan. Günahlara dalsa da, sende bulanmaz, yola koyulan, paylaşmak için samimice, aşka vurulan. Aşk için kaç kere, nefessiz kaldık ansızın, ayrılığıyla yarin, diplere daldık çaresiz, kaç kere secdeye vardık özlem içinde. Bizi, aşkın sahibine götürenin izinde, bir akşamüstü, seninle büyütüyorum içimdeki gurbeti, sana daldığım uykulardan, sonsuzluğa kanat çırpıyorum...

Dünyaya geldiğimi anladığımda, etrafını izleyen sessiz bir çocuktum, kanatlarımdan habersiz, mahzun bir konuktum. Büyüyünce öğrendim, yeniden uçabileceğimi, kırılan yanlarımı, tebessümle iyileştireceğimi. Bir palyaçoyu andırsak da bazen, gülümsemeyi öğretti hayat, ağlayan yanlarımıza inat, sevgiyle ayakta kalmayı. En büyük ayrılıklarda bile umutla bakmayı, geceyle gelen şafağı saymayı, sevince öğrendik, bir noktada buluşacağımızı. Son sandığımız yarımların, sonsuzlukta tamamlanacağını...

Sevince dökülen gözyaşlarını kutsal saydım ben, ayrılıkta eritilen günahları, sana giden yollarda, her adımı sevap saymayı. İnsan aşktan ağlar mı demeyin, acıyı bilmeyen aşkı bilemez, geceye ermeyen, şafağı göremez. Sevene daima aydınlıktır dünya yine de. Zor olsa da beklemek, bir karargahtır dünya bilene, bazen zafere dönüşür bu bekleyiş, bazen yeniliriz kendi cephemizde, bazen düşman sanırz dostları. Bazen de dost sanıp topraklarımıza, salarız vefa bilmeyenleri...

Seninle yaptığım okumalar, beni sıkmıyor artık, sevginle dopdolu bakınca hayata, insanlar beni yormuyor. Bir akşamüstü yığılsam da kendime sevgili, sensizlik beni ürkütmüyor, senli günlerin arefesinde, sen kokuyor tüm düşler. Çiçek açan dallar kadar, sen fışkırıyor bu yürek...

İşte büyüyoruz yaşlanmasına aldırmadan dünyanın, işte değişiyoruz, değişmesini istemediklerimiz kadar. Oysa hep başkalarını değişmiş sanıyoruz, çocukken bir köşeye sakladığımız düşlerimizi unutuyoruz. Hani akşam olunca yıldızları sayacaktık, çamurlara aldırmadan bizi sobeleyen, mutlulukları kovalayacaktık. Bizi en çok sevenin adını, ağaçlara kazıyacaktık, çamurları bile yabana atmadan, kalıcı oyunlar kuracaktık, çocuksu oyunlarda. Evler, çocuklar, oyuncaklar yapacaktık, çocuk saflığıyla, güneşin batmasın aldırmayacaktık hani, güneş gibi doğan biz olacaktık odalarda...

Neyimiz eksik, neyimiz fazla bilemiyorum sevgili ama tıpkı çocukluğumdaki gibi, beni bekleyen gizeme dalıyorum. Somyada oturan o çocuk benim şimdi, dede hikayeleri dinleyen konuk benim, gideceği yerden habersiz geldiği yerleri düşünen. Somyanın birinden diğerine zıplayan çocuklar biziz işte, duvardaki haritada il bulmaca oyunu oynayan biziz. Radyoda altın hızma çalarken sevgili, içimden geçen sensin şimdi, kim olduğunu, hangi durakta beni beklediğini bilmeden varlığını hissettiğim sensin şimdi...

 
Şehrin meydanına aşinayım yıllardır ama ilk defa, bilinçli geçiyorum bu taşlardan sen varsın her parkede. Sen olduğunu bilmeden karşılaştığımız her yerde, ruhlarımızın tanışıklığına tanıklık etti bilinmez kaç kez bu meydan. Ama beden giymiş halimizi hissettirmedi bu mekan, tanımak için zaman gerekti sevgili, bilmek için sevmek gerekti. Ruhum kanadı kırık bir kuş gibi iyileşmeyi bekliyor sevginle, yol aldıkça birlikte, ulaşmak istiyor geldiği yere. Uzun yolculuklardan sonra seni buluşumun hikayesi bu, seni bulmak için çıktığım yollarda, yüreğimdeki savrukluğun çetelesi bu...

Huzurla, hicranı aynı anda duyuran her kapıdan sonra, diğerini aratan tüm kapılar sana çıkıyor şimdi. Tüm yollar sonsuzluğa, kanat çırpmak için birlikte, yapılan tüm dualar, senli yarınlara şimdi. Yarınlar, çile çekenlerin ya en çok, tüm çileler, aşk kokuyor seninle. Kuşlar bu güzelliğe eşlik ediyor, sevginle sardığım kanatlar, uçmak için sonsuzluğa gün sayıyor öyle ki. Bizli mutluluklar sarıyor, vefasızlardan yorulmuş bu küreyi...
 
Seni versin öyleyse, seni sevdiren, seni çok sevsin, seninle acılarımı dindiren. Sevmese bilirim sevdirmezdi bu kadar derinden, vermese, elbette, istetmezdi gönülden. Kanatlanmak yürek ister, uçmak için sonsuza, pes etmeyen bilek. Yarım kalmaya gelmedik, tamamlanmak için sevgimiz. Biz dünyayı dost bildik, tüm güzellikleri içinde keşfettik, dünya olacak ilk ve son yer, vuslata mekan. Mahçup etmesin sevenleri, o güzel Yaradan...
 
Şule Meryem Canpolat
 
Selam Sevgi ve Dua ile... 
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Sonsuzluğa Kanat Çırpmak Empty
MesajKonu: Geri: Sonsuzluğa Kanat Çırpmak   Sonsuzluğa Kanat Çırpmak EmptyPtsi Haz. 17 2013, 01:00

çiçek16Allah razı olsunçiçek16
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sonsuzluğa Kanat Çırpmak
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» sonsuzluga dogru
» Beraber Yürüyelim Sonsuzluğa...
» Kanat Açıp Gitmeli
» Kanat Düşlerimi Göz Kesiklerinle
»  Cennete Uçuran İki Kanat: Sabır ve Şükür

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: Sanat ve Edebiyat :: Makaleler-
Buraya geçin: