Kalbinin üzerine bastırdığı Kur'an'la yolda yürüdüğünü görünce Kur'an kursuna gittiğini düşündüğüm gence yaklaşarak selam verip sorular sordum, beklenmedik cevaplar aldım. Buyurun siz de dinleyin soru ve cevapları.
-Delikanlı kursa gidiyorsun galiba, sana bazı sorular sorsam cevaplar mısın?
-Belli olmaz. Ama siz yine de sorun.
-Söyler misin, ne zamandan beri Müslüman'sın?
-Ben ruhlar âleminde iken Rabb'imizin bize sorduğu sorusuna, "Sen bizim Rabb'imizsin, biz Seni tanıyor ve Sana iman diyoruz!" diyerek (kalubelada) verdiğimiz cevaptan beri Müslüman'ım. Yani verdiğim o cevaptan caymadım, Müslüman olarak yaşıyorum, Müslüman olarak da ölecek, yine Müslüman da dirileceğim inşallah.
-Peki, ilk peygamberi, son peygamberi ve adlarını da biliyor musun?
-İlk peygamber, ilk insan Âdem Aleyhisselam, son peygamber de Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Aleyhisselam. Bu ikisinin arasında 120 binden fazla peygamber gelip geçmiştir. Biz hepsini de Rabb'imizin gönderdiğine inanır, iman ederiz.
-Görevleri neydi acaba bu peygamberlerin, onu da biliyor musun?
-ALLAH'ın melek vasıtasıyla gönderdiği emirlerini insanlara anlatarak doğru yolu bulmalarını sağlamaktı.
-Demek sen melekleri de biliyorsun?
-Elbette... Melekler, ALLAH'ın nurdan yarattığı günahsız varlıklardır. Kıyamete kadar ALLAH'ın emirlerini yerine getirme ibadetiyle meşgul olurlar.
-Demek kıyameti de biliyorsun?
-Ona ne şüphe! Şimdiye kadar gelip geçmiş insanların öldüğü gibi, bundan sonraki insanlar da nihayet bir gün tümüyle ölecek, en sonunda yeniden dirilerek yeni bir hayat kurulacak. Bunun adına öldükten sonra dirilme, mahşer ve kıyamet günü denmektedir. İyi insanlar bu dirilmede iyiliklerinin mükâfatlarını görürken, kötüler de kötülüklerinin de cezasını çekecek, yaşadıkları dünya hayatının hesabını vereceklerdir.
-Peki, bu söylediklerinin hepsini de içine alan bir dua biliyor musun?
-Elbette. Ben inançlarımı içinde toplayan Amentü'yü çoktaaan ezberledim..
-Öyle ise ezberlediğin Âmentü'yü oku da bir dinleyelim bakalım?
-"Âmentü billâhi ve melâiketihî ve kütübihî ve rüsülihî vel-yevmil âhiri ve bil-kaderi, hayrihî ve şerrihî minallahi teâlâ vel-ba'sü ba'del mevt; eşhedü en lâ ilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûlüh."
-Bu okuduğun kelimelerin manalarını da anlatırsan vermeyi düşündüğüm büyük hediyeyi hak ettin demektir.
-(Âmentü billahi) ben ALLAH'ın birliğine inandım, (Ve melâiketihî), meleklerine de inandım, (Ve kütübihî), kitaplarına da inandım, (Ve rüsülihî), peygamberlerine de inandım, (Vel-yemil-ahiri) âhiret gününe de inandım, (vebil-kaderi) kadere de inandım, (hayrihî ve şerrihî minallahi), kaderin hayrına da, şerrine de yönelmenin kuldan; yaratmanın ise ALLAH'tan olduğuna inandım, (Velba'sü ba'del mevt) öldükten sonra yeniden dirileceğimize de inandım.
-İstersen son şahadet kelimesini de birlikte okuyalım: Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûlüh.
-Bunları eksiksiz cevaplayan öğrenci hediyeyi hak eder. Bu sebeple diyorum ki, dile benden ne dilersen?
-Özür dilerim efendim!.
-Neden?..
-Çünkü ben bunları dinimin temelleridir diyerek ALLAH için öğrendim, hediyemi de ALLAH'tan (cc) beklerim, kullardan değil...
Bu sırada aniden kolundaki saatine baktı, 'Aaaaa! Ders başlamış, yetişmem gerek!..' diyerek sanki pır diye uçtu gitti Kur'an kursuna doğru. Şaşırdım. Bu bir öğrenci miydi yoksa bir melek miydi?.
a.sahin@zaman.com.tr