ebeda
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ebeda

Sonu Olmayan Bir Yolda Birlikte Yürüyenlerin Sitesi
 
AnasayfaAnasayfa  Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu Empty  Radyo  Latest imagesLatest images  AramaArama  Giriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Son Konular
Konu Son Yazan GöndermeTarihi
Cuma Şub. 09 2024, 12:26
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:25
Cuma Şub. 09 2024, 12:24
Çarş. Ara. 06 2023, 12:37
Çarş. Ara. 06 2023, 12:26
Çarş. Ara. 06 2023, 12:20
Ptsi Ara. 04 2023, 15:55
Ptsi Kas. 06 2023, 20:33
Ptsi Kas. 06 2023, 20:23
Ptsi Kas. 06 2023, 20:19
Ptsi Kas. 06 2023, 20:17
Ptsi Kas. 06 2023, 20:16
Ptsi Kas. 06 2023, 20:15
Ptsi Kas. 06 2023, 20:14

 

 Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
mustafa43
Admin
Admin
mustafa43


Mesaj Sayısı : 12855
Kayıt tarihi : 03/07/08

Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu Empty
MesajKonu: Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu   Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu EmptyÇarş. Haz. 24 2009, 13:07

Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu B298304namazduadc4b1r


Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu

Resul-i Ekrem’in (a.s.m.) vefat edeceği gün sabah vakti, kendisinde bir hafiflik görüldü. Yanındakiler sevinerek, iyidir diye ayrılıp işlerine gittiler. Yanında yalnız kadınlar kaldı. Böyle ümitle ferahlık arasında iken Resul-i Ekrem (a.s.m.):
– Kadınlar çıksın, bu melek yanıma girmek istiyor, dedi.

Herkes çıktı, yalnız Hz. Aişe kalmıştı. Resul-i Ekrem’in (a.s.m.) başı onun kucağındaydı. Meleği karşılamak üzere Efen­dimiz (a.s.m.) oturdu. O da evin bir köşesine çekilmişti.

Bir müddet melekle konuştuktan sonra tekrar Âişe Valide­mizi çağırdı ve başını onun kucağına koydu. Kadınlara da içeri girmelerini söyledi. Hz. Aişe, Resul-i Ekrem’e (a.s.m.):

– Bu melek, Hz. Cebrail’e (a.s.) benzemiyordu, dedi.

Resul-i Ekrem (a.s.m.) şöyle buyurdu:

– Evet, ya Aişe, bu, ölüm meleği idi. Bana geldi ve “Allahu Teâlâ beni sana gönderdi ve iznin olmadan yanına girmememi emretti. İzin vermezsen geri dönerim, izin verirsen girerim. Ve yine sen müsaade etmeden ruhunu almamamı bana emretti. Emrin nedir?” diye sordu. Ben de kendisine “Ceb­rail gelinceye kadar benden uzaklaş” dedim. İşte şimdi Cebrail’in gelme saatidir.

Hz. Aişe bunun üzerine, “Ne bir fikir yürütecek ne de bir cevaba muktedir olacak durumda idik. Büyük bir felâketle karşılaşmış olarak dehşet içinde kaldık. İşin önemine binaen kimsenin ağzından ses çıkmıyor, ehl-i beyt dehşet içinde bekliyordu. Tam bu sırada Hz. Cebrail’in (a.s.) kapıya geldiğini anladım. Selâm verdi, kadınlar çıktı. Hz. Cebrail (a.s.) girdi ve Resul-i Ekrem’e:

– ALLAH Teâlâ’nın sana selâmı vardır, kendini nasıl bulduğunu sana soruyor. Şüphesiz O, senin nasıl olduğunu daha iyi bilir, ancak senin kerem ve şerefini artırmayı ve ümmetin arasında örnek olmayı kast etmiştir, dedi.

Resul-i Ekrem (a.s.m.):

– Kendimi sancılar içinde buluyorum, dedi. Hz. Cebrail de (a.s.):

– Sana müjde olsun! ALLAH Teâlâ seni vaat ettiği mevkilere yükseltmek için bu acı ve sancıları sana vermiştir, dedi. Resul-i Ekrem (a.s.m.):

– Ey Cebrail, ölüm meleği yanıma girmek için izin istedi, dedi ve olayı anlattı. Hz. Cebrail (a.s.):

– Ya Resulallah, Rabbin sana müştaktır, senden başka hiç kimseden böyle bir müsaade istememiş ve istemeyecektir. ALLAH Teâlâ böylece senin şerefini tamamlamak istiyor, dedi. Resul-i Ekrem:

– O hâlde Azrail gelinceye kadar ayrılma, dedi. Kadınların içeri girmesine izin verildi. Resul-i Ekrem, Hz. Fâtıma’ya:

— Yaklaş, diye buyurdu. Hz. Fatıma Resul-ü Ekrem’e doğru eğildi. Efendimiz (a.s.m.) ona gizlice bir şeyler söyledi ve gözleri yaşlı olarak başını kaldırdı. Resul-i Ekrem tekrar Hz. Fatıma’ya:

– Yaklaş, diye buyurdu. Bu defa da kulağına bir şeyler fısıldadı ve Hz. Fatıma gülümseyerek başını kaldırdı.

Tabii bu durum, Hz. Aişe başta olmak üzere odadaki kadın­ları meraklandırdı. Hz. Aişe sonra bir fırsatında Hz. Fa­tı­ma’­ya bu durumu sordu. O da:

– Birinci seferinde Resul-i Ekrem (a.s.m.) bana, “Ben bugün ölüyorum” diye buyurdu ve ona ağladım. İkinci seferinde, “Ben Allah’a dua ettim; ehl-i beytimden ilk olarak seni bana ulaştırmasını ve seni benimle bir arada bulundurmasını is­tedim” şeklinde buyurdu, buna da güldüm, dedi ve oğulları­nı kendisine çekerek başlarını kokladı.

Tam bu sırada ölüm meleği geldi, selâm verdi ve içeri gir­mek için izin istedi. İzin verildi, içeri girdi ve:

– Ya Muhammed, ne emrediyorsun, diye sordu. Resul-i Ek­rem (a.s.m.):

– Şu anda beni Rabbime ulaştır, buyurdu. Hz. Azrail de (a.s.):

– Olur, seni bugün Rabbine ulaştırırım, çünkü Rabbin sana müştaktır. Senin dışında hiç kimse hakkında böyle bir tereddüde meydan vermedi. Senden başka kimseden izin almamı emretmedi. Fakat senin saatin yakındır, dedi ve ayrıldı. Bu sırada Hz. Cebrail (a.s.) gelerek selâm verdi ve:

– Vahiy dürüldüğü gibi dünya da benim için dürülmüş oldu. Artık ne dünyanın bende bir ihtiyacı ve ne de benim dünyada bir ihtiyacım kaldı. Bu, benim yeryüzüne son inişimdir, dedi.

Kimsenin ses çıkaracak durumu yoktu. Hz. Aişe, Efendimi­zin (a.s.m.) mübarek başını göğsü arasına aldı ve Efendimi­zin (a.s.m.) göğsünü tuttu. Bu sırada Efendimiz kısa bir bay­gınlık geçirdi. Sonra alnından inci tanesi gibi terler akma­ya başladı. Hz. Aişe terini sildi ve şöyle dedi:

– Böyle güzel koku hiç almış değilim. Sonra ayılınca:

– Anam babam sana feda olsun, bu terler ne idi, dedi. Resul-i Ekrem (a.s.m.):

– Mü’minin ruhu ter ile, kâfirin ruhu ise merkebin canı gibi ağız ve burun deliklerinden çıkar, buyurdu. İşte ancak o zaman Hz. Aişe ve yanındaki kadınların aklı başına gelmişti, korku dolu bir halde hemen erkekleri çağırdılar.

İlk gelen erkek, Hz. Aişe’nin babasının ona gönderdiği, kar­deşi Abdurrahman’dı. Ne yazık ki o bile Resul-i Ekrem’in ha­yatına yetişememişti. ALLAH Teâlâ, Cebrail ve Mikail’i görev­lendirdiği için vazifeyi onlar üzerlerine almışlardı da hiçbir erkek ölümü ânında yanında bulunamamıştı. Resul-i Ekrem (a.s.m.) kendinden geçip baygınlık geçirdiği sırada da, sanki “Hangisini tercih ediyorsun?” diye bir muhayyerlik içinde, “Hayır, Refik-i Â’lâ’yı istiyorum” buyurmuştu. Dili açıldığı ve baygınlığı geçtiği vakit kadınlara döndü:

– Namaz, namaz; zira siz namaza devam ettiğiniz müddetçe dine bağlısınız. Onun için hepiniz namaza devam ediniz, buyurdu ve “namaz, namaz” diye diye ruhunu teslim etti.


Namazı Yaşayanar/Said Demirtaş/Nesil Yayınları


Namazla İlgili Alınıp Okunabilecek Kİtaplar:


1-Sabah Namazına Nasıl Kalkılır, Cemil Tokpınar, Nesil Yayınları

2-Niçin Namaz, Vehbi Karakaş, Timaş Yayınları

3- Namaz: Bir Tevhid Eylemi, Abdullah Yıldız, Pınar Yayınları

4- Namaz Gözaydınlığım, Mehmed Göktaş, İstişare Yayınları

5- Namaz Bilinci, Hasan Büyür, Denge Yayınları

6- Gece İbadeti, Abdülhakim Yüce, Işık Yayınları

7- Nur Dede Anlatıyor, Mehmed Paksu, Nesil Yayınları

8- Namazla Dirilme, Mustafa Meşhur, Ravza Yayınları

9- Namazın Hayatî Özellikleri, Süleyman Arif Emre, Kitap Dünyası Yayınları

10- Namazı Yaşayanlar, Said Demirtaş, Nesil Yayınları

11- Namaz Benim Huzurum, Nurullah Çörek, Timaş Yayınları

12- Hadislerin ve Hadiselerin Diliyle Namaz, Veysel Akkaya, Muştu Yayınları

13- Namazın Sırları, Haluk Nurbaki, Damla Yayınevi

14- Namaz ve Karakter Gelişimi, Esma Sayın Ekerim, İnsan Yayınları

15- Namaz Akılları Durduran Mucize, Dr. Kerim Buladı, Kayıhan Yayınları

16- Namaz Cenneti 2 cilt, Medine Balcı, Ebrar Yayınları

17- Çocuklarını Namaza Nasıl Alıştırırsın, Ahmed Abdülaziz el-Kettan, Polen Yay.

18- Namaz, Said Havva, Yenda

19- Namaz Şuuru, Mustafa Çelik, Yenda,

20- Niçin Namaz Kılıyoruz, M. Ahmed İsmail el-Mukaddem, Polen Yayınları

21- Gözümün Nuru Namaz, Osman Ersan, Erkam Yayınları

22- Mü’minin Miracı Namaz, Süleyman Kösmene, Yeni Asya Neşriyat

23- Haydi Namaza, Abdullah Yıldız, Pınar Yayınları

24- Yeni Başlayanlar İçin Namaz Rehberi, Birun Yayınları, Münib Engin Noyan

25- Namazda Huşûya Götüren 33 Etken, M. Salih El-Müneccid, Karınca Kitap

26- Nasıl Namaz, Vehbi Karakaş, Timaş Yayınları
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
MaVi_GüL
Admin
Admin
MaVi_GüL


Mesaj Sayısı : 16821
Kayıt tarihi : 03/07/08

Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu Empty
MesajKonu: Geri: Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu   Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu EmptyCuma Haz. 26 2009, 23:51

mustafa43 demiş ki:


– Namaz, namaz; zira siz namaza devam ettiğiniz müddetçe dine bağlısınız. Onun için hepiniz namaza devam ediniz, buyurdu ve “namaz, namaz” diye diye ruhunu teslim etti.

Sad

çiçek7 Allah razı olsun çiçek7
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Peygamberimizin (a.s.m.) Son Sözü, "Namaz" Oldu
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Namaz İlla Namaz
» İSLAM´A GİRİŞ "LA" REDDİYETİYLE BAŞLAR
» RUSSEL GOUGH, "Karakteriniz Kaderinizdir" adlı kitabında diyor ki:
» Aile içinde "Akla kapı aç, iradeyi elden alma" anlayışı!
» "Eyy Yerin Mustafa'sı,Göğün Mahmud'u Hoş Geldin"

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ebeda :: İslami Konular :: Genel İslami Konular-
Buraya geçin: